15 Aralık 2018 Cumartesi

AMASRA..Bartın..

Kanımıza işledi Karadeniz..
Mavisi yeşili oksijeni güzelliği ile..
Dedik hiç gitmedik Amasra'ya, senelerdir yurt dışında, memleketimizden uzaklarda..
Birkaç kez niyetlendik kısmet olmamıştı, her defasında kaldık başka bahara..
Haydi tam gitme zamanı, görme zamanı, HAMSI yeme zamanı..
Tamam dedi Belkıs Yavuz çifti Kanada'dan gelen oğlu Mert..
Çıktık erkenden yola, iki araba önlü arkalı..
GEREDE.. muhteşemdi karlar altındaydı şehir..
Gelin kız gibi süslenmişti dağı taşı toprağı..
Yine uğradık yol üstü Mengen'e, bir ayda ikinci defa aynı yere, o güzel mekana, doyurduk karınlarımızı..
AMASRA..
Bartın'a bağlı, turistik küçük ilçe..
Tepeden görünüşün bile harikaaaa..
Şehre girmeden bayıldım sanaaaa..
Geldik şehrin en güzel oteline attık çantaları hemen odaya..
Doğruuuuuu limana ..
O kadar güzel o kadar şirin bir yer ki. Nüfusu sanırım 5.500 kişi.
Fatih Sultan Mehmet burayı görür görmez hayran olmuş..
Lala'sına.." Lala.. Lala.. Amasra.. Çeşm-i Cihan mı ola..? Yani dünyanın gözü burası bence demiş.
Veee..hiç savaşmadan 1460 yılında Osmanlı topraklarına katmış burayı.
Bu şehir ismini, Antik Çağda yaşayan Amatris adlı bir kadın yöneticiden almış.Osmanlı zamanında Amatris Amasra olarak değiştirilmiş.
Limanı, Amasra Kalesi ile karşı karşıya. Tarihi görkemli kalesinden, bu güzel şehirden nice uygarlıklar gelmiş geçmiş.Karşı tepeler yemyeşildi otantik görüntülü  küçük evler vardı çamların arasında.Sevgiyle hayranlıkla baktık böylesi güzel manzaraya.
Tabii bu güzel şehri katledenler de vardı, TOKİ'nin yükselen binaları içimizi sızlattı.
Insanı mutlu eden bir şehir.
Liseli aşıklar gibi heyecanlı melankolik nostaljik balık kokuları arasında gezdik limanı.
Öyle acıkmışız ki girdik Carlos adında minik bir balıkçıya.Ekmek arası hamsiyi yedik çılgınca.
Sağnak yağmur dışarda, umurumuzda mı dünya? Şehrin büyüsü işlemiş kanımıza.Doğal güzelliği ile sarhoş olmuşuz çocukça , geçtik Çekiciler çarşısından sallana sallana mutlulukla.
Bu şehirde oymacılık ve çekicilik sanatı yaygınmış.
Tarihi eserlerle dolu olan güzel Amasra Müzesi'ni ve diğer birçok görülecek yerleri gezmedik.
Dar sokaktan indik Mustafa Amca'nın yerine.Harika bir canlı balık restaurantı.Mekan güzel ortam güzel, en güzeli de konumuydu.Çılgın Karadeniz azgın azgın dövüyordu kıyıları.Mavisi insanın aklını başından alıcıydı.
Çıktım üst kata o muhteşem manzarayı kaçırır mıyım hiç? Ölümsüzleştirdim bu güzelliği çektiğim video ile.İndim aşağı.Balığın her çeşiti tekiri bambunu hamsisi..masadaydı hepsi..
Aklınıza ne gelirse bu lokantada yapılıyor en muhteşemi inanın..Hele salatası..tadı inanılmazdı.
Geç saate kadar oturduk restaurantta,ağzımızda balıkların muhteşem TADI, beynimize kazınmış böylesi güzel lezzet..
istedik hiç  bitmesin gece..
Dostluk güzel sohbet şahane..
Maşallah deyim bize..
Döndük otelimize gülen yüzlerle..
Yavuz istedi .."bir Kastamonu yapalım orda bir pastırmacı  amca var, Kayseri'de bile yiyemez insan o denli muhteşem pastırmayı.."
1 saat gidiş 1 saat dönüş Uzatmayalım yolu dediler vazgeçtiler.
Isterdim Kastamonu'yu görmeyi.
Gazi'den mezun olduktan sonra Beşevler Şura salonunda, cam bir kavanoz içinde kura çekmiştik mezun olan tüm ÖĞRETMEN adayları, herkes Doğuyu çekmişti, ben bir attım elimi, karıştırdım kağıtları tatlı tatlı..ellerim titreyerek heyecanla bir çektim minik kağıdı..
Kastamonu 23 Ağustos Ortaokulu..diye haykırdım tüm gücümle..ne de çok sevinmiştim çektiğim yere.
Tam okul açılacağı sırada canım babamı kaybettim, küstüm hayata gitmedim Kastamonu'ya.
Müstafi duruma düştüm, 2 ay sonra  MEB beni bilgisayarla attı Kurtalan'a.
Hepsi kaldı anılarda.Kastamonu hala kısmet olmadı bana.
Sabah keyifli bir kahvaltı otelde, ver elini ANKARA..
Rabbim nasip etsin yine gelecem sana söz güzel AMASRA..

Güzin AVCI
1.Aralık.2018
Ankara

ruhumuz beslendi yeşille..

Ruhumuz doydu yeşile, dinlendi yorgun beyinlerimiz bedenlerimiz güzelliklerle.
Sen ne güzelsin be Türkiye'm..
Her köşen bir cennet.
Inanılmaz güzelsin su damlası gibi.
Güney'e indik aşık olduk geldik.
Batı'ya çıktık hayran kaldık inanamadık.
YOK Dünya'da eşi benzeri ülkemizin.
Ahh..bir kıymetini bilsek..birbirimize kenetlensek..
Selin'e Halil'e teşekkür ettik,ruhumuz arınmış bir şekilde döndük evimize.
Aklımız kaldı ardımızda..
O yeşilin her tonunda..

Yedi Göller milli Park'ı..Bolu..

Mengen..Türkiye'nin en muhteşem aşçıları burdan çıkar.
Buranın etinin lezzeti meşhurdur.Uğradık Mengen'e çok güzel bir bahçesi geniş mekanda önce restaurant'ında karnımızı doyurduk harikaydı her gelen.Çayımızı bahçede içtik hava iyiydi.
Yedi Göller çok yakın Mengen'e.
Daha önce gelmiştim sana Yedi Göller.
Hiç unutmadım sayımlarım ismini senelerce.
Ben doğaya aşık ben..ne zaman gelsem sana doyamıyorum güzelliğine.
Nefesim kesiliyor güzellik karşısında.
Hiçbir yerde göremezsiniz böylesi güzel bitki topluluğunu birarada.
Irili ufaklı Göller Şelaleler birbirinden muhteşem ağaçlar çamlar..
Ya o çamların binbir renkleri..gözalıcı güzellikleri..
Volkanik bir yapısı var buranın, Göller su birikintisinden olmuş.Adı üstünde 7 tane.Hepsi farklı güzellikte.Ezberledim isimlerini..Sazlıgöl,Seringöl,incegöl,Deringöl,Nazlıgöl,Büyükgöl,Kurugöl..
Doğayı sevenler, yürüyüşü sevenler, hele  renklere aşık olanlar, resim yapmaya bayılanlar..
Buyrun gelin buraya..dolaşın mis gibi oksijeni bol havada..gezin güle oynaya..

Gölcük tabiat Park'ı ..Bolu..

Gölcük..
Gördüğüm en güzel yerlerden biri..
Gözlerim bayram etti, ruhum dinlendi, gönlüm şenlendi.
Yerli turist kaynıyordu karınca gibi.
Tabiat muhteşem, cennetten bir köşe sanki..
Abant'tan çoook daha güzelsin sen Gölcük.
Sevdim seni..Buram buram huzur kokuyordu doğa.
Herkes görmeli bence burayı.
Taner'le Halil bir uçtan başladı yürümeye,tüm göl çevresini yürüyerek geldiler yanımıza.
Piknik yapanlar,gölün çevresini dolaşanlar, resim çekinip sosyal medyada paylaşanlar..
Tıklım tıklımdı kenardaki restaurant.
Muhteşem resimler çektim keşke paylaşabilseydim burdan..
Bayıldım sana cennet ülkemin minicik gölü çook güzelsin bilesin..
Seni bilmeyenler bilsin,görmeyenler görsün, gezmeyenler gezsin..!

Abant gölü..Bolu..

Sıra geldi meşhur Abant Gölü'ne.
Büyük bir göl. Çamların içinde huzurdan sarhoş olmuş şekilde gülümsüyordu sanki gelenlere.
Araba ile gezdik gölün çevresini oturduk sonra güzel bir cafeye göl kenarında.
Çok soğuktu soğuğa aldıran yoktu, özellikle sigara içenler açık havadaydı.
Çayın sıçaklığıyla, aşkla kolkola, ormanın yeşili gölün mavisi, gerek yoktu 70'lik rakıya.
Herkes kafadan sarhoştu bence.
Yolda süslü süslü faytonlar müşteri bekliyordu,bir Arap aile binmiş ,hatunlar keyifle hava atıyordu çevreye. Nostaljik biraz da gizemli geldi bana Abant.
En çok araba plakası İstanbul ve Ankara'dandı.
Yakın olunca gaza basıp inmişler Abant'a, gelmişler stres atmaya.
Hele gölün o  üstündeki yüzlerce Nilüferler inanılmaz güzeldi, bayıldım suyun üstünde duruşuna.
Yürüyüş yapanlar, resim çekenler, sırf ahşaptan yapılmış mekanlar..
Veeee..doğaya aşık olanlar buraya mutlaka gelmeli, görmeli bu güzelliği ...
Ahşap mekanda mutlaka bir ET yemeli..
Güzel bir mekanda biz de ayıla bayıla yedik sunulanları.
Üstüne de güzel bir  pasta kestik, kutladık birer dilim pastayla doğum günümü.
Geçen yıl Kuveyt'te kutlamıştık elçilikte, bu yıl nasip oldu memleketimde.
Hoşça kal Abant güzelsin vesselam..!

Akçakoca..Düzce..

Peşpeşe iki araba geldik Akçakoca'ya.
Bayıldım sana Akçakoca.Batı Karadeniz'in güzel ilçesi..
 İnanılmaz güzel geniş bir sahili var.
Herkes sahilde, masmavi Kardeniz..
denizin suyu buz gibidir demiyor ayaklar suda resimler selfiler çekiliyor.
Turistik insan kaynıyor bu sevimli şirin  şehir. 35 km  uzunluğundaymış sahili kulaklarıma inanamadım muhteşem.Kimbilir yazın ne güzel plajları vardır bu sahillerde.Yazın Temmuz Ağustos'ta gelmek en güzeli buraya.Mavi bayraklıdır bizim plajlarımız dedi bir Akçakoca'lı.
Akçakoca merkez camii hemen sahil kenarında.değişik bir camii. Hoşuma gitti mimarisi.
Birbirinden güzel cafeler, balık restoranları, dinlenme parkları sıralanmış sahil boyunca.
Gençler ellerinde gitarları çoşkuyla söylüyorlar şarkılarını.
Canlı balık restaurantta yedik bir öğle yemeği.Karşıda Karadeniz Ereğli.
Lokantada insan seli, yok boş bir yeri.Çok lezzetliydi her tür balığı mezesi.
Selin'in YAŞ günü pastasını kestik, güzel dilekler diledik.
Akçakoca sevdim seni.
Kalbime yazdım seni.
Yine görüşmek dileğiyle hoşça kal..

BOLU..Batı Karadeniz..

Güney Doğu Anadolu'yu gezdik eğer kuzeye gitmezsek ayıp olur dedik..
Şaka şaka..Yeğenim uzm.dr Selin, Ankara'dan mecburi hizmeti çıkan doktor eşi için, ortak nokta olsun diye Bolu'yu istedi.Hemen de çıktı tayini.Eşi de geldi bir ay sonra Bolu'ya ama merkez olmadı Gerede'ye gidip geliyor.
Davet ettiler gelin burası çok güzel görün diye.
Haydi Bolu'yu gezmedik bir de Kuzey Karadeniz'i görelim dedik.Anakara'dan tam 2 saat arabayla.Yollar muhteşem otaban yol.
BOLU.. muhteşemsin.Cennetten bir köşesin tek kelimeyle.
Yeşilin her tonu burda.Gezilecek görülecek o kadar çok yeri var ki. Canım Ülkem ne güzel bir ülkesin böyle.Çarşının göbeğinde 1340 Yılına ait bir yerde kahvaltı yaptık inanılmaz keyifliydi.
Çarşısı,camisi,kaplıcaları, et yemekleri, her köşesi çook güzeldi.
Nereye gittiysek içimiz açıldı.Ciğerlerimiz nefes aldı.
Bolu dağlarının karla kaplı oluşu bembeyaz bir gelini andırıyordu,huzur yansıyordu çevreye.
Iyi ki burayı tercih etmişsin be teyzem.
Sabah gidiyoruz Akçakoca'ya..
Heyecanlar dorukta çıkıyoruz erkenden yola.


3 Aralık 2018 Pazartesi

Kültür turları..GAP gezisi..

Güzeldi herşeyiyle.
Güney Doğu Anadolu denilince akla hep terör kan şiddet ölüm geliyor nedense.
Kızıltepe ismi bile bazılarını düşürüyor dehşete.Kötü gelişmemiş bir şehirmiş gibi.
Gidin görün şehrin modernliğini güzelliğini.
Insanlar  korkutuluyor nedense Doğudan uzak tutuluyor.
Diyarbakır Doğu'nun İstanbul'u, otoban  yolları modern konutları.
Altlarındaki arabalar hep lüks arabalar.Bolluk var bereket var para var Doğuda.
Gitmek gerek herkesin görmesi gerek. Burası bizim ülkemiz her karış toprağı o kadar güzel ki.
Her şehri ayrı güzellikte, gezilecek görülecek o kadar  güzel yerler var ki.
Batman bile,rafinerin olduğu yer Avrupa havasında şehir başka bambaşka...
Baharatlarıyla, özel tatlılarıyla, kebablarıyla bayram havasında Doğu.
Hele Atatürk Barajı ile yeşillenen arazilerde yayılan koyunların etleri mis gibi bizim buraların etlerine göre çok daha lezzetli. ET cenneti ET, yedikleri içtikleri et sanki.
Gaziantep o kadar güzel ki , kalesi çarşısı mekanları hangi köşesine baksan kalite var.
Gidin mutlaka görün ülkemizi sahip çıkın her karışına.
Düşmanın gözü burda çünkü heryerde su bitecek Doğuda Gap'da Fırat'ta Dicle'de su bitmeyecek.
Petrolden altından daha değerli suyumuz.
Gözlerinizi alamazsınız zeytin ağaçlarından menengiç ağaçlarından pamuk ve fıstık tarlalarından.
İsrail'li hamile bayanlar doğumdan bir ay önce gelip Urfa Mardin Diyarbakır'da ev tutup çocuklarını burada doğurup nüfus kütüğüne doğum yeri yazdırıyor Diyarbakır Urfa Siverek Batman diye.Bir gün gelecek çocuklarımız burda doğdu bizim topraklarımız diyecekler ileriye şimdiden yatırım yapıyorlar.
Açalım gözlerimizi doğumuz batımızdan zengin.Sahip çıkalım kıymetini bilelim her karışımızın.
Medeniyetler burada doğmuş, tarih kokuyor her bir köşesi.
Göbekli tepe açıldı artık, dünya buraya gelecek Göbeklitepe'yi görmeye tıpkı Nemrut gibi.
Nemrut hikayesini de yazacam size her biri o kadar anlamlı güzel ki.
Teşekkürler ediyorum bir asker çocuğu olan efendi saygılı disiplinli muhteşem tarih bilgisi ile bizleri büyüleyen hocamız Ekrem Yetkin'e.
Facebook'da..
 tatilbudur kültür turları
sayfasından izleyebilirsiniz bu kültür turlarını.
Hocamız Ekrem Yetkin'in özel Facebook sayfası da..
118 Ekrem

Güzin AVCI
3 Aralık 2018
Ankara




KahramanMARAŞ..

Maraş'a gitmezsek olmazdı.Gittik türkülerle indik çarşısına.Güzeldi Toroslar'a uzanan otoban yolu.Torosların hemen arkasında Kayseri ilimiz var.Dağın içinden geçen tünelle Kayseri'ye geçiliyormuş o denli yakınmış.
Hemen ilk işimiz Hacı amcada aldık soluğu.Kelle paçanın Kral'ı dediler. Eee..yemeden olmaz kelle paçaya hakaret olurdu.Minicik bir dükkan yoldan gelen geçen oturuyor sokağa..Bir  değil iki kase yedik İnanılmaz lezzetliydi.Belkıs bile yedi ilk defa:)
Hacı amca burda, olsan Ankara'da, gelirdim  her gün sana.
Muhteşemdi bizim Ereğli'inin kokoreçi gibi muhteşemdi.
Oradan çıktık dedik başka neyi meşhur Maraş’ın..?
YAŞAR usta  dediler meşhurmuş gelenler uğramadan gitmezmiş..Girdik Yaşar ustada yedik Mado dondurma ve tatlıları..
Ellerimizde fıstık ezmeleri çıktık dışarı, herkes mutlu karınlar doymuş gülüyor herkes, bindik otobüse ..Yolculuk nereye..?
ADANA..Adana yolcusu kalmasın haydiiiii..
İskenderun..Ceyhan..daha önce anlatmıştım Şahmeran hikayesini ve Yılanlı kale’yi..
TARSUS'a geçtik.ESHAB-I KEHF mağarasına geldik..Çok tanrılı dönemde tek Tanrı'ya inanan Hristiyan 7 genç Kral'ın zulmünden  korkup Eshab-I Kefh mağarasına saklanırlar.Yanlarında bir de köpekleri vardır.Taş kesilirler uyurlar senelerce,bir uyanırlar ki  300 yıl geçmiş aradan.Acıkıp şehre yiyecek almaya  inen gençlerden biri bakkale eski para verir , bu eski paradan şüphelenen adam takip eder genci,mağaraya kadar gelir.
Girer mağaraya, bakar ki gençler yok 7 tane  yavru kuş var, .
Yedi  uyurların inanışları'nın en önemli merkeziymiş bu mağara,kutsal kabul edilen bu mağarayı  hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar ziyaret ediyormuş.Kuran'ı Kerim'de de söz edilen 33  mağaradan birinin burası olduğu iddialar arasında.( Kehf süresi).O mağaranın burası olduğu düşünülüyormuş.Çünkü Kuran’da denize bakan bir pencereden söz ediliyormuş.33 mağaradan tek bu mağarada denize bakan bir pencere varmış. İlgi çekici bu mağaradan çıktık Tarsus Kleopatra kapısına geldik.Kapının öyküsü de çok güzeldi.
.Roma'nın ünlü askeri Jül Sezar Kleopatra'ya aşıktır,Altınlar mücevherler binbir hediyeler sunmuş Mısır'ın ünlü  kraliçesi Kleopatra'ya.. istemem demiş Kleopatra..
öyle bir şey yap ki Tarsus'a girişim muhteşem olsun..!!!
Bunun üzerine ünlü  Sezar Tarsus'a bir kapı yaptırır kapının her tarafını değerli taşlarla süsletir  ve Kleopatra bu kapıdan görkemli bir şekilde  şehre girer, kendisini karşılayan  Romalı general Antonius ile aşk yaşar, aşk yaşadığı yayılır.Antonius Sezar'ın en gözde askeridir.Kleopatra Mısır'a giderken Sezar'ın ihanetini affetmeyeceğini hem kendisini hem de Antonius'u öldüreceğini düşünerek intihar eder.
En son da Çanakkale Destanı'nın bir numaralı tanığı kahramanı Nusret Mayın gemisini gördük.Minnet ve teşekkürlerimizi sunduk döndük Adana'ya geldik.
Sakıp Sabancı’ının Burularak öldürülen kardeşi Hacı Ömer Sabancı’nın yaptırdığı Başkanların en büyük muhteşem camisini ziyaret ettik.Havaalanı'na indik nihayet.Vedalaştı grup birbiriyle,dağıldı herkes bir yerlere,bizde uğradık bir Adana kebabcıya.
Indik gece yarısı Ankara'mıza..
Ulaştık sağsalim yuvamıza.
Güzeldi GAP gezisi..
Darısı gitmeyenlerin başına.

Güzin AVCI
9. Kasım.2018
Ankara

Hasan keyf..ve DIYARBAKIR..

Gençtim ilk görevimdi Güney Doğu Anadolu.Zor anlardı terörün kol gezdiği zamandı.
Bir damlacık moral olsun diye Birecik Hasan Keyf'e gider bir kebap yerdik.Üstümüzdeki stres bir nebze olsa da giderdi gençlik işte.O güzelim Hasan Keyf yine duruyordu aynı güzellikte nehrin üstünde.Çevresindeki mağaralar o ilk insanların yaşadığı o  yerler sanki ağlıyordu.Bu halini son gören biz olduk şimdi.Seneye yok Hasan  KEYF .Şaka gibi ama gerçek.Suların altında kalacak tamamen.Burası bir Avrupa şehri olsaydı eğer, DÜNYAYI ayağa kaldırırdı, değil yok etmek bir çivi bile çaktırmadan koruma altına alırlardı.Yazık sana Hasan Keyf. İyi ki geldim iyi ki yeniden gördüm seni.Çayımı yudumlarken tepeden, içim ağladı o güzelliğe bakarken.
Hoşça kal güzel Hasan Keyf dedim sessizce üzgün mutsuz şekilde.
Geldik Diyarbakır'a..
Eeyyy ..Diyarbakır dilin olsa da bir anlatsan ya..
Ne çok ağladım beklerken o Havaalanında ya da giderken Kurtalan'a.
Bir saatte inerdim uçakla Ankara'dan Diyarbakır'a, oradan gidişim 5 saat sürerdi Kurtalan'a.
Gençliğin verdiği görev aşkıyla her zorluğa göğüs gererdim güçlü karakterim gururumla.
Güzelsin surlarınla, güzelsin Ulu camii ve eski yapılarınla Diyarbakır.Çok hoşuma gitti kafelerde gençlerin yüzü gülüyordu.HUZUR gelmişti Diyarbakır'a.Otoban yollar harikaydı.Yeni yapılar göz alıcıydı. ne çok  değişiklik vardı Diyarbakır'da, şaşırdım kaldım hayranlıkla .Para buraya akmıştı sanki.Herkes mutlu bolluk bereket vardı şehirde, yüzler gülüyordu pembe pembe.
Heryerde al yıldızlı bayrağımız dalgalanıyordu özgürce.
Çarşıda gezdik Ulu cami çıkışı dayanamadık içtik bir kelle paça.Ne paçaydı ama TADI hala damağımda..
Sonra da Ekrem hocamızın ayarladığı yerde yedik Diyarbakır ciğeri kebabı.Çıktık yola.
Siverek'de bir mola verdik.Selami eniştem geldi yardımcısıyla.Ayaküstü sohbet ettik resim çekindik,ayrıldık oradan  doğru ATATÜRK BARAJI'na.
Sen ne muhteşem Barajsın böyle. Hayat vermişsin Doğu'ya. Insanlar zengin olmuş sebzesi meyvesi eti sütü peyniriyle.Bayıldım barajımıza.Tam da güneş batıyordu burda.Atam'ızın gölgesi vurmuştu sanki Barajın üstüne. Güzeldi  her karesi çektim resmini en güzel haliyle.
Yolumuz ADIYAMAN'a..
Geldik Zara'nın türküsüyle Adıyaman'a.
Otelimiz mükemmeldi.5 yıldızlı oteldi.Helal olsun dedik müdürüne teşekkür ettik.
Yemeği kahvaltısı odaların temizliğ süperdi tek kelimeyle.
Sabahın 3.30 da herkes kalktı.Minübüsle Nemrut'a çıktık belli bir noktadan sonra yürüyerek tepeye ulaştık.Güneş doğdu tatlı tatlı.Güzelliği inanılmazdı.
Değdi tüm yorgunluğa, o  zehir gibi ayaza.
Haydi dostlar sıra şimdi  MARAŞ'aaaaaa...

Gizin AVCI
8.Kasım.2018
ADIYAMAN

MARDİN..ve Midyat..

Mardin..
Dinlerin ve dillerin buluştuğu,Süryanisinden Arabına birçok farklı Kültür ve inançın birleşimi Mardin.Eski Mardin yine gelenleri büyülüyor taş işçiliği ve kentsel dokusu ile.Burası sit alanı ilan edilmiş ve koruma altında. Yağmur  yağıyordu sağnak halinde ekip camiyi gezmeye gitti, bir birkaç kişi gidemedik, cafede menengiç kahvesi içtik , sunum çok güzeldi, keyifle resim çekindik.Bir geldiler camiye gidenler sırılsıklam olmuşlar.
Kasımiye medresesine gittik.Medresenin avlusunda küçük bir çeşme ve havuz vardı.Hayatı anlatıyordu. Duvarda bir çocuğun anne karnından doğup hayata başlaması ortada uzayan suyun  gençlik yıllarını anlatması ve daracık bir şekilde o havuza akması da yaşlılığı hayatın durulduğu son yılları huzuru anlatıyordu..Burada çalışan medrese hocalarının günlük ücreti 3 koyunmuş.Bugünün parasıyla siz hesaplarsınız artık.Ben bedavaya çalışmışım.
Mardin'in dar ve taşlı sokaklarında gezdik.Deyrulzafaran Manastırına geldik.Genç bir Süryani delikanlı gezdirdi manastırı ve anlattı detayıyla her karışını.Burda Süryanice'nin kursları veriliyormuş.Süryanilere 1000 yıldan fazla bir zaman patrikhane merkezi olmuş bu  Dayrul-Zafaran.
4.000 yıllık Güneş tapınağını,Şifahaneyi de gezdik.
MİDYAT'a geldik.
Gümüşleriyle meşhur Midyat. Süryanilerin meşhur olduğu sanat dalı.
Konya'lı kaymakam beyimiz sevgili İNG öğretmeni  arkadaşım Nimet'in eşi Nuri Çobanoğlu Midyat Kaymakamıydı.Onların sayesinde birkaç kez ziyaret etmiştik Midyat'ı.Süryani dostlarına ne çok gümüş takılar yaptırmıştım.Ankara'da Kolej'deki evimize giren hırsız nişan takılarımda birlikte tüm Gümüş takımlarımı da çalmıştı.Hala içindedir bir kez bile kullanmadım maaşımla ALIN terimle yaptırmıştım her birini. Kısmet olmayınca olmuyormuş.
Minik taşlarla yapılmış tarihi eski Midyat sokaklarından geçerek, Sıla filminin çekildiği eve geldik.Kimileri evin tepesine çıktı, kimileri  aşağıdaki gümüşçüye takıldı.
Otelimiz Matiat Otel.
Otele geldik yemek eğlenceliydi  sanatçı vardı.
Yedik yemeğimizi, biz kendi kendimize takıldık.
Sabah BİRECİK'e hareket ediyoruz.

Güzin AVCI
7.Kasım.2018
MIDYAT

URFA.. Harran ovası...

Gaziantep'ten çıktık..". Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar aman aman.. " FIRAT türküsüyle..girdik HALFETi'ye. Ne güzelsin sen FIRAT öyle..
Ilk görev yerim Siirt Kurtalan'dı.İki yıl görevim süresince gezmiştim buraları hayranlıkla.
Yağmur yağıyordu tatlı tatlı.Geldik Halfeti'ye. Hazır teknemize bindik keyifle.Tekne turu yaptık.Manzarasına doyamazsınız o tatlı esintisine, camisinin güzelliğine, nehrin rengine inanılmaz güzeldi.Şarkılar türküler  oynayanlar resim çekinenler İzmir marşı söylendi koro halinde.
Indik tekneden hazırlanan güzel öğle yemeğini yedik üstü kapalı iskelede iştahla.
Çıktık oradan kelaynak kuşlarını koruma bakım tedavi merkezine beslendiği korunduğu yere geldik.
Kelaynaklara gönül veren abimizi dinledik helal olsun dedik Birecik'e veda ettik.
Göbekli tepe tadilatta olduğu için gidemedik.Göbeklitepe kaldı kursağımızda başka bahara artık.
HARRAN Ovası'na geldik tepeden baktık Harran Ovası'na.Kültür merkezi olarak kullanılan Halil Ağa'nın evine geldik gezdik torunlarından biri bizi bilgilendirdi.Resimler çekindik birer çay içtik.
Yollar hep pamuk tarlası.Atatürk Barajı ile doğu heryerden zengin.Yılda bir değil tam üç ürün alıyor çiftçi.Bolluk var bereket var sebze bol et bol ucuz herşey zenginler kat kat Anadolu'dan.
Urfa Eyyübiye'ye geldik.Balıklı göle heyecanla ulaştık.Hz.İbrahim'in ateşe atıldığı yer.Ateş su olmuş,odunlar balık. Peygamberler Şehr-i Urfa.Gerçekten güzel şehir.Hz İbrahim'in doğduğu mağarayı gördük.Park muhteşemdi Halil Camisinden okunan ezanın sesi kulaklarımda hala.Huzur vardı özenle yapılmıştı park ve çevresi.Ordan çarşısına geçtik birer kahve içtik müzik vardı eğlenceliydi, geçtik yine Balıklı Göl'ün olduğu Park'tan.Parkın sağında yer alan  Zehra'nın gözü.. çok güzeldi .Akşamın karanlığında, ışıkların şavkı vuruyordu suyun yüzüne,resimlerden belli muhteşemdi görüntüsü. Çok beğendim huzur kokan bu ortamı.
Akşam.. Urfa'ya gelinip sıra gecesine gidilmezse olmaz dedik.
Gittik grupla, sıra gecesi kapısında davul zurna ile karşıladılar bizi.Çiğ köfte yoğurup en güzel şekilde türkülerle ağırladılar bizi.
Taner...Altın Hızma'yı söyletti bastırdı bahşişi.Türkücünün yanık sesiyle hüzünlendik zaman zaman,Keyifliydi yine de gönlünüzce eğlendik.
Çıkışta sokakta ciğerciden sokak ortasında ciğer yedik gecenin 12.00 sinde.
Harran otelimizde çekildik odalarımıza, huzurluyduk karnımız da toktu.
Uyuduk  Doğu'nun mutluluğuyla.

Güzin AVCI
6.Kasım..2018
URFA

GAZIANTEP ..

Sabahın erken saatinde çıktık yola bekle bizi geliyoruz Gaziantep.
Tam Gaziantep kalesi önünde indik otobüsten.Manzara süper.
Kale dimdik duruyor tüm heybetiyle.Bakırcılar çarşısına girdik.İçinden geçerek Almacı pazarını ve Zincirli Bedesten'i gördük.
Ilk işimiz Birecik Barajının suları altında kalan tarihi ZEUGMA Antik kentinden  çıkarılan mozaiklerin  sergilendiği Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesini gezdik.
Rehberimiz Ekrem Yetkin'e anlatımlarından dolayı bu Müze'de hayran kaldım.Ben tarihi çok seven biriyim.Tarihi yaşardım öğrenciliğimde.Ama hocamız mükemmeldi.Tarih bilgisi anlatımı muhteşemdi.Kulağımda kulaklık nefes almadan dinledim heyecanla.
Bu kadar güzel bir müzeyi daha önce görmediğim için kızdım kendime.
Keşke resim sergileyebilsem ya da video sergileseydim şurda görmüş kadar olurdu görmeyenler.İnanılmazdı çook etkilendim her bir parçadan Müzede .
Sarhoş oldum tarih aşkımdan.Neler gelmiş geçmiş şu dünyadan, ne hikayeler yazılmış ardından.
Zeugma Mozaiklerinin 12 parçası Amerika'daymış,anlaşma sonucu ulaştı ülkemize,yakında gelir Gaziantep'e.Çingene kızı tamamlanır böylece.
17.yüzyıla ait Tekke Camii Külliye Binasının içinde Tahmis kahvesi olarak anılan mekanda Menengİç kahvesi içtik.Yol boyunca heryerde  menengiç ağaçları ve zeytin ağaçları vardı.
Antep Çarşısı'nda serbest zamanda bol bol gezdik baharat çeşitleri kahve menengiç çam fıstığı meşhur olan ne varsa onu aldık.El yapımı terlikleri ve  kahve çay için gümüş Takımları muhteşemdi.Güllüoğlu'nda baklavalar yenildi afiyetle.
Akşam Büyük Velç otele koyduk valizimizi.Taner'in erkek kardeşi Şahin eşi ve kızı geldiler.Şahin'in burda hakiki deriden erkek ayakkabı imalathanesi var ve yurt dışına ihraç ediyor.Bizi meşhur Küşlemeci Mehmet Usta'nın lokantasına götürdüler.Antep'in tüm lezzetleri sunuldu  burda bize özel birer birer.Ordan çıktık meşhur tatlıcı Koçak'a geldik.Gerçektende tek kelimeyle şaheneydi her bir tatlı birbirinden güzeldi.Teşekkür ettik Şahin eve eşi Fatin'e ve yerleştik otelimize.
Antep'i de gezdik böylece..Yarın Urfa yolcusuyuz..

Güzin AVCI
5 Kasım 2018
Gaziantep

ANTAKYA..GAP turu..

4 Kasım sabahı keyifle çıktık evden.Belkıs ve Aso'da bizimle bu gezide.
Adana uçağına bindik bir saat sonra Adana'ya merhaba dedik.
.Tatilbudur'un rehberi bekliyordu bizi. Bindik otobüsümüze.mAntakya'ya hareket ettik.
İskenderun üzerinden Belen Geçidi'ne çıkarak Amik Ovası ve Amanos Dağları'nın doyumsuz manzarasını izleyerek girdik Antakya'ya.
Asi nehrinin eteklerine kurulmuş olan şehrimize ayak bastık heyecanla.
1.ci gün ANTAKYA..
Antakya'da muhteşem bir tepsi kebabı yedik ağız tadıyla.
Dünya'nın en büyük 3.cü mozaik müzesi olan Antakya Mozaik Müzesini gezdik.Muhteşemdi müze kendimi yurt dışında bir müzeyi gezer gibi hissettim.Gurur duydum tek kelimeyle.
Antakya Çarşısı'nda  keyifli dakikalar geçirdik serbest zamanda. Oradan ilk Hristiyan şehitlerinden olan Habib-i Neccar Camiisini gezdik.Otobüsümüze binip bir Antakya şehir turu yaptık.Tarihi Antakya evlerine bayıldım.Türk-Katolik kilisesini gezdik.Buradan manzara muhteşemdi. Çok güzelsin be Antakyam.12 km ilerde Daphne ve Apollon'un aşklarının geçtiği Harbiye'ye(Dapne) giderek mesire yeri olan küçük şelaleri gördük.Kaldığımız Özcihan otel buraya çok yakındı valizimizi bıraktık geldik güzel bir kahve içtik oturduk sohbet ettik bol bol resimler çektim hatıra, şelale sesi dinledik ördekleri besledik.Buranın en güzel semti Harbiye. Keyifle yaşanacak bir semt.Mis gibi Defne Yaprağı kokusu yayılıyordu buram buramÇok beğendim  seni Antakya..Muhteşem bir akşam yemeği yedik otelimizde odalarımıza çekildik.
Sabah yolculuk var Gaziantep'e..

4 Kasım 2018
Antakya


16 Kasım 2018 Cuma

Şahmeran'ın öyküsü..

GAP turunda Adana Ceyhan yakınından geçerken rehberimiz bir dağı gösterdi.
Burası Yılanlı tepe dedi.
Ceyhan halkı bir gün bu tepedeki Yılanların şehri basacağını Şahmeran'ın intikamını alıp herkesi öldüreceğine inanırmış.
Başladı Şahmeran'ı anlatmaya.Biliyordum ama rehberimiz muhteşem şekilde tam detayıyla anlattı dinledim heyecanla.
Yılanlı tepenin köyünde Cemşir adında bir çoban yaşarmış.Çoban o kadar dürüst efendi saygın biriymiş ki herkes onu çok severmiş.Köy halkı Cemşir'e güvenip koyunlarını gitmesi için ona emanet ederlermiş. Çemşir'in arkadaşları çok kıskanırmış bu durumu.Bir akşam birlikte yemek yiyelim demişler.Kabul etmiş saf temiz kalpli Cemşir.Yemekten sonra arkadaşları Cemşir'i kuyuya atmışlar acımadan.
Karanlık kuyuda gözleri etrafı iyi seçemez.Neden sonra anlar ki etrafını yılanlar çevirmiş sokmak için hazır bekliyorlar. Tam o sırada güzeller güzeli başı kadın vücudu yılan olan Şahmeran girer içeri.Gür bir sesle emir verir uzak durun diye.Alır Cemşir'i yanına kuyuya açılan bir tünel vardır oraya geçer.Aradan zaman geçer birbirlerine deliler gibi aşık olurlar.
6 ay sonra Cemşir rica eder Şahmeran'dan.
" Bana izin ver bir köyüme iniyim,anam yaşlı ihtiyaçlarını alıyım söz geri dönecem".
Şahmeran.." bir şartla izin veririm git ama benden hiç kimseye söz etme ve hava kararınca da hiç kimseye görünmeden bu tünelden  içeri geri gir.. der.
Çimşir tamam der köye iner.Cemşir'i kim görse önce çok şaşırır sonra çok sevinir yaşıyor diye.
Cemşir anasının ihtiyaçlarını alır geri döner Şahmeran'a.
O devrin Kral'ı da çok hastadır ve doktorlar bir çare bulamaz iyileşmesi için.Her ilacı denerler.
Bir doktor der ki.."Şahmeran'ın etinden bir parça yerse iyileşecek kralımız.."
Kral'ın bir de kötü kalpli,yerinde gözü olan veziri varmış.Halka duyurmuş,kim Şahmeran'ı yakalarsa bir kese altın ödül var demiş.Köylüler başlamış Şahmeran'ı aramaya.
O sırada Cemşir yine inmiş gizlice köye anasının ihtiyaçlarını almaya.Dönüşte ormandan karanlıkta sessiz sesiz sağına soluna bakınırak girmiş tünele.Ormanda olan kötü kalpli vezir  görür Cemşir'i.
Şüphelenir ertesi gün askerleri alır gelir basar tüneli.Şahmeran'ı yakalar götürür zindana hapseder.
Cemşir o kadar üzülür ki..Ağlayarak vezire gelir yalvarır..
.." Ne olur son kez olsun görüyüm sevdiğimi ..diye..
İzin verir vezir.Cemşir özür diler yemin eder ben ihbar etmedim der.Şahmeran ona inandığını söyler.
"..Bunlar beni kesin öldürecek senden son bir isteğim var Cemşir ölünce yerine getirmeye söz ver bana.."der.
Cemşir söz verir.Şahmeran başlar anlatmaya.
"Ölünce benim insan tarafımdan bir parça yiyeceksin, çünkü insan kısmım bilgelik zenginlik sağlık huzur mutluluk demektir..Ömür boyu rahat bir yaşam sürersin.Sakın ola yılan kısmımdan yeme anında zehirlenir ölürsün.."
Tamam der Cemşir.
Bu konuşmaları kötü kalpli vezir de dinler gizlice.
Cemşir gider gitmez hemen öldürür Şahmeran'ı.
Heyecanla yılan kısmından bir parça krala yedirir hemen zehirlensin ölsün tahta ben geçiyim diye. Kendi de baş kısmından yer.
Çemşir ise Şahmeran'sız bir dünya bana haram,ben de ölmek istiyorum der ve  kuyruk kısmından yer bir parça.
Meğersem Şahmeran kötü kalpli vezirin dinlediğini anlayınca tam tersini söylemiştir.
Vezir baş kısmından yediği için hemen zehirlenir ölür.
Kral iyileşir kavuşur sağlığına ve Cemşir de sağlıklı çok zengin bir hayat yaşar.

Güzin AVCI
16.11.2018
Ankara

1 Nisan 2018 Pazar

anılarımızı çalmayı bırakın..

.." Sümer ilkokulu yıkılıyor.."..
İçim sızladı okuyunca..
Tarihi bir okulu nasıl yıkarsınız..?
Çocukluk anılarımıza nasıl kıyarsınız..?
Abilerim,ablalarım,kardeşlerim,kuzenlerim hepimizin okulu..
Hepimiz burda okuduk heyecanla çoşkuyla..
Sabahat Akar'ın heybeti..
Ahmet Kunt öğretmenimin  gürleyen sesi..
Koridorlarda yankılanan mandolin sesi..
Köy Enstitüsü mezunu,bilgi donanımlı,hepsi birbirinden değerli muhteşem kadrosuyla..
Hayata hazırladılar her birimizi..
Tek yürek olurdu minicik kalpler, başlar dimdik özgüvenli..
Evimiz..
Ereğli'nin en güzel eviydi evimiz..
Dillere destandı bahçemiz..
Dört tarafı akarsu ile çevrili, gökyüzüne uzanan selvileri,çeşit çeşit meyveleri..
Güller içindeki cennet bahçemiz..
Önce büyüdüğümüz bahçemizi katlettiniz..
Akarsuyu kurutup ortasından yol geçirdiniz..
Sıra doğduğumuz evimizde..
Yıkmak için gün sayıyorsunuz..
Hiç mi vicdan YOK sizde?
Restore edip koruyacağınız yerde ..
Yok ediyorsunuz anılarımızı..
Sümer ilkokulumuz..evimiz..bahçemiz..
Bunlar Ereğli'nin tarihi simgesi..
Tarihleri yıkıyorsunuz bir bir acımasızca..
Gömüyorsunuz anılarımızı taş duvarlar arasına..
Yazıklar olsun bu projeleri onaylayanlara..:(

Güzin Avcı
1.Nisan.2018
Kuveyt

4 Şubat 2018 Pazar

Karlı dağlar Ereğli'm'de ŞEHİT var :(((


Ben öldüm VATAN UĞRUNA

Hani dönecektim aranıza..?
Karşılayacaktınız beni davul zurnalarla
Hesaplar uymadı gördünüz mü çarşıya ?
Eli kanlı katiller aldı gencecik canımı
Paramparça olmuş bedenim, fışkırırken parkamdan kanım..
Gökyüzü utandı, kahrından ağladı kara bulutlar..
Sel oldu aktı gözyaşları karıştı gecenin siyahına...
Daha ben 20 yaşındayım
Ömrümün tazecik ilkbaharındayım
Yakışmaz bana ölüm ..!
Yakışmaz bana kara toprak..
Ama ben öldüm işte..
ŞEHİT düştüm VATAN Uğruna...!

Karalar giy ANAM şehit oldu aslanın
Anamsın istemeden ateşler düşürdüm kadersiz yüreğine
Basamayacaksın bağrına bir daha "anasının bitanecik kuzusu" diye..
Aklın kalmasın bende gecelerin bölünmesin artık ANAM ..
Askerde oğlun yok bundan sonra..
Kınalı kuzun, fidanın,can parçan ..
Artık yanıbaşında karlar altında..
ŞEHİT düştüm anam ben VATAN Uğruna..!

Gurur duyduğun koç evladın yok bundan sonra BABAM..
Teskere alıp gelemedim sevindiremedim seni
Heyecanla öpemedim ellerini olamadım gurur vesilen
Gün sayman bitti artık babam can evinden vurdum seni
Belini kırdım, boynunu büktüm istemeden..
Asker oğlun yok artık cephede..
Yanındayım işte hain bir kurşunla
ŞEHİT düştüm ben babam VATAN Uğruna..!

Aşkım sevdam birtanem..
Ne hayallerim vardı seninle bir bilsen..?
Koklamaya kıyamadığım canımdın..
Doyamadım sana daha..
Çok dokundu kalbime bırakıp gitmek seni ardımda..
Hem de bu genç yaşta..
Görecek güzel günlerimiz vardı daha..
Hepsi kaldı yarım..
Bitti hayatım..
Elveda..
ŞEHİT düştüm ben sevdiceğim VATAN uğruna..!

Güzin'de AVCI
4. Şubat.2018
Kuveyt

2 Şubat 2018 Cuma

zorunlu "Zeytin dalı "harekatı...

Afrin'e..
Askeri harekattan beri..
Kaçtı huzurum gurbet ellerde..
Mehmetçiğin yerine koydum kendimi..
Düşündükçe uykum kaçtı bitmedi bir türlü gecem..
Sis basmış heryeri gözler görmüyor ileriyi..
Gecenin ürkütücü karanlığı kabus gibi..
Yağmurun dağlara vuran sesi..
Yankılanan kurşun sesleri..
Sırtımda 50 kg ağırlıklık..
Elimde buz tutmuş tüfeğim..
Kış mevsiminin ayazı kesti nefesimi..
Kör olası hainlerin attığı kurşunla..
Siper aldım oturdum çamur batağına..
Kaldım kıpırdamadan uzun süre..
Dondu bedenim, uyuştu bacaklarım, uyuştu ellerim..
Senin yerine ben ÜŞÜDÜM iliklerime kadar ASKERİM..
Öyle bir SEVDA büyüdü ki içimde..
Sizi korumak için..
Yanınızda olmak istedim..
Ön saflarda SAVAŞMAK istedim..
Bu iman gücü, bu VATAN sevgisi bizde oldukça..
Korkun bizden hainler..!!!
Her TÜRK asker doğar, ASKER ölür bilmez misiniz..?
Dualarımız sizinle ASKERİM..
VATAN SİZE MİNNETTAR..
Kalben ruhen yanınızdayız  son nefesimize kadar..
Yeter ki SİZ ÖLMEYİN..!!!
Bu sıcak operasyondan..
Burnunuz kanamadan..
Ayağınıza taş değmeden..
Saçınızın teline zarar gelmeden..
DÖNÜN sağsalim evinize..!!!
DÖNÜN MEMLEKETİMİZE..!🇹🇷

Güzin AVCI
24.0cak.2018
KUVEYT

soruyorlar Kuveyt nasıl..?

Soruyorlar  Kuveyt nasıl? diye
Ağzımın tadı yerinde olsun
Huzurum olsun yeter ki..
Heryer cennettir bana..
Hele bir de yardım edecek kadar bir param olsun
Uzanan elleri geri çevirmeyim
Ateşte yanan yüreklere bir nebze  su serpiyim
Can kırılmasın
Gönül alıyım
Gurbette de olsam deyim bakın yanınızdayım..
Rabbim..
Güzel Allah'ım..
Bırakma sen beni hiç darda sıkıntıda
Maddi manevi her konuda..
Yardım edersem mağdura çaresiz olana..
Nefes alıyorum şahitsin buna
Ölüyorum yoksa..!

Güzin AVCI
3. Şubat.2018
Kuveyt

15 Ocak 2018 Pazartesi

Kuveyt'te kucakladık 2018i :))))

"VEDA" etmek için..
"GÜLE GÜLE" demek için saatler kaldı 2017ye..
Açmışım kollarımı,yüzümde tatlı bir tebessüm,içimde çocuksu bir heyecan,bekliyorum YENİ YILI dört gözle..
2018de..
Kanat çırpsın yüreğiniz kartallar gibi özgürce..Yelken açsın gönülleriniz güneşe doğru..
Gamzeler oluşsun mutluluktan yanaklarınızda, gözbebeklerinizde çiçekler açsın sevinçten rengarenk..
Ruhunuzda kelebekler dansetsin uçsun uçabildiğince..
Pırlantalar gibi ışıl ışıl parlak geçsin her gününüz, gülsün yüreğiniz gülsün gül yüzleriniz..
Ezanlar yükselirken gökkubbeye kabul görsün dilekleriniz açılan ellerinizde..
Huzur olsun memleketimizde.
Savaştan terörden uzak.
Dargınlar barışsın,işsizler iş bulsun,bekarlar yuva kursun,yalnızlar çift olsun,hastalar şifa,dertliler deva,borçlular eda bulsun,askerlerimiz dönsün sağ salim evine..
Kin,nefret öfke bıraksın yerini AŞKA,dostluğa,SEVGİYE..
Gurbetler yakın olsun,el ele, gönül gönüle, yaşayalım hep beraber huzur içinde kardeşçe..!
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN..!
Nice senelere

Güzin AVCI😘
31.Aralık.2017
KUVEYT

Kuveyt'ten selam olsun güzel insanlara..

Ne çok seviyorum yazmayı.
Yazmak istiyorum dağları taşları.
25.ci kattan izlediğim hava olaylarını bulutları.
Uçan kuşları.
Doğan güneşi gün batımını.
İçim dolup dolup taşıyor satırlara dökmek için duygularımı.
Erken başlıyor burda hayat.Çalışanlar için zor geçse de gün akıp gidiyor bence su gibi.
Sabah sabah oturdum pencere kenarına.Sabah telaşı bir koşuşturma dışarda.
Arkamdan gelen İsmail Küçükkaya'nın hiç iç açıcı olmayan haberlerinde kulağım.
Askerimiz  ana kuzuları ateş hattında topun ağzında çöl bataklığında  Afrin'de.
Karşımızda Kuveyt Ordu evi.Bu saatte var bir telaşları.Hazırlık yapılıyor yine.
Gözlerimi alamıyorum orayı izlemekten.Sakin sessiz tertemiz.İzin verseler girsem oraya.
Oturup konuşsam kıyıdan balık yiyen martılarla.
Sabahları deniz çekiliyor kıyıdan epeyce içeri.
Tabii kabuklar ortada martılar sürüyle inip sürüyle kalkıyor heyecanla.
Her canlı karnını doyurma mücadelesinde.Güçlü güçsüzü tüketiyor bir şekilde.
Aşağı baktım temizleniyor rezidansın çevresi.Kimi havuzu kimi bahçeyi.
Çocuğunu okula götüren anne babalar ellerinde çantalar heyecanlı.
Esintiden dalgalanıyor karşıda siyah beyaz kırmızı yeşil renklerden oluşan Kuveyt bayrağı.
Takıldı gözlerim bizden kat sayısı az olan rezidansın çatısındaki güvercinlere.
Allah'ım ne tatlılar. Onların kıpır kıpır yürümeleri içime tatlı bir mutluluk yaydı.
Genellikle gri renkli buranın güvercinleri.Soluk benizli çocuklar gibi cılız çelimsiz.
İçlerinde bir siyah bir de beyaz var şimdi.Bizim paçalı cins güvercinlerimize benziyor iri.
Beyaz güvercin.. vay canına..kendinden ne de çok  emin..dolanıyor siyah güvercinin etrafında.
Bizim semazenlerimiz gibi.Düştü düşecek aşağı, tam kıyısında binanın yürüyor pıtır pıtır sanki sahnede gösteride.Resmen şov yapıyor siyah güvercine, dünyayı ben yarattım dercesine.
Sanki zafer kazanmış bir komutan..Bir dünya şampiyonu ya da lideri.Kur yapıyor anlayacağınız.
Ne tatlı hepsinden farklı kar beyazı.
Ne güzel bir dünya oysa.
Her canlısıyla.
Denizi güneşi, yeşili yağmuruyla.
Kuşu köpeği kedisi çiçeğiyle,kelebeği, böceğiyle.
İşte iki Filipinli hizmetli gezdiriyor iki bebeği.
Arabalar vızır vızır kayıyor caddelerden.İşine yetişme telaşı.
Çalışmak ne güzel beden sağlığın yerindeyse.
Yaşamak ne güzel huzurun varsa bir ülkede.
Görmüyor kahrolasılar güzellikleri.Hep bir savaş çıkarmak için silahlandırıyor aklı eksikleri.
Kan döktürüyorlar can alıyorlar kirletiyorlar güzelim hayatı.
Ahh..Gözlerim ahh..ne çabuk harcadım seni.Nasıl kıydım sana,izin verdim  erkenden yorulmana.
Ne çok yazılacak olay var, ne çok dökülecek  hayatlar var satırlara.
Güzel Allah'ım korusun memleketimizi oynanan oyunlardan.
Korusun milletimizi sevdiklerimizi her türlü savaştan beladan.

Güzin AVCI
15.Ocak.2018
Kuveyt