23 Nisan 2016 Cumartesi

23 Nisan ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN..


Çocuklar..
Sizler bizim herşeyimiz
Geleceğimiz,namusumuz,şerefimiz,yarınlarımız,umutlarımızsınız...
Gününüz kutlu olsun..!
Haydi..bir elinizde AY YILDIZLI BAYRAKLAR
Diğer elinizde renk renk balonlar
Çıkın sokağa çoşkuyla
ATAM'ın size armağan ettiği bu güzel bayramı
Kutlayın neşe içinde mutlulukla..
ANNELER BABALAR sözüm size
Kenetlenin elele bu anlamlı özel günde
Bu canlar bu tende oldukça
Sahip çıkın çocuklarımıza
Sahip çıkın bayramlarımıza
Sahip çıkın topraklarımıza
Koruyun çocuklarımızı sapıklardan istismarcılardan
Korkmadan UMUTLA bakabilsinler yarınlara..
Acımasın o minicik canları
Akmasın hiç gözyaşları..
Öksüz yetim büyümesinler
Birlik olun HAİNLERE karşı...!


Güzin Avcı
23.Nisan.2016
TAHRAN-İran

21 Nisan 2016 Perşembe

HUZUR var Tahran'da..

Modern İlahiye..
Evimin karşısında küçük bir AVM. Hava güzel dedim bir geziyim hele ne var ne yok semtimde ?.
Oldukça kaliteli, nezih insanlara hitap eden pahalı çarşı, gözlerim takılı kaldı mücevherlerinde.
Çıktım ordan biraz da dalıyım sokaklara..
İLAHİYE semti bakalım ne durumda?
Başka bir AVMye girdim hemen yakınında,yeni açılıyor belli her halinden, tüm duvarlarları mermerden.Marka hepsi fiyatlar uçmuş kaliteden.
Hangi sokağa daldıysam gözlerimi alamadım evlerin muhteşem mimarisinden ..
Vay canına..Bu ne zenginlik yahu böyle?
Kapının önündeki arabalar son model marka.Benim diyen zengin yaklaşamaz bile yanına.
HELAL OLSUN dedim  Tahran'a.
Ben de yaşıyorum Başkent Ankara'da..böylesi zenginlik görmedim burası bambaşka.
Hep üzüntüyle derdim dönüyoruz  İran'a..Sanırdım burası medeniyetten uzak yaşıyorlar öylesine.
Özür diliyorum tüm kalbimle. İnsan yaşamayınca bilmiyor gerçekleri.
Geri kalmışlık da biz de. Kavga da biz de..Hırsız da biz de.Sefalet de biz de..
Öyle özgür bir ülke ki..Meydan okuyor tüm dünya milletine.
Yeni yılı farklı, babalar günü anneler günü başka tarihte, kandil geceleri bile değil aynı günde.
Kendi kafasına göre belirlemiş özel günleri .Kendi koymuş gönlüne isteğine göre bir şekilde.
Saati bile tam değil buçuklu yani..1.5 saat öndeler şimdi  bizden.
İnanılmaz kültürlü insanları.Okuma oranı yüzde 95.. şaşırdım duyunca.
En çok şaşırdığımda.. TÜRKÇE konuşan toplam insan sayısı 30 milyon İRAN'da.
Dünyada İstanbul'dan sonra, en çok Türkçe konuşulan yer Tahran'mış ve 13 milyona yakınmış.
İnanılması güç ama gerçek.Burnumuzun dibi İran sınır komşumuz haberimiz yok bunlardan.
Köklü bir tarihleri var..tarihi yerleri gezilecek görülecek yerleri çok fazla.
Eğitimleri çok iyi.Hemen hemen çoğunluk İngilizce biliyor.
Koca bir BORÇ kamburu var sırtımızda bizim...Bükmüşüz boynumuzu Amerika'ya.
Oysa bunların  5 kuruş borçları yok..Meydan okuyorlar dış dünyaya..
30 yıl ambargo görmüşler eyvallah dememişler..
Kendi yağlarında kavrulup,3 çeşit arabasını bile kendileri üretip satmış halkına taksitle.
Benzin ucuz, herkesin varaltında  arabası..
Kızlar inanılmaz bakımlı,eğitimli,spora müziğe eğlenceye düşkün,kendine güveni var.
Saçlarını bağlamaları o kadar hoş ki batmıyor bile göze.
Geç saatlerde genç kızları görürsünüz sokaklarda.
Laf atan yok taciz eden yok..SAPIK yok anlayacağınız.
Bayan taksiciler inanılmaz güzellikte, kimse bakmıyor yan gözle.
Petrolü,doğal gazıgraniti,fabrikaları,,hayvancılığı,tarımı..ne istersen var yok kimseye minneti.
Yemin ederim bizden mutlular HUZUR var ülkede HUZUR.
Sokmuyorlar ülkelerine kendi milletinden başkasını bir yabancıyı..
Biz niye böyle olduk bilmem ?
Savaş bizde..Kan bizde..ölen GENÇLER bizde..kavga bizde..taciz bizde..mülteci bizde..işsizlik bizde..katiller bizde..Birbirini yiyen muhalefet bizde.Hergün boy gösteren her kanalda konuşan Cumhurbaşkanı bizde Başbakan bizde..
Ne talihsiz bir milletiz böyle..
Dünyanın en güzel ülkesi bizim ülkemiz, inanılmaz MUTSUZ HUZURSUZUZ işte.
Bir İran'lı Türkçe konuşan arkadaşım döndü bana. tatlı bir ses tonuyla...
--" Atatürk gibi ileri görüşlü bir önderimiz olsaydı BAŞIMIZDA..
Çok akıllı milletiz HÜKMEDERDİK DÜNYAYA..olurduk 2.ci AMERİKA .."
Şimdi de hükmediyorsunuz be güzel arkadaşım. Eğmiyorsunuz hiç başınızı.
Tüm alkışlarım siz İran halkına..Misafirperver candan dost oluşunuza..
Bir daha..birisi açsın ağzını İran hakkında, bir kelime söylesin haksızca..yapıştıracağım ağzına..
---"Git..gör..yaşa..konuş diyeceğim ondan sonra.."...!!!!
Tahran'dan..sessiz çığlıklarım yükselirken semaya..diyorum ki haykırırcasına...
Bu can bu tende oldukça..devam mücadeleye...
UMUTla bakalım geleceğe..
Güneşler doğacak bir gün üstümüze yeniden..
Savaş bitecek yüzler gülecek..
Yeniden döneceğiz güzel günlere...

Güzin Avcı
22.Nisan.2016
TAHRAN-İran

6 Nisan 2016 Çarşamba

utanıyorum yaşananlardan..

Bir gün de..
Uyanıyım sabaha huzurla..
Günaydın Türkiyem deyim coşkuyla..
Günaydın deyim eşime aileme dostlarıma..
Diyemiyorum..
UTANIYORUM yaşananlardan..
Sanki benim ayıbım gibi..

Huzur içinde doğup büyüdüğüm güzel ülkemin haline bak ?
Nasıl bozulduk bu kadar ?
Nerde  İNSANLIK  dediğimiz en güzel unsur ?
Nerde vicdan merhamet sağduyu ?
Bırakın partiyi lideri öne çıkan isimleri..
Bırakın birbirinizi yemeyi..
İNSAN  OLUN  İNSAN..

Bir insanın fikri zikri zihniyeti ne olursa olsun..
Hangi partiden hangi dinden hangi milletten olursa olsun..
Önemi  YOK...
Önemli olan güzel İNSAN olmasıdır..
Kalbinin temizliği, iyi düşüncesi, merhameti vicdanıdır...

Aman ha....o bizim partiden....o bizim fikrimizden...
O  bizden değil..o farklı düşünceden... denilirse  eğer..
Gözardı  edilip aklanırsa  bile bile yanlışlar..
Ne İNSANLIK kalır ortada...
Ne SABIR ..?
Ne  GÜVEN ?
Bozulur manevi güzel AHLAKİ tüm değerler birer birer ...
Döneriz  Orta Çağa koşar adım....
Kalmaz toplumun  geleceğe ne umudu  ne yarını..
Doğmaz güneşi..olmaz da sabahı..

Güzin Avcı
6.Nisan.2016
TAHRAN

5 Nisan 2016 Salı

olmaz deme oluyor işte..

Sapıklığın-şiddetin-cinayetin-tecavüzün-tacizin-esrar eroinin-terörün-savaşın tavan yaptığı dönemden geçiyoruz.Biz böyle bir ülke değildik ne oldu bize?
Ucuz insan oldu hayatımız.Tavuk bile daha değerli oldu insan hayatından.
Öldürülen gencecik polisler askerler, cinayete kurban giden genç kızlar kadınlar,tecavüze maruz kalan cinsel istismar sonucu RUH sağlığı bozulan çocuklar, esrar eroin bonzai altında can veren insanlar.Olmaz demeyin  oluyor işte hem de her geçen gün büyüyen potansiyelle.
Bizi bozan cehaletimiz..
Okuma oranımızın düşük olması.EĞİTİMe yeteri kadar önem vermememiz..
Bir ülkeyi ayakta tutan eğitimdir EĞİTİM...Eğitimden dinden soğur oldu millet.
Televizyonlara bir bakın.Peşpeşe çevrilen diziler insanları insanlıktan çıkardı.
Kimin eli kimin cebinde belli değil. Evli insanların mutlaka yedekte bir sevgilisi var.
Evlilik kutsal bir kurumdur oysa.Bu kadar aşağılanamaz.Ahlaki kavramlar kaldırılmış yok piyasada.Her filmde her programda görüyoruz..Öfke-kin-nefret-şiddet-yalan dolan-sahtekarlık-hırsızlık- zihin ve kalbi kirleten iğrenç oyunlar düzenler fesatlıklar-evliyi baştan çıkarmalar- sanki Teksas mübarek tabancayı çekip öldüren öldürene..
Bu diziler yetmiyormuş gibi bir de ğrenç evlilik programları. İpini koparan gelmiş oraya.Televizyon başında şovlar,kırıtmalar bu ne ya..?
BİZ bu kadar basit millet miyiz? Bu kadar ucuz değil ahlakımız itibarımız.
Yüzlerce kanal var.Hangisi eğitici,hangisi belgesel filmlerle aydınlatıyor cahil halkı.?
Bir bakın başka ülkelere bizden başka kötü haber veren TV kanalları var mı dünyada ?
Çoğunluğu cahil olan halkımın tek eğlencesi televizyon izlemek.İzliyor dizileri gözünü kırpmadan..
Ya komşusuna göz dikiyor, ya küçücük çocuğa tecavüz ediyor, aklı kayıyor orasına.,Kime ne yapabilirim sapıklığı yapışıyor yakasına.
BEYİN hasta. Beyinler eğitilmiyor.Seviyesi düşük aşağılık programlar eşşeğin aklına karpuz kabuğu getirircesine işliyor cahilin beynine.
Aileden sorumlu bakan bir kerecikten birşey olmaz derse çıkıp da ekrana..
Bu cahil millet yakında saldırır anasına da.
Haaa..kızı demiyorum..kızına öz evladına yıllarca tecavüz eden nice lanet olası babalar var.Öz annenin bunu bilmesine rağmen göz yumması da cabası.Neden? cehaletten..elinde mesleği maaşı gidecek yeri olmamasından.Yıllarca susmak zorunda olan kahrolası analar..
Hiç unutmam okulumuzdaki genç güzel kızların gözyaşlarını..
Kimi babası kimi de abisi tarafından yıllarca cinsel tacize uğrayanlardı bu masum kızlar.
Ya aslan gibi genç delikanlıya ne demeli..?
Babasının tacizine yıllardır sesini çıkaramayan hayata küskün bu erkek çocukları..?
Yazsam roman olur ama utançtan yazamıyor ellerim.
Öğrenciye göz koyan öğretmenler müdürler..
Yetiştirme yurtlarındaki vicdansız merhametsiz görevliler yöneticiler..
Engelli çocuğa, 3 yaşındaki sübyan bebeğe, ölüye bile saldıran cinsi sapıklar..
Hepinizin Allah belasını versin...!!!!!!
Siz zaten insan değilsiniz,insanlıktan nasibinizi almamış hasta ruhlu insanlarsınız.
Bir de buna çıkıp adına din hocalarından saçma sapan fetvalar gelirse, filmlerde iki hatunu ile bir arada yaşayan erkek göze hoş gelmeye çalıştırılırsa, bir kumadan ne çıkar diye eve bir Suriyeli kız getirilirse, daha doğrusu ahlaksızlığa edepsizliğe terbiyesizliğe alıştırılırsa insanlar yavaş yavaş, zehirlenirse bir şekilde.. daha çoook cinayetler işlenir..çook tecavüzler görülür bu ülkede.
3 ayda 94 kadın öldürülmüş..Dağ başında mı yaşıyoruz.?
Yarınlarımızdan KORKAR  olduk.
Geleceğimize endişeyle bakar olduk.
Güvende hissetmiyoruz kendimizi.
HUZURa hasret kaldık.
 Eski günleri mumla arar olduk.
Olmaz..Bu VATAN BİZİM..Vatanını seven herkes birşeyler yapmalı.Türküyle, kürdüyle, lazıyla, çerkeziyle, alevisiyle ,sünnisiyle bir milletiz biz elele vermeliyiz..
İÇ SAVAŞA sürüklemek istiyorlar bizi.
Oynanan bütün oyunlar,beyinler uyuşturulsun diye çevrilen diziler hep bundan.
Bir toplumun en büyük ayıbıdır iç savaş. Kardeş kardeşi-en yakın arkadaşını-dostunu-komşunu bile acımadan vurdurtur sana.
Memleketim başka bambaşka.Türkiyem karışsın İSTEMİYORUM..
Türkiyem aydınlık günlere kucak açsın baharla birlikte.
Olmayalım Suriye-Irak-Lübnan-Yugoslavya gibi.
YAKIŞMAZ bize..YAKIŞMAZ böylesi bir ülkeye.
Sınırlarımız ateş altında. Bir Azerbeycan-Ermenistan eksikti başımıza..
Karışmayın tepedekiler..Size ne ? Siz DOST olun komşularımızla.
İYİ geçinin. Terörü bitirin. İşsiz gençlerimize İŞ verin.
Elinizi vicdanınıza koyun, düşünün BİZ NE YAPIYORUZ diye ?
Çok geç olmadan alın tedbirleri. Yakmayın bizi çıra gibi...!!!

Güzin Avcı
5.Nisan.2015
TAHRAN


4 Nisan 2016 Pazartesi

tüm ekip uçakta..

Viyana havalimanına geldik coşkuyla..
Herkes yaptı alışverişini keyifler dört köşe..
Viyana-İstanbul yolcuları hazır beklemede...
Tüm ekip tam kadro uçakta aldı yerini güle oynaya..
Dubai yolcusu Levent bey de dahildi buna..
Hababam sınıfından bir farkımız yoktu sanki..
Herkes kaynaştı dost oldu ya..
Ver yansın gırgır şamata..
Taner bile geldi en önden arka sıraya yanımıza..
Katıldı coşkuya..
Gözlerde pırıltı yüzlerde gülümseme..
Çocuklar kadar şendi ekip..
Bir elma şekeri bir de balon eksik..
Herşeyi unuturum da..
Bu yolculuğu UNUTMAM asla..
Özlem'in uçak korkusu..
Erdal'ın sükuneti..
İstanbul semalarında..
Türbilansa düşen uçağımız..
Alabora olurken bile..
Gülüyorduk kendimizden geçmişçesine..
Güzeldin Orta Avrupa gezisi herşeyinle
Darısı aynı ekiple seneye..

Güzin Avcı
TAHRAN

3 Nisan 2016 Pazar

unutulmaz bir geziydi..

Teşekkür ederim beni bu güzel geziye götüren canım eşim Taner'ime..
JOLLY turun en büyük şansı süper rehberimiz Levent beye...
Bizi gezdiren sevgili Macarlı şöfere..
Vee..inanılmaz güzellikte olan güzel dostluklar kurulan gruptaki herkese..
Evet..GEZİ güzeldi.mükemmeldi...keyifliydi..
Yaşadık TARİHİ yeniden..gittik geldik eski günlere..
Başı kesilen TÜRK askerlerinin kargaya gözlerinin oydurulduğu resimler etkiledi beni..
Her yerde her karede OSMANLI askerinden nasıl da korktukları belliydi..
Çok yerin zamanında bizim oluşu..Estergon kalesi..147 yıldan sonra teslimiyeti..dökülen şehitlerimizin kanıyla sulannan toprakları nasıl göz göre göre kaybedişimiz..
İnanın hep üzdü sızlattı içimi....
5 ülkenin hepsi de..
..medeniyeti, okuma oranının yüksekliği, teknolojisi, adaleti,sanatı,rahat yaşamı,trafiği, huzuru ile etkiledi beni.
En çok etkilendiğim de PRAG'daki..
KARLOVY VARY şehrindeki ATAM'ızın kaldığı yerdi.
..Orta Avrupa'nın en güzel şehri dediği bu yerde nefrit hastalığına tedaviye buraya gelmiş,,42 gün kalmış burda,memleket meselesi yüzünden yarım bırakmış tedavisini geri dönmüş ülkemize,hiiiç yaşamamış kendisi için..heşey VATAN için demiş..Gel de üzülme bugünküleri görünce.
..2 tane tablo asılı burda.DÜNYANIN hiçbir ülkesinde hiç kimseye nasip olmamış 2 tabela..
Bir ATAM'ıza aitmiş bu onur dünyada..
1.ci tabelada: TC..nin kurucusu...KEMAL ATATÜRK...
2.ci tabelada : ASRIN ADAMI..KEMAL ATATÜRK  yazıyordu.
GURUR DUYDUK..
Gezdiğimiz heryer..her başkent..her şehir..bizden kalma..ama yok edilmiş TÜRKlerden kalan eserler ne yazık ki....
Ne büyük bir MİLLETİZ ki hala inmiyoruz aşağı, yumruk olmuşuz takılıp kalmışız boğazlarında.Üstümüzde oynanan oyunlar hep bundan.Doymamışlar elimizdekileri almaya.
Atamızın ve şehitlerimizin çizdiği VATAN topraklarında gözleri..
Resimlerde gülsede yüzümüz MEMLEKETİMİZİN İÇLER ACISI durumu konuşuldu hep..
.-.Savaş-ölen şehitlerimiz-öksüz kalan boynu bükük çocuklar-canlı bombalar-masum halkın katledilişi- işssizlik-taciz tecavüz-din istismarcıları-mülteciler-basın ve adalet özgürlüğünden yoksun oluşumuz-dış itibarımız zedelenişi-turistin elini ayağını çekmesi-komşularımızla düşman kardeşler olmamız-fakirlik-..
Bunca derdimiz varken Başkanlık türküsü söyleyenler-vicdanının sesini unutan milletvekilleri..
veee bu hale bu günlere nasıl geldiğimiz.?
Bu şehirlerin valisi,emniyeti,polisi,duyarlı halkı nerdeydi ?..
Güzel geziydi ama dilimizden de bu konular hiiiç düşmedi..
Yediğimiz içtiğimiz içimize sinmedi.
Uzaklardan çok kötü durumda görünüyoruz  bu gerçek acı.....
İnanılmaz boyutta bilesiniz korku endişe kaygı..
Vermişiz ya Tuna'yı..
Güzelim Peşte'yi..Buda'yı...
Kaldı aklım oralarda..
Kaldı canımın bir parçası..

Güzin Avcı
29.Mart.2016
Tahran-İRAN

2 Nisan 2016 Cumartesi

Bratislava- SLEVOKYA

İŞTE yaşanacak bir şehir.
İnsanın ömrü uzar bu Bratislava'da.
İnanılmaz huzur dolu mutlu bir şehir.
Dünyanın en güzel kızlarını çıkarıyormuş yarışmalarda  Slovekya .
Bacak boyları en uzun kızlar burdaymış.
Kişi başına düşen 25.000 euroluk milli geliri olan bir ülke.
Bratislava TUNA'nın incisi kabul ediliyor    ve nehir kıyıları çok güzel.
Bratislava kalesi, St.Martin katedrali, eski tarihi şehir kalıntılarını gördük.
Slovak devlet tiyatro binası,..Parlemento binası..
MOZART'ın 6 yaşındayken konser verdiği tarihi bina..
Çektiğimiz resimlerle ölümsüzleştirdik güzel Bratislava'yı..
Eski  şehir merkezinde güzel parkın kenarında bir mola verip RİO' da yemek yedik gelip geçenleri izleyerek..
Yanındaki Luculus'un dondurması muhteşemdi o soğukta dona dona yedim iştahla vallahi...
Çıktık yola..VİYANA havaalanına doğru...
Akşam yolculuk var..
Tatil bitti...
Herkes İSTANBUL'a..
Valizler otobüste, pasaportlar cepte..
Güzel anılar kaldı geriye...
Kazanılan dostluklar ve çekilen resimlerle..

Güzin Avcı
25.Mart.2016
Viyana-Avusturya

CESKY KRUMLOV- Viyana

Bir Orta Çağ kasabası Cesky Krumlov.
VİTAVA nehri kıvrımları içerisinde inanılmaz güzellikte şirin mi şirin.
Şehrin planını gösteren bir harita vardı girişte..
Nehir şehrin içinde kıvrılmış bir ADA görüntüsündeydi.
O kadar güzeldi ki evlerin turuncu çatıları, yukardan şehrin mimarisi.
Şehrin görüntüsü  gerçek değil sanırsınız maketten yapılmış sanki.
Çook beğendim..En güzel resimler burda çekildi bence.
Vitava nehri üstünde çekindik toplu olarak bir hatıra resmi..
Resmi çeken de Japon güzeliydi..
Tarihi bir yapıyı gezdik..ilginç resimlerle süslüydü duvarları.
Resimlerin hepsinde bir gül yapılan motifin içine saklanmış.
Rozemberg ailesinin yaptırdığı anlaşılıyordu.
Kaleden atılan taşları gördük.Ve simgeleri olan canlı bir ayı ve yanında da gül vardı.
Museum Tortury'e geldik.Duvardaki resimler inanılmaz ürkütücü ve üzücüydü.
Tatar Türkleri'nin kesik başı ve üstünde de gözlerini oyan karga resmi vardı.
Viyana'lıların nasıl vahşet yaptığını,acımasızca Türkleri nasıl öldürdüklerini gösteren resimdi bu.
Bayraklarına da taşımışlar bu acımasızlıklarını.
Çoğu yerde Osmanlı'yı temsil eden hilal ayaklar altında çizilmiş,
Osmanlı'nın başını böyle ezeriz dercesine..
Rehberimiz Levent bey sormuş Caroline adlı bir rehbere..
--" Neden bu resimi açıklamıyorsunuz turistlere.." ? diye..
-- " YASAK..anlatamayız..cezası var  " demiş.
Anlatır mı kendi barbarlıklarını ? hep korkmuşlar Osmanlı'dan..
Hep çekinmişler TÜRK kuvvetinden askerinden..
Yüksek kuleler yapmışlar gözetlemişler Osmanlı geliyor mu? diye..
Yürek gübürtüsüyle yaşamışlar..
Ahhh..Atalarım ahhh..nasıl teslim ettiniz ellerinizle verdiniz bu güzelim yerleri..
Niye kibar davrandınız bilmem ki..
İçimde sızı gibi kaldı Budapeşte..
Tuna'yı verir mi insan geri..
Cesky Krumlov şirin sokaklarından geçtik, bir meydan da mola verdik.
Girip makarna yediğimiz lokantadaki o tadı hiiç unutamam herhalde.
En leziz burasıydı bence..
Güzelim Cesky Krumlov'a elveda dedik..
Döndük kürkçü dükkanı Viyana'mıza...

Güzin Avcı
23.Mart.2016
Viyana-AVUSTURYA

Seegrotte yeraltı gölü-Mayerling av köşkü-BADEN şehri - AVUSTURYA

Nazi Almanya'sının 2.Dünya savaşında ilk JET fabrikası olarak  kullandığı..
Avrupa'nın en en büyük yer altı gölü SEEGROTTE...
Burayı hiç unutmayacağım.Ben magnete bakarken ekip girmiş tünele kaşla göz arası.
Bir baktım yoklar piyasada..Heyecanla koştum kapıya.
İlk tünelin kapısını açtım kimse yok ortalıkta.
Upuzun tüneli  koştum tüm gücümle tek başıma loş karanlıkta.
2.ci kapıya geldim nefes nefese.
Gördüm epeyce uzaktalar gidiyorlar hızlı adımlarla..
Hiç bir şey olmamış gibi katıldım aralarına..
Korku heyecan panik sevinç hepsini yaşadım birarada..
Avrupa'da tekmiş Seegerotte.
Önce maden ocağıymış, depremle 1927'de büyük bir patlama felaket oluyor, burayı şifalı sular basıyor.1927 yılından bu yana hiç deprem olmamış, faylar yerleşmiş demek ki..
Yer altı mağarasına dönüşüyor.2.Dünya savasında yeniden açılıyor bu maden ocakları.
55 metre yerin altına indik ve 350 metrelik bir yoldu geçtiğimiz.
Görsel olarak hazır maketler vardı, burda nasıl savaş sırasında malzeme hazırladıklarını gördük..
Ne zorluklar yaşanmış, ne canlar yanmış, ne kanlar dökülmüş, savaş denen illet yüzünden.
Suların geldiği yerde tekne turu yaptık. James Bond son filmini burada çevirmiş.
O sarı altın rengi başlıklı teknesi duruyordu, film çekimi bitince hediye etmiş oraya.
MAYERLİNG Av köşkünü görmeye gittik.
Avusturya tarihini değiştiren ve filmlere konu olan meşhur Mayerling av köşkünü gördük.
Avusturya-Macaristan tahtının varisi Veliaht Prens Rudolf ile Baron Albin Wetsera'nın kızı olan..
17 yaşındaki Maria Wetsera'nın 1889'daki intiharına sahne olduğu yer bu Mayerling av köşkü.
Veliaht öldürüldü mü?  intihar mı etti ? belli değilmiş.Vücudundan iki kurşun çıkmış.
Ordan geçtik..
Ormanlar içinde tabiatla başbaşa güzel BADEN şehrine ...
Tipik bir Avrupa şehri. Bütün evler villa tipinde yapılmış.
BADEN demek kaplıca demekmiş.
Anlayacağınız Baden şifalı suları olan bir kaplıca cenneti.
BEETHOVEN'ın  yaşadığı evi gördük. Bu sarı boyalı mutevazi evde yaşamış ve ölmüş.
Beethoven 9.cu senfonisini de bu evde bestelemiş.
BOŞNAK böreği meşhur olan küçük bir restorana girdik tavsiye üzerine.
Herkes aç kurt gibi açma böreklere, köftelere, baklavaya saldırdı.
Canı gönülden teşekkür edildi  Levent beye..
Çıktık börekçiden yürürken gözüme ilişti bir kitapçı vitrini..
Orhan Pamuk'un vitrin boyunda posteri vardı ve kitapları sergileniyordu.."İstanbul, die Schöne..!".
Bizim yerden yere vurduğumuz insana en fazla yer verilmiş vitrinde baksanıza.
Dolaştık çarsısında biraz tatlı tatlı..
Geldik  SCHÖNBRUNN sarayı bahçesine....İnanılmaz büyüklükte bir bahçesi vardı  sarayın.
Muhteşem bir saray..Soğuktu o gün ama her karışını dolaştık ilgiyle..Anlamı güzel çeşme..
Mari Terez bu bahçeye bir AŞK çeşmesi yaptırıyor kocaman Roma'dakinden de büyük.
Schönbrunn sarayı çeşmesi gerçekten çok  güzel..Yazın daha da güzeldir bence.
Fazıl Say bu sarayda konser vermiş Viyana'lılara..
Uğradık küçük sevimli  bir çarşıya. Çarşının orta standında Türk işletmeci Maraş'lı  kibar biriydi.
Çıktık yola...rotamız yine merkez VİYANA...

Güzin Avcı
24.Mart.2016
Baden-Viyana-Avusturya




VİYANA- Avusturya

Herkesin hayalini süsleyen Viyana...
Gitmek görmek isteyenlerin yanıp tutuşanların şehri Viyana..
İnanılmaz PAHALI şehir merkezi..yiyeceği de  giysisi  de..
Dresten'de 2 Euro olan burda 8 Euro..
Akıllı adamlar kendilerini ağıra satıyorlar, biz kaliteyiz diyorlar.
Yaşam standardı yüksek, teknolojide üstünlükleri kaliteliyi yansıtmış bu şehire.
Viyana küçük şehir. Prag'ın yarısı kadar yok bile.
Yaşayan Türk sayısı beni çok şaşıttı.
400.000 Türk yaşıyor ve iki bölge tamamen Türk'lerden oluşuyor.
RİNG caddesi en önemli caddesi.Tarihi binalar birbirinden güzel.
Sanki daire çizer gibi, bir noktadan çık yine aynı noktaya geliyorsun.
Önce Parlemento sarayını gezdik.Roma'nın AŞK çeşmesi buraya da yapılmış süperdi.
Opera meydanında herkes..
Welvedere Sarayı sarayı bizim kubbelerimizden esinlenmiş muhteşemdi...
Aslan vücutlu kanatlı genç kız heykeli Bereket Tanrısı'na ilgi büyük oldu..
Şen kahkaha  espirili resim çektiren çoktu..
Heryerde karşınıza Avusturya'nın en ünlü kraliçesi Mari Terez ( Maria Theresia) çıkıyor.
17 çocuk doğuruyor bunlardan biri ölüyor.
16 evlada sahip  Mari Terez tahta geçiyor ve ülkeyi yönetiyor.
Çocuklarının en ünlüsü  olan kızı Marie Antoinnette. O'da hatalarının bedelini canıyla ödemiş.
Bütün elçiliklerin olduğu sokaktan geçtik.Fransız elçiliğinin mimarisine hayran oldum.
Ekipten gazino tercih edenler ziyaret ettiler  hatırı kalmasın diye.
İşletmecisi Türk olan 1516'da yedik akşam yemeği, çok Türk kardeşimiz vardı ortam keyifliydi...
Ne güzel ismi..1516..Mercidabık Savaşı..Yavuz Sultan Selim'in büyük zaferi..tüm kutsal toprakların elimize geçmesi...Dün gibi..lisede..anlatmıştım sınıfta parlayarak gözlerim..
Vapiano'nun pizzası, Cafe  Mozart'ın pastası cana değdi.
Savarosky taşı ile ünlü Viyana...Almadan gitmek olmaz dedi hatunlar.
Pamuk eller cebe, alındı yüzükler küpeler  kolyeler, istermese de kocalar ödendi paralar..
3 gece kaldık Viyana'da..
Kuruldu güzel dostluklar...

Güzin Avcı
23-24-25 Mart 2016
Viyana- AVUSTURYA

Dresten - ALMANYA

Prag'dan 160 kilometre uzaktaydı bu güzel şehir.
--"  Almanya yolcuları kalmasıııııınnn..." diyerek bindik keyifle otobüsümüze.
Macar şoförümüzden söz etmemek haksızlık olur.
O kadar efendi, saygılı, kibar ve işinin ustasıydı ki hepimiz çok memnun kaldık.
Oleeey...geçtik  Almanya sınırını ve girdik Dresden'e..
Helal olsun Almanya'ya..
Ağır bir savaştan çıkmasına rağmen sıvadı kolları.
Enflasyonu düşürdü,yollar yaptı,silah fabrikaları kurdu,teknolojide ben de varım dedi.
Hızla kalkındı, eğitimli, halkına değer verdi, refah içinde yaşamayı sağladı.
Medeniyette bayrağı en önde taşıyan ülke oldu.
Medeniyetin beşiği işte.
DRESDEN...
Savaştan sonra Dresten hiçbir mimari yapısı bozulmadan yeniden inşa edilmiş.
Resmen tarihi bir dönüşüm yapılıyor burda. Barog şehirlerden biri.
13 tane müzesi var..
Dresden Üniversite şehri olmuş...Üniversiteleri çok önemli..
Ne mutlu eğitime bu kadar önem vermesi..
Dresden sanat ve kültür merkezi olmuş anlayacağınız.
Genç olsaydım keşke okurdum burda ya da Budapeşte'de yeminle.
Kafasını dinlemek isteyen, huzur içinde yaşamak isteyen gelsin yaşasın burda.
ELBE nehri ile süslenmiş pırıl pırıl ..
Saksonya'nın zenginliği Elbe nehri sayesindedir.
Yaşam kalitesinin ne denli üstün olduğu bir bakışta anlaşılıyor zaten.
Richter ölçeğini ( deprem ölçeği) bulan Dresden'li Martin Luther'in heykelini gördük.
Meşhur Elbe nehri üzerinde resimler çektirdik.
Shopingleri ile ünlü çarşısında gezdik,.
İnanılmaz ucuzdu mağazaları marketleri.
Herkes çılgın gibi alışveriş yaptı, çikolatalar,şaraplar, giysiler aldı.
Türk restoranında özlediğimiz döneri yedik büyük bir iştahla..
Yeniden turladık Dresden'i..
Haydiii...bittiiii şimdiii Almanya...çıkıyoruz yolaaaa...
Güzeldi Dresden..yaşanacak şehirlerden biri bence.
Bırakın ucuzluğu...
HUZUR var huzur herşeyden önce.

Güzin Avcı
22.Mart.2016
Dresden-ALMANYA

PRAG..- Çek Cumhuriyeti......

Güzel Buda'yı...Peşte'yi..Tuna nehrini..köprüleri..
Bıraktık ardımızda..
Yeni bir ülke şehir görme heyecanıyla çıktık yola...
Çevreyi geze geze ulaştık PRAG'a....
Yollar da inanılmaz güzellikteki  bira yapılacak üzüm bağlarını gördük.
Franz Kafka müzesinin önünde çekildi resimler şen kahkaha.
Geçtik meşhur köprüsüne.Yürüdük güzel köprüde.
Her tarihi heykelin bir öyküsü vardı dinledik rehberimizi ilgiyle.
Sürdük elimizi bir anıta, bir daha gelirmiş elini sürenler  Prag'a.
600 yıllık saat kulesinin önünde heyecanla bekledik her saat başı çalan gongu..
Saat 5'te çaldı gong, yukarda açıldı pencere..seyrettiik her biri anlam yüklü hareketleri.
Evliliği temsil eden kuleler ilginçti biri kadını diğeri erkeği temsil ediyordu.
Gece Prag'da yaşayan Asuman ve Volkan abinin yakını Ergin'le beraber TV kulesine çıktık..Muhteşemdi PRAG.. Görülmeye değerdi gecesi.
Bir Yunan restoranta girdik yemek yedik keyifle  döndük otelimize.
Prag..Birası ile meşhur burası.
Ünlü bir içkileri var Absınt adında.Ünlü ressam Van Gogh bundan içmiş, halisinasyonlar görmüş,kulağının birini kesmiş..
Bu içkinin nasıl yapıldığını bir Türk genci restoranında görsel olarak hazırladı ikram etti konuklara..Bakanlar bayıldı tadına.
Yukarda da ünlü taşları GRANAT taşından yapılan takı  mağazası vardı,aldı herkes bütçesine göre.
Prag'da muhteşem tek kelimeyle..
Cumhuriyet meydanı, gotik sanatı ile süslü duvarları vardı.
Cumhurbaşkanlığı sarayı çok güzeldi. İlk balkon konuşması burada yapılmış.
Biz de yasaktır halka..kimse giremez çıkamaz nedense..
Burda HALK koşuyor sarayın bahçesinde, sporunu  yapıyor gönlünce..Medeniyet bu bence..
Akşamı Ortaçağ gecesine gittik..Mahsen gibi taş duvarlarla çevrili bir otantik bir ortamdı.
Yemek eşliğinde, ÇEK dansöz kızlar oynadı loş mum ışığında kıvrak danslarıyla.
Ateş dansı ve yılan dansı ilgi çekiciydi..Su içer gibi şarap içildi..
Korsanlara..dansöz kızlara..eşlik etti bizim Karadeniz tulumu,darbuka ve fülütlü ÇEK müziği..
Ertesi günü Çek Cumhuriyeti'nin en güzel şehri KARLOVY  VARY'e gittik.
Merhaba KARLOVY VARY...
Ormanların içinde inanılmaz güzellikte güzel bir şehirdi burası..
Suları şifalıymış .En ünlü sanatçılar konser vermiş burda.
ATAM'ız nefrit hastalığına yakalandığında bu şehre gelmiş, 42 gün tedavi görmüş burda, memleket meselesi  yüzünden tedavisini yarım bırakıp ülkemize dönmek zorunda kalmış.
Orta Avrupa'nın en güzel şehri demiş buraya.
Canım ATAM  herşey VATAN için deyip hayatını hiçe saymış.
Kaldığı yeri gördük ve duvarında asılı iki tabela ile büyük GURUR duyduk..
Dünyanın hiçbir yerinde 2 tabelası olan bir lider yokmuş..Tek ATAMıza mahsus bu.
1.ci tabelada..TC..kurucusu KEMAL ATATÜRK yazıyordu..
2.ci tabelada..ASRIN ADAMI KEMAL ATATÜRK yazıyordu..
Onur ve gururla gezdik bu zenginlerin akın ettiği şehri..
Döndük Prag'a..
Güzeldi herşeyiyle..
Beni en çok etkileyen ne mi oldu ?
Çekler de 3 yaşında çocukların kreşe gitme zorunluluğunun olması..
Eğitim oranının yüzde 100 olması..
Sanata müziğe spora değer vermesi..
İşsizlik yok..Teknoloji süper..Arabasını kendi üretiyor..
Üzüldüm ülkem adına..
Daha ne olsun...kıskandım yeminle..
Döndük otelimize..Yarın Almanya'ya..gidiyoruz Dresden'e..

Güzin Avcı
20-21-Mart-2016
PRAG-Çek Cumhuriyeti





Budapeşte-- MACARİSTAN...

Uyandık heyecanla..yaptık kahvaltımızı aceleyle..
Merhaba Atatürk hava limanı..
Jolly tur gülümseyerek bizi karşıladı..
Uçtuk THY ile BUDAPEŞTE'ye...indik kısa sürede keyifle başkente..
Karşılandık yine Jolly tur rehberi levent bey tarafından özenle.
Yerleştik otelimize..Hiiiç beklemeden bindik otobüse..
Ver elini BUDAPEŞTE...
Muhteşem şehir..görülmeye değer..
TUNA nehri ortada..
Şehir oluşuyor BUDA ve PEŞTE olmak üzere iki bölgeden..
İlk Kahramanlar Meydanına gittik. Beğendim meydanı, heykeller arasında Osmanlı'da vardı.
Özgürlük Anıtı tepeden el sallar gibiydi bize. Bir genç kız yükseliyor gibiydi gökyüzüne.
Parlemento binası,  Cumhuriyet Sarayı görkemliydi.
Kral demiş kesin tüm ağaçları bana güzel bir saray yapın. Yapılmış muhteşem bir saray, ama çok oturamamış, başkasına nasip olmuş..
Ölümsüz bir eser kalmış geriye. Tuna'ya bakıyor heybetle.
Gellac tepesi..Gellac Oteli..çarpıyordu hemen göze..
Gellac piskoposmuş.Şarap üretiyor diye bir  fıçının içine koyup tepeden Tuna nehrine yuvarlamışlar.
Tuna Nehri'nin kenarında demirden yapılma ayakkabılar vardı. İsrail'li Yahudiler atılmış burdan nehre. Demir ayakkabıları sembol olarak kalmış kıyıda...
Neler yaşanmış neler gelmiş geçmiş, neleri yutmuş koca TUNA.
Tuna Nehri'nin üstünde yerini alan tarihi köprüler de büyüleyiciydi.
Güzel bir restoranta gittik gecesi..
Macar yemekleri eşliğinde geleneksel kıyafetler içinde MACAR dansları eşliğinde keyifle yedik yemeğimizi..
Taner'i aldı sahneye bir Macar dansçı kız.. Oynadılar coşkuyla birlikte.
Beni en çok mutlu eden şarkılarımızı çalmalarıydı müzisyenlerin..
" Üsküdar'a giderken..Bir başkadır benim memleketim,.Ararım sorarım seni her yerde.."
Bayıldım şarkılarımızın çoşkuyla çalınmasına..
Ertesi gün tarihi yerlerimizi gezdik.Heryer OSMANLI kokuyordu..
Rehberimiz LEVENT bey tek kelimeyle muhteşemdi.Galasaray'dan mezun..
İnanılmaz bilgili, efendi, disiplinli, saygın, sabırlı biri..
Kültürüne hayran oldum.
Heyecanla koşturduk peşinde, gezdik dinledik tarihi yeniden yaşadık sayesinde, gördüklerimizi resimlerle ölümsüzleştirdik unutmayalım diye...
Gecesi.. tekneyle TUNA nehrini..muhteşem köprülerini...ışıklandırmanın güzelliğini..
Türkçe anlatımla dinleyerek gezdik, kimisi içkisini yudumladı dört köşe kendinden geçercesine..
Ertesi gün Estergon kalesi..
Kalbim çarptı heyecanla..
Burası bizim..bizim Estergon Kalemiz...147 yıl kalmışız dile kolay..
Askerimizin kanlarıyla sulanmış..ne şehitler verilmiş uğruna..
Kanuni Sultan Süleyman'ın namaz kıldığı oda..
İçim sızladı kaybedişimize..
Kapıda içeri girmeden önce Macar bir genç çaldı İSTİKLAL MARŞIMIZI...
Söyledik gümbür gümbür coşkuyla..
Yok etmişler bize ait olan herşeyi..
Ağıl yapmışlar..tepesi kırık biir cami minaresi kalmış,  bir de 2 hamam..
Koskoca anlı şanlı TARİHİMİZDEN  geriye kalan..
Dönüşte Otel Silvanus'ta lüks restorantında güzel bir öğle yemeği..
Ardında indik çarşısına..Türk dükkanlarından yapıldı alışverişler..
Akşam üstü ünlü pastane Gerbeaud'da yenildi pastalar içildi çaylar kahveler..
Sevdim ben Budapeşte'yi..şehri..eğitimini..huzurunu..Türkleri sevişini..
Güzeldin be TUNA nehri..
Elimden gelse alacaktım seni geri..
Tuna nehri akmam diyor..etrafımı yıkmam diyor..
Şanı büyük Osman Paşa..Pilevne'den çıkmam diyor...
Beynimde çınladı durdu gün boyu..
Güzeldi herşey  ama içim buruktu...
Hiç yabancılık çekmedim evimde gibi hissettim kendimi..
Yine gelirim kimbilir  bir gün belki.. :)

Güzin Avcı
18-19-.Mart.2018
BUDAPEŞTE

Tahran'da..Nevruz kutlaması...

Tahran'da..
Nevruz kutlamaları başladı dışarda..
İnanılmaz atılan havai fişekleri yankılanıyor odalarda..
Sanki sanırsınız savaş var dışarda..bomba yağıyor sokaklara..
Gece eğlencesi-müzik-partiler-alışverişler-evlerde temizlik dorukta..
Heyecan var heyecan..bayram heyecanı TAHRAN'da..
Çaldı kapı....rezidansın Nevruz kutlama davetiyesi..
Parti var partiiii...buyrun bekliyoruz siziiii...
Akşam indik aşağı..süslenmiş herkes..
Atıyor çocuklar peşpeşe coşkuyla havai fişeklerini..
Hazırlanmışlar özenle..Nevruz'un vazgeçilmezi..kurulmuş özenle masa..
Ortada canlı kırmızı balık yüzüyor..çevresinde 7 tane bereketin simgesi..
Üstünden atlanacak ateş yakma merasimi..kuruyemişi..pastası..içeceği..
O gün yağmur yağmıştı Tahran'a..hava mis gibi..
Çıktık dışarı..Taner önde ben arkada..yürüyorum masamıza doğru..
Havai fişeklerinden sakınacam derken..
Birden kaydı ıslak beton zeminde ayağım.
Havada uçtum sanki..çakıldım yere secdeye kapanır gibi...
Gözlerimden yaş geldi..duramadım ağrıdan..çıktım yukarı..
Allah yüzüme baktı çok şükür kırılmadı kemiğim..buna inanılmaz sevindim..
Ateşin üstünden atlayamadım dilek dileyemedim ya.. burkuldu içim...
O günün sabahı..
Doğru havaalanına...
İstanbul'a....
Bir gece kalıp uçacağız ordan ORTA AVRUPA'ya..
Kimse kalmadı şehirde..
Herkesler kaçmış bir yerlere..
Kutlu olsun Nevruz herkse..

Güzin Avcı
17.Mart.2016
Tahran-İran

KALLEŞ CANİLER
Öyle zordasın ki TÜRKİYEM görüyorum uzaklardan
İçim sızlıyor, tarif edemem duyduğum derin üzüntüyü acıyı
Ateş düştü yine Ankara'ma  ocakların tam ortasına...
Tahran'da bulutlar bile ağlıyor şimdi, yitip giden masum canlarımıza
Öğrenci memur şehridir, herkesin hayalidir ANKARA
Bir başkadır Ankara'da okumanın yaşamanın anlamı
Bir başkadır Kızılay'da dolaşmanın, Güven Park'ta buluşmanın tadı
Her kesiminde görürsün gençleri, beklerken sevgiliyi heyecanlı
Görürsün coşkuyla güvercinleri sevgiyle besleyen çocukları
Onları hayranlıkla izleyen banklardaki emekli teyzeleri amcaları
Aşkın, heyecanın, koşuşturmanın, buluşmanın yeridir burası..
Benim durağımdı patlamanın olduğu yer..

Binerdi otobüse çoğunlukla ODTÜ'lü öğrenciler
Her üniversiteden dersaneden koşarak gelen gençler
Hepsi hayat doludur..

Umutla bakar yarınlara gülen gözleri...
Çaldınız HAİNLER yaşamlarını, kopardınız ömürlerinin baharında hayatlarını
Kana buladınız lanet olası katiller ANKARA'mızı
Şehitlerimizin kanında boğulun, tez zamanda Allah versin cezanızı....
Sesleniyorum tüm liderlere, zaman birlik beraberlik zamanı
Bir tane dostumuz YOK, bizden başka kendimize
Bir tek biz YALNIZız bakın dünyaya
Paris'teki patlamadan sonra,  dünya bir oldu, siyahı beyazı her dilden her dinden
Geldiler liderler topyekun biraraya, yürüdüler gövde gösterisiyle..
Bırakın başkanlık sistemi sevdasını, bırakın birbirinizi yemeyi ağız dalaşını kavgayı
Elele verin BİTİRİN terörü..
BİTİRİN yüreklere düşen endişe korku kaygıyı..

BİTİRİN kan dökülmesini, ağlatmayın anaları çocukları..
Dayanmıyor artık yüreklerimiz..
HUZUR istiyoruz  BİZ..,
Kim teröre bulaştıysa, göm yumduysa..

Bu güzelim ülkemi bu hale getirdiyse..
İbret olsun diye ASIN Kızılay'da ailesini sülalesini
Ancak böyle biter terör illeti, gelir güzel günler geri..
Şunu bilin ki eyy..eli kanlı katiller..
TÜRK milleyetçiliği bir kalkarsa ayağa tükürüğüyle boğar sizi..!!!


Güzin AVCI
15.Mart.2016
Tahran-İRAN