30 Aralık 2013 Pazartesi

yeni yıla merhaba..

Ne yıldı ama..
Hop oturdu hop kalktı yüreğimiz..bezdirdi bazen canımızdan bizi.
Gülmek yakışırken bize üzüldük ağladık.Hergün yeni bir olayla sarsıldık.
Durulmadı ne gözyaşları ne ahlar ne vahlar.
Önce Fatih eniştem yaktı kavurdu bıraktı bizi acı keder içinde..
Utanç veren cezalar yağdı şanlı Türk Ordumuzun üstüne....müebbetler..ağır cezalar.
Yazarlar, gazeteciler, öğrenciler nasibini aldı her kesimden.
Masum halk sokağa indi..ağacım kesilmesin dedi.
Kıyametler koptu, tomalar çostu, tazyikli sularla beyinler çakıldı yere..
gazlarla zehirlendi her yaştan insanımız..
kimi öldü, kimi sağlığını kaybetti,kimi gözünden oldu,coguda hapiste şimdi.
Analar hep ağladı, babalar hep yandı.Şehitlerimize ağlarken buna GEZİciler katıldı.
Kimileri şatafatlı hayat yaşarken milyon dolarları evde sayarken,
Bebekler öldü soguktan.
Nice babalar evine ekmek götüremedi, cocuguna okul harçlığı veremedi..
Utandı mahcubiyetinden hasta oldu.
Anneler pişiremedi gönlünden gecen yemegi, giydiremedi koruyabilmek icin bebeğini.
UNUTTUK toplum olarak sevinci.
Vurgunlar soygunlar üstüne tuz biber oldu.
Yargı adalet ayaklar altında acıttı içimizi.
Daha neler neler yaşandı bilmediğimiz.
Biz güzel bir ülkeyiz..dünyanın gözü üstümüzde.
Neden durduk yerde yeriz birbirimizi bilmem ki ?
Unutsak diyorum tüm bu olumsuz yaşananları...
Yeni yılla birlikte tertemiz bir sayfa açsak dünya aleme düşmana karsı..
Güneş yeniden doğsa ufuktan pırıl pırıl hiçbirşey olmamış gibi..
Sil baştan başlasak hayata, kucak açsak UMUTlara,
Gerçek olsa hayallerimiz, MUTLU olsa insanlarımız,
İşsiz gençimiz kalmasa evlerde kahve köşelerinde
Dört duvar arasında yatan masumlar kavuşsa özgürlüğüne
Barış türküleri çalsa bangır bangır sokaklarda her yerde
HUZUR tütse bacalardan
Kin nefret öfke gaz kokusu yerine...kızarmış ekmek kokusu yayılsa etrafa
Kavuşma sevinçleri yaşasak çoskuyla ÖZLEM duyduğumuz herşeye..
HASRETle kucaklasak gönlümüzden geçen güzellikleri..
Çok mu zor? değil vallahi..
Koşa koşa gel ..gülümseyerek gel YENİ YIL...
Sağlıklı, huzurlu, mutlu, keyifli,renkli,bereketli bir YIL yaşat bize..
TATLI duygulara hasretiz..bizlere yaşatman dileğiyle..
sevgiler hepinize..

Güzin Avcı
31.Aralık.
Doha-qATAr



unutulmuş masumiyet..

bakın dünyanın ufkuna
kar yağarken bile mutlu insanlar
hepsi neşeli yürekleri güneşli
oysa biz de öyle mi ?
kara bulutlar sarmış ülkemi
hergün yeni bir olayla
sarsılıyor gurbet elde ruh sağlığımız
utanıyoruz yaşananlardan
ayyuka çıkan hırsızlıktan...
hesap soruyor suskunluğuma yüreğim
yağıyor ayaz geceye fakirin çığlıkları
gülüşleri kaskatı olmuş çocukların hayali
dudakları soğuktan çatlamış
donmuş yüzü elleri saç telleri
kaybolmuş gözlerinin feri
kurumuş yeşermeden yürekleri..
insanlar doyumsuz adi
görmez olmuş
yokluktan kararan hayatları
veda etmişler vicdana merhamete
kaybolmuş ahlak kavramı
unutulmuş masumiyet
kirlenmiş temiz dünya
mide bulandırırcasına...!

Güzin Avcı
30.Aralık.2013
Doha-qATAr

29 Aralık 2013 Pazar

bana Peurl'de yaşa diyorlar...

bana Peurl'de yaşa diyorlar
nasıl yaşarım ben
Corniche'den uzaklarda...
bir batışı var ki güneşin
koskocaman tepsi gibi
muhteşem tek kelimeyle...
zafer kazanmış komutan edasıyla
süzülerek gidiyor nazlı nazlı
al kırmızı mor pembe etrafı
deniz boyanmış kızıla
sular çekilmiş güle güle dercesine...
nefes kesici
olağanüstü güzellikte...
yaşam kaynağım benim
kanatlanıp uçmak geldi içimden
hayran hayran izledim aşkı yudumlarcasına...
doğuşu bir ayrı güzel
batışı melankolik farklı güzel
nefes alıyorum nefes
kalamam bu manzaradan uzakta
ottan kalır mı farkım
gidersem Peurl'e..

Güzin Avcı
29.Aralık.2013
Doha-Katar

bekçi oldum Doha'ya..

Taner..
sen gideli
3 hafta oldu
saçlarım uzadı..
4  çocuğum oldu..
dostlar geldi aradı sordu..
yokluğun hep belli oldu..
geçmedi zaman
vurdum fırçayı o tualden o tuale
tutuldu omuzlarım kollarım
parmaklarım tutmaz oldu..
gel gari
yetti gari
sen gelemiyorsan
ben geliyim bari..!

Güzin Avcı
28.Aralık.2013
Doha-Katar

26 Aralık 2013 Perşembe

bagırsam sesimi duyar mısın Doha..

bu CAN
tedirgin..
uyku kaçmış
gözlerden...
öyle doluyum ki..
öyle bir
bagırmak istiyorum ki...
sallansın Doha..
masumlar içerde yatarken
cocuklar sogukta donarken
baba evine ekmek götüremezken
anneler kahrından ölürken
öğrenciler aç okurken
yokluktan yuvalar yıkılırken
duymak istemiyorum sesinizi
görmek istemiyorum sahte yüzünüzü
çıkın hayatımdan
UTANIYORUUUUMMM
sizden..!
hepinizden...!

Güzin Avcı
25.12.2013
Doha-qATAr

25 Aralık 2013 Çarşamba

:((((((


gözlerimden dökülen
yaşlar yerine..
içimden geçenleri
dökebilsem satırlara..
sıkıldım senden
Doha...

güzin Avcı
25.12.2013
Doha-qATAr

18 Aralık 2013 Çarşamba

QATAR-Doha'da...18 Aralık özgürlük bayramı

Bugün bayram Doha'da.Katar'lılar günlerdir hazırlanıyorlar bu bayrama.Herkes herşeyi unuttu kilitlendi bugüne.Önce caddeler süslendi gelin kız gibi, ağaçlara elekrikler çekildi.Heryer bayraklarla donatıldı.Towerslar renklendirildi gözkamaştırıcı.Hep merak ettim Corniche'de demirden yarım ay şeklinde yapılan demir parçasını..aceba ne olacak diye? İnanılmaz spotlar takıldı kocaman kocaman fransızlar ilgileniyordu başında.Emir mi teşrif edecekti kimbilir.
Sabahın erken saati.Baktım saat 6.00 da gidiyor insanlar akın akın.
7.15 i zor ettim.Ben de fırladım sokağa.
Seviyorum ben bu semti, sahil yakın,yaşam kaynağım benim gurbet elde.
Vaayy canına..Doha'nın yarısı burda.Corniche insan kaynıyor.Tutulmuş yol boyunca.Kimisi sahilin çıkmış duvarları üstüne.Duygu dolu anlamlı gün.Her yıl 3 Eylül de kutlanırdı.18 Aralıka kaydırıldı.Emir'in tahta geçtiği gün bugün.İnanılmaz seviliyor halkı tarafından.Ne güzel ne mutlu Katar halkına.Omuz omuza insanlar, güneşten pembe pembe yanaklar, her milletten insan seli, elinde Katar bayrağı,çoşkuyla kutladı bayramı.Ne bedende ter, ne gözlerde keder.Kimisi resim çekiyor neşeli,kimi çimlere uzanmış çıkarıyor güneşin keyfini.Görmeliydiniz gözlerdeki o pırıltıyı.Beni en çok duygulandıran el ele tutuşan Katar'lı miniklerdi.Bembeyaz giysilerinin içinde sıralanmışlardı ip gibi.Kücücük kalpleri devleşti adeta geçtikçe askerler önlerinden güm güm ayak sesleriyle.Geçerken genç yakışıklı Emir'leri minicik elleri patlayıncaya kadar alkışladılar çığlık çığlığa.
Denizde, karada, havada muhteşemdi tüm gösteriler.Herkesin içindeki çocuk çıktı piyasaya, herkes çocuktu adeta.Bahar vardı, yaz vardı, güneş vardı,sıcacık gülümseme vardı yüzlerde.
Ben yüksek bir yerdeydim Allah'tan, hakimdim herşeye,keyif aldım çektim herbirşeyi :)
Gece..muhteşemdi tek kelimeyle.Tutuldu nefesler.O spotlarla süslenen demir parçası yer megersem Senfoni okestrasına sahne yapılmış.Dev kadrolu okestra takımı büyüledi gözleri gönülleri.Ay ışığı altında dolaştı Doha semalarında, yankılandı sahilde birbirinden güzel çoşku uyandıran parçalar, alıp götürdü binbir milleti hayal ülkesine.
Saat tam 22.00 de..müzik eşliğinde havai fişek gösterileri başladı.Allah..o nasıl olağanüstü güzel bir manzaraydı öyle..denizin dibinden patlayan havai  fişekleri birleşti towersların önünde.
Gece karanlığı aydınlanırken ışıl ışıl söndü yüreklerdeki gurbet ateşi.. bitti özlemler  bitti hasretler.. rengarenk...muhteşem..ışıl ışıl..masal dünyasından bir geceydi inanılmaz güzellikte.
Sevgi selinin ortasında hissettim kendimi.
Taner'im Libya'da yarımdı sevincim yarımdı bedenim..!

Güzin Avcı
18.Aralık.2013
Doha-qATAr

15 Aralık 2013 Pazar

yapışmışım pencereye..

gökyüzü ışıl ışıl
yıldızlar eşlik ediyor dolunaya
caddeler sahil towerslar
her biri renk cümbüşü ayrı bir güzellikte
göz kırpıyor ışıltılar geceyle alay edercesine
şehir ayakta herkes dışarda
inşaatlada işçiler çalışıyor 24 saat vardiyalı
sanki gece değil gündüz aylardan temmuz ayı
ben pencere gülü
yapışmışım yine camı kucaklarcasına
acıyor gözlerim uykusuzluktan biber gazı yemişcesine
ellerim sızlıyor her bir siniri kerpetenle çekilmişcesine
ruhum daralmış aklım karmakarışık
susmuyor içimdeki haykırışlar
gece karanlığını bölercesine
sığmıyor kelimeler yüreğime
sarılmışım yine kaleme kağıda
dökmek istiyorum içimden kopup gelenleri
dondu iliklerim gecenin ayazını yemişcesine
umudun dallarında kaybolurken hayallerim
bir ses fısıldıyor kulagıma usulca
"yaşamak güzel herşeye rağmen
gülümseyin hayata.. sarılın sımsıkıca.."
güzel haberlere özlem içinde yüreğim
hayaller gerçek olsa
yıldızlar para olup yağsa
fakir kalmasa gülse garibanın yüzü
süt aksa çeşmelerden
öyle bir güneş doğsa ki sabaha
yepyeni güne yeni bir hayata başlasa mağdurlar
güvenle huzurla mutlulukla baksalar yarınlara
sıkışan kalbim yorulan beynim bir oohhh dese
bütün kırık kalpler barışsa aileler yıkılmasa
analar üzülmese çocuklar ağlamasa
ağız tadıyla yaşansa şu kısa hayat
yağmasa geceye katran karası serzenişlerim
hiç düşünmeden hiç birşeyi yatsam erkenden
derin bir uyku çeksem yeniden doğmuşcasına.

Güzin Avcı
15.12.2013
Doha-Katar

14 Aralık 2013 Cumartesi

sabah kahvesi..

içilmez herkesle
eşlik eden önemli...
içilen her yudum
değmeli bam teline...
alıp gitmeli kederleri
geçmeli an keyifli
şeker tadında olmalı
sohbeti neşeli
cana değmeli
sabah kahvesi..!

Güzin Avcı
14.12.2013
Doha-Katar

her ayrılışta..

gönül bahçeme diktiğim
pembe pembe gülümseyen
günboyu içimi açan
ruhumu ferahlatan
güneş gibi içimi ısıtan
şiir gibi anlamlı
asil ruhlu güzel huylu
gerçek samimi içten sıcacık
DOSTlar olsun yanımda...
etekleri uça uça gelsin bana
adımı anarken sevgiyle çarpsın yüreği
meltem esintisi yayılsın yüzüne kış ayazında
keyif alsın her saniyemden
bahar gelsin yaz gelsin birlikteliğimizden
kulağına hoş gelsin her söylediğim
huzur bulsun sohbetimden
tatlı bir sevinç yayılsın sırılsıklam
kaybolsun sevgi selinde
tütsün gözünde
sızlasın burnunun direği
her ayrılışta...!

Güzin Avcı
13.12.2013
Doha-Katar

kördür aşkın gözü..

devleşir gözünde
tavan yapar sevgin
sığdıramazsın yere göğe
eşi bulunmaz Hint kumaşı mubarek
kavuşursun sonunda...
uzun sürmez
suya düşer beklentilerin
hayal kırıklığı yapışır yakana
pembe dünyan dönüşür mora
uzaktan bakarsın mutlu hayatlara
haketmediğin hayatı yaşarsın hiç beklemediğin
ağlarsın kaderine...
yaşam zor da olsa
içinde feryat etse de masum çocuk
al aklını başına dese de
dinlemez beynin söz geçmez asi yüreğine
alt üst olsa da hayatın
saçma sapan da gelse yaşadıkların
içten içe kanasa da yüreğin
bilinmese de kıymetin
pişman olsan da her saniye
öfkelensen de sevgisiz birlikteliğe
yanarcasına özlesen de güzellikleri
tükense de umutların
değişmez bazı şeyler
gürül gürül akar gider hayat
Olan sana olur
Elinden kayıp giden hayata
bakakalırsın şaşkınlıkla...!

Güzin Avcı
12.12.12
Doha-Katar

8 Aralık 2013 Pazar

yağmazsın hiç..


KAR...
masumiyetin simgesi güzel kar
döne döne yağmazsın  GURBET ellerde avuçlarıma
ne  yıkarsın  ruhumu YAĞMURunla  sırılsıklam
ne sevindirirsin gönlümü bir kez süpriz yapıp da..
gelin kız gibi bembeyaz  çatıları örtülü muhteşem bir manzara
yayılmaz da mis gibi bir toprak kokusu gönlünüze
ne kar, ne yağmur, ne salep, ne simit, ne boza
arada bulasınız Doha'da...

YALNIZ...yapayalniz bir kara sevda büyür içinizde
aglar cocuksu yureginiz bazen sessiz sessiz
yavas yavas ölmeye başlar ruhunuz derinden
gözlerinizde  büyür vatan  HASRETi
dayanilmaz olur bazen OZLEM
görmek için yanıp tutuşursunuz
ruhunuzu okşayan
güzellikleri...
sevdiklerinizi..
canından can
DOST bildiklerinizi...!

Güzin Avcı
8.Aralık.2013
Doha-KATAR




2 Aralık 2013 Pazartesi

Türk Sanat müziği...Türk Halk müziği...

Türk Sanat Müziği...şarkılarımız :
Yıldızların altında, Alişimin kaşları kara, Kırmızı gülün adı var, Bu ne sevgi ah..,Gözleri aşka gülen, Silemezler gönlümden, Akasyalar açarken, Seni kırda görmüşler, Hatırla sevgili, Sensiz saadet neymiş, Esmer bugün aglamış, Avuclarımda hala sıcaklığın var, Asmalarda üzüm yosmalarda gözüm, Karanfil oylum oylum, İndim havuz başına, Söyleme bilmesinler, Benzemez kimse sana, Eski Dostlar, Seni andım bu gece, Nasıl geçti habersiz, O bir vefasızdı, Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim, Hoş yaratmış Allah, Aç kollarını sar boynuma üşüdüm, Sallasana sallasana mendilini, Sarmaşık gülleri, Boş kalan çerçeve, Her gece yollarda gözledim seni, Sen mevsimler gibisin, Damarımda kanımsın, Buruk acı, Kıskanırım seni ben, Ben seni unutmak için sevmedim, Duydum ki unutmuşsun, At kedehi elinden, Silemezler gönlümden, Şimdi uzaklardasın, Eğil salkım söğüt eğil,Şarkılar seni söyler, Memleketim, Sevemez kimse seni, Kızılcıklar oldu mu? Ada sahilleri,Çemberimde gül oya,Samanyolu,Dilek taşı,Telli telli,Dünya dönüyor,Gel teskere,Gönül,İkinci bahar,Değmen benim gamlı yaslı gönlüme,Hayat bayram olsa,Ela gözlüm,Telgrafın telleri,Ordunun dereleri,Güzellerin içinden bir seni seçtim,Pınar başından bulanır oy oy,Ağlama hayat,Kalp kalbe karşı derler,Geçmesin günümüz,Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim,Sazlar çalınır,Ellerim böyle boş boş mu kalacaktı,Muhabbet bağına girdim bu gece,Keklik dağlarda çağıldar,Kara bulutları kaldır aradan,Ömrümce hep adım adım,Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,Gönül penceresinden ansızın gelip geçtin,O ağacın altı,Bir demet yasemen,Sen uzaklarda değil,İndim havuz başına,Esteregon kalesi,Dürüyemin güğümleri,Darıldın mı gülüm bana,Biz Heybeli'de, Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz ,Bu fasulya 7.5 lira, Karam, Köprüler yaptırdım, Kalenin dibinde, Üsküdar'a giderken, Dargın ayrılmayalım, Benim yarim gelişinden bellidir, Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler,dudaklarımda arzu kollarımda yalnız sen...

Türk HALK müziği...türkülerimiz :
Türkmen gelini, Arda boyları, Çanakkale içinde,Hey 15'li, Ordu'nun dereleri,Evlerinin önü yonca,Bir dalda iki kiraz, Yüksek yüksek tepelere,Mühür gözlüm, Ormancı, İki keklik,Altın hızma Aldırma gönül, Ağrı dağının eteğinde, Çay elinden öteye, Karadır kaşların, Karakolda ayna var, Maçka yolları taşlı, İzmir'in kavakları, Beyaz giyme toz olur,Allı turnam, Değmen benim gamlı yaslı gönlüme, Sarı gelin, Kerpiç kerpiç üstüne, Çökertme, Neredesin sen,Eledim eledim, Dane dane benleri var yüzünde, Ne sevmediğin belli ne sevmediğin,Aşkın beni deleyledi,Eyletme beni,Tanrıdan diledim,Yarim yarim,Ayrılık,Tatlı dillim güler yüzlüm,Şen olasın Ürgüp,Bir çift turna gördüm,Mevlam birçok dert vermiş,Seyyah olup şu alemi gezersin,Kul olam kalem tutan ellere,Keklik gibi kanadımı süzmedim,İzmir marşı,Ahu gözlüm,Kara tren,Kilim,Oy dağlar,Haberin var mı, Sen gelmez oldun,Bir gün bana gül demedin,Çemberim de gül oya, Adanalı,Ağlama yar ağlama,Gafil gezme şaşkın, Dağlar dağladı beni,Yeşil ördek gibi, Başındaki yazmayı da, Tutam yar elinden, Adaletin bu mu dünya, Havada bulut yok, Fincanın etrafı,Urfa'lıyım ezelden, Asiye,Kerpiç kerpiç üstüne,Kerkük zindanı, Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar,Vardar ovası, Evlerinin önü boyalı direk, Ankara'nın bağları,Gemilerde talim var,Silifke'nin yoğurdu,Evlerinin önü Mersin,Şu dağları delmeli,Ne ağlarsın benim çeşm-i siyahım,Havada bulut yok,Ne güzel yaratmış yar yar,Dağlar seni delik deşik ederim,Eğil salkım söğüt eğil,Mihriban,Alişimin kaşları kara,Yemen türküsü,Burçak tarlası,Bir çift turna gördüm....

Hepsi birbirinden güzel..
Şimdilik..10 Türk Sanat müziği, 10 Türk Halk müziğinden seçim olacak..
Her bir şarkımızı türkümüzü mırıldanın keyifle..kulağa en hoş gelenler sesimize en çok gidenler koromuzda yerini alacak gülümseyerek.
sevgiler
Güzin Avcı
2.Aralık.2013
Doha-Katar

1 Aralık 2013 Pazar

diyelim KOROmuza yeniden merhaba...

Birkaç yıl önce koroyu kurmamın nedeni bir MÜZİK EVİne sahip olmaktı.
İstedim ki orda estrüman aletlerinin hepsi olsun,çocuklarımız hepsini bir bir tanısın, sanat müziğimizle, halk müziğimizle tanışssın istedim.
GURBETde bir başkadır yazılan şiirler, yapılan besteler, söylenen şarkılar türküler.
HASRET kokar, ÖZLEM kokar.Memleketimizin yayla kokuları gelir burnumuza buram buram.Gözler ağlar bazen, kimi zaman da hoplar yüreği göbek atar müziğin  ritmiyle.
Nice şarkılar vardır seneler geçse de üstünden unutulmaz,düşmez dilimizden.Eser gönülden gönüle, her birinde güzel bir anı vardır,kimi annesini babasını hatırlar, kimi ilk aşkını,kimi öğrencilik yıllarını,kimi yüreğini yakan kara sevdasını,kimi hüsranla biten ayrılığı,kimi asker ocağını,kimi eşiyle tanışmayı, o ilk ağacı,ilk sinama kaçamağını,ilk çıkmayı,ilk kez okul asmayı..vardır derinden etkilendiği bir anısı..
Müzik ruhun gıdasıdır.Müzik duygu ve düşüncelerimizi tek sesli ya da çok sesli söyleme sanatıdır.ATAMın dediği gibi hepimiz milletvekili olabiliriz, bakan olabiliriz,hatta cumhurbaskanı olabiliriz ama sanatkar olamayız.Sevmek gerek,yüreğinde hissederek söylemek gerek,ritim gerek ve müziğe gönül vermek gerek.Bizler Türk müsikisine gönül vermiş bir toplumuz.Türk Sanat müziği ve Türk Halk müziği vazgeçilmezimiz.İşlemiştir içimize beynimize yüreğimize.
Şimdi yeniden merhaba demeye hazırlanıyoruz KOROmuza.
Bu sefer amacımız bir SANAT odası. İstedim böyle bir sanat odası.
Bu odada haftanın bir günü koro toplansın çalışmasını yapsın,bir gün estruman aletleri çalınsın, bir gun resim yapılsın, bir gun nakışa gönül verenler nakış yapsın,bir gün dans günü olsun tango vals salsa folklor yapılsın,bir gun süsleme hediyelik esyalar yapılsın, bir gün takı günü olsun.
Yani boşa geçmesin zaman. Herkes gönlünde yatan aslana doğru yelken açsın.
Haftada bir gün de olsa gönlü şenlensin ruhu aydınlansın.
Şiirler yazılsın,besteler yapılsın.
Resimler yapılsın renk renk gökkuşağı gibi gözler bayram yapsın.
El emeği göz nuru eserler çıksın ortaya göz alıcı.
DOHA hatırası kalsın ardımızda.
Herşey unutulur ama kalıcı eserler unutulmaz yaşar ebedi.
Biz kadınlar nice savaşlarda sırtında mermi taşımış,nice badireler atlatmış güçlü insanlarız.
Diyorum ki ; bize böyle bir  SANAT ODASI verilsin, zaman değerlendirilsin.
İnanın  muhteşem eserler yapılır,tatlı duygular yaşanır özgüven kokan gurur okşayıcı...
MİLLİ duygular en yoğun olarak maçlarda ,konserlerde, sergilerde yaşanmaz mı çoşkuyla ?
Doha'da muhteşem bir müzik grubu var genç mühendislerden oluşan, assolisti var, sesi güzel kendi güzel koroya gönüllüler var, dansı gençlerimiz var. Hepsinin harmanlandığı güzel bir kareografi ile nefeslerin kesileceği,sahnede devleşeceği,ayakta alkışlanacağı bir birlikteliğe öncü olmak dileğim.
Bunu da canı gönülden isteyen, beni destekleyen,"haydi Güzin abla..biz varız.. yanındayız.."diyen yurdumun güzel insanları ile  el ele omuz omuza başaracağımıza inanıyorum tüm kalbimle..
Haydi hayırlısı..

Güzin Avcı
1.Aralık.2013
Doha-Katar

28 Kasım 2013 Perşembe

kazanmalı kırılan gönlü yeniden..

Vazo kırıldı mı döner mi eski haline ?
Gücün yeter mi ki parayla satın almak istesen bile ?
Kırıldı mı gönül birden anlamını yitirir hayat
Dozer gibi ezer geçer çiğner ruhunu
Silinmez bir türlü çınlar beyninde kırıcı sözler
Pınar olur akar çagıl çagıl gözlerin
Ertelenir huzurun mutlulugun çıkmaz şafaklara
Güneş doğmaz odana yeni güne ruhuna
Kıyamazken bir türlü canından canına
Kıyma olur duyguların birden umursanmadan
Vurulur ayagına zincirler, acır etin, edilirsin hüzünlere feda
Susar kalbin susar dilin, durur hayat bozuk saat gibi
Feryat eder özlemin, hasretin çıkar zirve dağlara
Tutkuyla bağlı kalbin acılar içinde firarda
Rüzgarlar getirmez ne saçlarının ne tenininin mis kokusunu
Terler basar içini, sıkılır canın, alt üst olur hayatın
Kör kütük bağlı, kara sevdalı kalbin sıkışır mengeneye
Almadan nefesi beklersin sabahı yanıbaşında o olmadan
Sığmaz için içine atmak istersin kendini caddelere sokaklara
Sevgi tozu dumanında kaybolmak istersin alobora
Kimse merhem olamaz yarana kanar durur delicesine
Susturamazsın içinde ağlayan  masum çocuğu
En tatlı hatıralar gelir gözünün önüne durmadan kahrol diye
Görünmez gözüne ne dost ne arkadaş ne de başkası
Küser yaralı gönlün güzel olan herşeye herkese..
Güneş gülümser mi bir daha üzgün yüreğine ?
Mehtap eşlik eder mi yakomazla birlikte sohbete çaya  kahveye nargileye ?
Yazılır mı aşk şiirleri, yapılır mı besteler can yakan sevdalara ?
Gürül gürül akılır mı tutkuyla sevilen yüreğe yeniden ?
Ne ağzınla kuş tutmaya
Ne ayagına kırmızı halılar sermeye
Ne barış türküleri söylemeye
Ne yollarına güller dökmeye
gerek yok...
Ayaz tutan kalbini ağustos güneşi bile eritemez ama...
Tatlı bir söz, tatlı bir dil
Uzanan sımsıcacık bir el
Hayır demez yeminle
Gönül almayı bilirsen
Güzel geçer ömrün keyifle..!

Güzin Avcı
28.kasım.2013
Doha-KATAR

26 Kasım 2013 Salı

hayali bile güzel..

her geçen gün
tutkulu sevdalar gibi sarıyor acımsı bir duygu benliğimi
tedirgin canım, tedirgin beynim, tedirgin yüreğim
ürkek ceylanlar gibiyim masum,sessiz ve de çaresiz
stresi besleyen o yoktan sebepler yok mu ?
etkiliyor uzaklardan beni böylesine derinden..
vursam kendimi dağlara dağlara
kaybolsam kekik kokuları arasında bulunmasam bir süre
her bahar açan rengarenk  çiçekler misali
açılsa gönlüm, şenlense yüreğim, gülse yüzüm az da olsa gittiğim yerde
aniden dönsem geriye
şaşkınlıktan yutsam küçük dilimi
herşey değişmiş olsa birkaç günde
çaresizler çare bulsa
borçlular bulsa para
düzelse tüm yanlışlar
kapanan gönül sayfaları açılsa yeniden
gözyaşları sona ermiş olsa
bitmiş olsa tüm sorunlar
ayrılan eller birleşse avuçlarda
içten içe eriyen hüzünlü yürekler su içse kana kana
masum tatlı buseler yayılsa yanaklarda mutluluktan
eski baharlar yeniden yaşanmaya başlansa heyecanla
çöl rüzgarları esmekten vazgeçse gönüllerde
başka baharlara kalmaktan vazgeçse sevdalar
söylenmese yanık türküler aşık yürekler için
bambaşka olsa yaşam, olsa omuzlar yan yana
kışlar bahar olsa, hüzünlü sonbaharlar hiç olmasa
ayazlar dönüşse ılık rüzgarlara
yağmurlar sevgi olup yağsa, silip süpürse tüm pislikleri
yaralı yürekler unutsa tüm acıları bir çırpıda
kurtulsa insanlar işsizlikten,yoksulluktan, sürünmekten
sevgiyle mühürlense kalpler hiç ayrılmasa
hatırlansa sadece güzel günler
UNUTULSA tüm olumsuzluklar
hayali bile ne kadar güzel değil mi ?

Güzin Avcı
27.Kasım.2013
Doha-Katar


25 Kasım 2013 Pazartesi

hayat sana inat..

Bütün şehir uyurken yine ayaktayım ben
Pusu kurmuş gece karanlığı, çalmış yine huzurumu
Dalından koparılmış çiçek gibiyim kırık dökük kollarım
İçimdeki denizde boğulmuşum kimsenin haberi yok
Geri dönüşü olmayan yollarda kaybolmuşum bilen yok
Ahh..yaşadığım şu duyguların tarifini bir yapabilsem
Bir dökebilsem satırlara sere serpe gönlümce
Bir çizebilsem resmini görün diye
Serzenişlerim boşa değil bilseniz içimde kopan fırtınayı
Cevap arayıp da bulamıyorum çoğu sorulara
Saf mıyım ? salak mıyım ? neden hep ben ?
Neden üstüme vazife edinirim çok şeyi bilmem ki
Sen çaresizlik nedir bilir misin kardeş?
Elin kolun bağlı kuytu köşelerin dibinde bocalamayı
Öyle bir yakar ki içimi bazen çaresizlik
kavrulur yüreğim ateşte yanarcasına..
Aynalar bile dargın korkuyorum bakmaya
Bu ben miyim ?diyorum endişe ve korkuyla..
Hüzün kokmuyor bu şehir herkes mutlu kendince,
hüzün ben de.. gözlerim de..yüreğim de...
Nefes almam yasak sanki, çalınıyor bir şekilde ömrüm
İçim buruk ta derinden  üzülüyorum çok şeylere
Ne geliyorsa başıma insanlığımdan iyi niyetimden
Taş atana gül attım her zaman.. kızmadım bile
Sevmeyeni bile sevdim.. bıraktım zamanın akışına
Diz çöküp yalvarsa da birileri.. havale ettim Allaha
İstemedim..yeter ki görmesin benden yana bir zarar
Yine de gelir beni bulur tüm kederler üzüntüler nedense
Beklentiler gücümden fazla.. kaldırmıyor artık yorgun omuzlarım
Yine de NEFES almaya çalışıyorum HAYAT sana  İNAT...!
 Aydınlığa çıkar  zor durumdakileri YARAB..!

Güzin Avcı
26.Kasım.2013
Doha-Katar



24 Kasım 2013 Pazar

öğretmenler günümüz kutlu olsun..!

Her öğretmenler gününde ilkokul ögretmenim Ahmet Kunt gelir aklıma.
Köy Enstitusu ilk mezunuydu.Muhteşem bir ogretmendi tek kelimeyle.
Haykirirdi bir aslan kukremesiyle..
-" YASIYORSAK...NEFES ALIYORSAK....ATAM ve SEHITLERIMIZIN SAYESINDE....Onlara minnet ve sukran borcluyuz, can borcluyuz, namus borcluyuz, yazin kalbinize..yazin beyninize...!".
Bizi guzel yetistirdiniz ogretmenim,cok sey kattiniz benligimize...
Kar tanesi gibiydik avucunuza geldigimizde, eriyip yok olabilirdik. Ciçek tarlasi gibiydik, solup topraga karisabilirdik..Fikirlerinizle, essiz bilginizle hayat verdiniz bizlere.Her birimizi adam gibi adam,insan gibi insan yetistirdiniz.Hicbir ogrenci ellerinizin arasindan sabun kopugu gibi kayip gitmedi. Başımız dik, gururlu,sağlam kişilikli,yürekliydik, farklıydık diğer öğrencilerden.
Mumkun mu unutmak sosyal derslerini, ışık saçan fikirlerinizi..Dilinizden dusmezdi hiç.
--"Geceleri bile aydinlatmak elinizde..hepiniz parlayan bir meşalesiniz MEŞALE..!".
Gormenizi isterdim Kurtulus Savasini işledigimiz dersleri.
"Mustafa Kemal Pasa, İnonu Pasa, Kazim Karabekir Pasa, Fevzi Cakmak Pasa....derken gurleyen sesi hala kulaklarimda..titrerdi buyuk bir coskuyla kucucuk bedenlerimiz her savasla.
Yasatirdi bize o anlari, o yaşananlari.
Bu gunlere nasil geldigimizi, ne badirelerden gectigimizi.
Oya gibi islerdi yuregimizin beynimizin her kosesine her karesine.
Müzik dersinde ellerimizde mandolinler söylerdik marşlarımızı bütün gücümüzle gümbür gümbür.
Piyeslerimiz izlenirdi ayakta alkışlar arasında.
Bayramlarda izci kıyafetlerimizle yerimizi alırdık en önde.
Matematik derslerimizi çekerdik iple.Yarış yapardık heyecanla kim şampiyon olacak? diye.
Takdir belgemizi Konya Valisi vermişti, değerli öğretmenimin isteği üzerine.
Hafta sonları toplanırdık bizim bahçede güller arasında.
Sağlardı dostluk kardeşlik sevgisini, saygıyı,kaynaşmayı,dayanışmayı,paylaşmayı.
Bilgi donanımlı, Atatürk sevgisi ile yoğrulmuş,Cumhuriyetimizin, bayrağımızın, toprağımızın kıymetini bilen milliyetci ruhlarla adım attık ergenliğe.
Nice değerli İNSAN yetiştirdiniz şu an çoğu yüksek mevkide.
Canım öğretmenim bize verdiğin emeğe binlerce kez teşekkürler.
Bizler  mutlu bir öğrencilik dönemi yaşadık sayenizde.
Oysa şimdi sürekli değişen eğitim sistemi ile RUH sağlığı bozuk çocukların gençlerin.
Kalpten üzülüyorum bizim kadar şanslı olmadıklarına.
Nur içinde yatın.

Güzin Avcı
24..Kasım.2013
Doha-Katar

20 Kasım 2013 Çarşamba

Yağmur yağıyor Doha'ya

Yağmur yağıyor Doha'ya sessiz sessiz
Niyeti var aslında sağanak gökgürültülü yağmaya
Nazlanıyor inadına bir açık bir kapalı
 Buruk yüreğim, melankolik ruhum yine çıkmış gezintiye
Hüzün sarmış dört bir yanımı
Kirpiklerim yerde, dalıp gidiyor gözlerim nemli nemli
Uçmuyor içimde beyaz güvercinler nazlı nazlı
Uçmuyor renk renk kelebekler neşeli heyecanlı
bükmüş  boynunu gönlümün bahçesindeki güzel çiçekler
Solmuş renkleri kaybolmuş albenisi sanki
Ne taze çay
Ne mis gibi kahve kokusu
Ne sahil, ne tekneler
Ne keyifle yürüyenler
Çağırsa da yağmur ısrarla
- " gel Güzin gel.." diye
İçimden gelmiyor bir adım atmak bile
Çıkmak istemiyorum dışarı
Oysa yağan yağmurla cennete döndü Doha
Toprak kokusu, pırıl pırıl hava
Islanmak istiyor çocuksu yüreğim sırılsıklam
Kucaklamak istiyorum beklenen yağmuru özlemle
Derin bir iç geçire geçire
İzliyorum yağmuru öylesine
Bir daha yağar mı yağmur bilinmez?
Geçer mi bu fırsat bir daha ele?
 Ne desen boş nafile
Gönlüm mü yorgun ?
Kırgın mıyım birilerine ?
Kızgın mıyım yoksa hayata?
Adını koyamadım
Sahi neden böyleyim ?
Nedir bu halim?
Hiç tarzım değil oysa...!

Güzin Avci
20.11.2012
Doha-Katar

15 Kasım 2013 Cuma

AŞK acısı sardı benliğimi bu gece...

yine yalnızım yar
üstüme üstüme geliyor eşyalar
duvarlar soğuk asık suratlı, tablolar renksiz ağlamaklı
ne koltuğumda bir sıcaklık var, ne sehbamda içi dolu bir tabak
bardaklar boş kahırlı, masam mahsun yok bir ekmek kırıntısı
yağmalanmış yüreğim unutmuş acıkmayı susamayı
yarınlarım umutsuz çıkmaz sokaklarda hasret ışıltaya
vücudumu sarmış hesapsızca bir kahır ateşi alev alev yanarcasına
kurumuş kurak çöle dönmüş dudaklarım, küsmüş hayata
sarmış benliğimi hasret kokusu,  muhabbete hasret
tükenmez enerjim karışmış bulutlara kaşla göz arası
kalkmıyor kolum üstüne demir kapı düşmüşcesine...
ruhsal çöküntüm dev okyanuslar misali büyüdü bu gece...
suçum sevmek, cezam müebbet kurşun yarası
gözyaşı, özlem, hasreti içmek yudum yudum acıları
depreşti yine yaram, tavan yaptı AŞK acım avuntusu yok bu gece...
tek tesellisi gözlerin..
kaybolmalı gözlerimin derininde ıssız kuytu köşelerde
kördüğüm olmuş düşüncelerimin her biri ayrı bir bilmece
gül olsam  bülbül bile konmaz dalıma yar bu gece...
penceremden karanlığa bakan bu gözler benim değil sanki
uzanır gökyüzüne ellerim Rab'bime doğru yüreğim yangınlarda
saklanmış ay utancından, kayıp yıldızlar, doğmuyor geceme mehtap
bu serseri uzun gece biter de doğar mı gün bilmem yeniden ?
yorgun yüreğim, suskun dilim, nemli gözlerim güler mi bilmem sahiden ?
geçermiş ömrün boşuna, yitirirmiş anlamı güzel olan herşey göz göre göre
acımsı..buruk..kara sevdam..
vazgeçilmezim..ölümüne sevdiğim..
arı sokar ya..
nasır vurur ya ayağını..
acır canın..
öyle acıyor canım
yaşasam da ikilemi, hasreti, özlemi, umutsuz bekleyişi..
vurma sırtımdan hasret çiçeğim vurma
hani hayallerimiz, sözlerimiz,sevgin, adalet duygun hani ?
bıraktığın yerdeyim ben hayallerimle birlikte
boş odada, karanlıklar içinde sensizim yine
sensizim yar bu gece...!

Güzin Avcı
15.Kasım.2013
Doha-Katar


14 Kasım 2013 Perşembe

10 Kasım

ATAMı  anıyorum  ÖZLEM ve RAHMETle

Gurbet elde izliyorum olup bitenleri kederler içinde endişeyle
Şafak ışığı tutunmuyor kirpiklerime, hüzün dolu gözlerim
Ellerimin arasında yüzüm, alnımda derin çizgiler, çatık kaşlarım
Hırpalanıyorum her gün yeni bir can sıkıcı olayla
Acıyor içim, ağlıyor gözlerim yüreğimle birlikte...
Gönül bahçemize diktiğin fidanlar bir bir sökülüyor ATAM
Güzel olan herşey göz göre göre yıkılıyor ATAM
Sayende gökkuşağı kadar renkliydi hayatımız
Gururlu, umut dolu, başımız dik, aydınlıktı yarınlarımız
Şimdi kapalı gözler, suskun diller
UNUTULDU  aç susuz, çıplak ayaklı ŞEHİTLER
Bu ülke kolay kazanılmadı beyler
Atatürk gerçek bir müslümandı
O'nun liderliğinde İMAN gücüyle kazanıldı bu topraklar...
Karanlık bir çukura sürükleniyoruz doludizgin topyekun
Dünyanın gözü üstümüzde, düşmanlarımız keyiften dört köşe
Açın artık gözlerinizi, görün artık bizi bekleyen felaketi..
ATAM İZİNDEYİZ..!
Seninle doğduk, senin yolunda ilkelerinle yaşayacağız...!
Nur içinde yat..Yattığın yer cennet olsun..!

Güzin avcı
10.Kasım.2013
Doha-Katar

4 Kasım 2013 Pazartesi

kendimden bile..


Beni terkeden ruhumu ararcasına
Bakakalırım gidişine ardından..
Asılı kalır havada cevapsız sorularım
Kederli düşüncelerim çıkar seninle birlikte seyahate
Umutlarım teslim olur bir bir gece karanlığına
Sert rüzgarlar eser içimi üşütürcesine...
Başım kaybolur omuzlarım arasında
Gülümsemeye korkar dudaklarım
Kulağımda çınlar eski şarkılar buruk hüzünlü
Sokakları değil seni özlerim...
Baktıkça uzaklara dalgalar getirir silüetini
Suskun yüreğim isyanlarda, kaybolurken güneş bulutların ardında
Haykırmak isterim tüm gücümle
--Yagmur kokulum nerdesin.. ?
--Gönül gözüyle sevdiğim yar kiminlesin.. ?
Yorulsam da, yüküm ağır da olsa, taşımasa da bacaklarım
Dallara veda eden sarı yapraklar gibi sürünsem de yerlerde
Derin kuytularda kaybolsam da ölümüne gurbetlerde
Beslensem de gözyaşlarımla
Olmasa da gecem gündüzüm
Karışsa da sevdam hüzünlere
Yağmurlar yağsa da üstüme HASRET diye
Canımı yaksa da herşey her canlı
İçimi açıp da bir baksan yağmur kokulum
Bir tek SEN varsın orda
Geçerim uğruna dünyadan
Geçerim kendimden bile...!

Güzin Avcı
4.Kasım.2013
Doha-Katar

mutlu ol gittiğin yerde..

Yokluğun öyle bir dokundu ki
İçim sızladı çöktü gözçukurlarım
Daha çok sarıp sarmalaymışım keşke sevgini
Stok yapsaymışım ileri ki günlerdeki yalnızlığıma
Gün ışıksız, sahte yüzler maskeli
Umutlarımı teslim ettim başka baharlara
Silgi olsam silsem beni üzen herşeyi
Döndürebilsem zamanı eskiye
Delik deşik ruhum, buruk kalbim
Yetim kalsa ne olur sözcükler anlamdan
Ben ayrı düşmüşüm can dostum arkadaşımdan
Sessiz sedasız ağlıyor yüreğim gidişine
Yeşermiyor ruhumun bahçesinde çiçekler üzgün
Sonbaharın hüznü çöktü omuzlarıma tüm ağırlığıyla
Buruk gönlüm nemli gözlerim...
Hic bıkmadım, hic usanmadım birlikteliğimizden
Heyecanla sarıldım her seferinde özlemle yeniden
Zaman yetmedi
Yarım kaldı sohbetlerim
Her seferinde istemeden ayrıldım buğulu gözlerle
Sevdim seni can dost
Saf, temiz, çıkarsız duygularla
hep gül..
MUTLU OL gittiğin yerde..!

Güzin Avcı
31.Ekim.2013
Doha-Katar

nice 90 senelere...

29.Ekim.CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
Sonbahar..güz mevsimi..Ekim ayı...
Hem hüzünlüdür hem de keyifli..
 Dökülen yapraklar uçuşur sağa sola..caddelerde,sokaklarda,ayaklarınız altında..
Sağnak yağmurlar yağar coşkulu, ardından açar güneş, yayılır mis gibi toprak kokusu..
Bambaşkadır benim ÜLKEMde içilen çayların kahvelerin lezzeti..
ATAM'ın en büyük eseri, en kıymetli emaneti..
Kutlu olsun bu güzel, böylesi anlamlı bayramımız..
Gururluyum, onurluyum, şerefliyim..
Başım dik geziyorum GURBET ellerde göğsümü gere gere ÖZGÜRce..
CUMHURİYETİM sayesinde..
Bu muhteşem günde, VATAN sevgisi yüreğimizde, Al yıldızlı bayrağımız ellerimizde..
Haykırıyoruz tüm gücümüzle tek yumruk olarak..
Nice mutlu 90 yıllara CUMHURİYETİM
Yaş günün kutlu olsun..!
Selam olsun ATATÜRK çocuğu benden tüm güzel gönüllere..!

Güzin Avcı
29.10.2013
Doha-KATAR

30 Temmuz 2013 Salı

olmasa satırlar hayatımda

yıkık, dökük, tuhafım
sürgün beynim
yorgun gönlüm
gelgitler içindeyim...
kurşun ağırlığı var ellerimde
uzanamıyorum, basamıyorum tuşlara
kalbim dargın, kırılmış sanki her bir harfe
sıkışmış sözcükler koynuma
gürültülü ruhumla yanyana...
aldırış etmeden dünyaya
saçma sapan da olsa darmadağın
rasgele savrulsa da kelimeler anlamsız
yazmak istiyorum gönlümce
içimden geçenleri..
suç mu işlemiş yüreğim
bırakın biletimi kendim keseyim
iki satır içten samimi yazmazsam eğer
dökmezsem içimdekileri bir şekilde
kaybolurum boşluklarda
çekilir mi  hiç ?
geçer mi vakit ?
can sıkıcı olmaz mı  Doha ?
küser gönlüm
yazlara, kışlara, baharlara
kaçar neşem, kaçar huzurum, kaçar hevesim yaşamdan
yitirir anlamını güzel olan herşeyle birlikte tüm renkler
nasıl yazmam?
nasıl paylaşmam gördüğüm güzellikleri ?
duymasam kuşların cıvıl cıvıl sesini
görmesem çiçeklerin rengini
denizin mavisini, dalgaların şarkı söyleyişini
sahili, heyecanla o deniz kabuklarını toplayışımı
rüzgarın fısıltısını, güneşi, ayı, mehtabı...
güler yüzüm
unuturum gurbeti
enerji dolar  gönlüm
yüreğim heyecanlanır
zihnen kalben ruhen
arınırım tüm karmaşık duygulardan
umutla dolarım bakarken yarınlara
mutluluk sarar benliğimi
yaramaz cocuk çoşkusuyla
dökerken herbirini satırlara
inanılmaz keyif alırım
olmasa satırlar
ne anlamı kalır ki yaşamın..!

ama..
yazmak senin neyine ?
" SİL..!" denilince
soluk alamam
atmaz nabzım
donar kanım
dirseğini çarparsın ya duvara sertce
acır için
yanar canın iliklerine kadar
öyle üzülürüm işte...!

Güzin Avcı
30.temmuz.2013
Doha-qATAr

26 Temmuz 2013 Cuma

affet..

her akşam
yemek sonrası tatlı
zıpladı değerlerim
indim aşağı
girdim spor salonuna edalı..
yürüyüş bantına merhaba dedim sevgiyle
çıktım haydi bismillah
terlemeden yürümem gerek
oruç da su kaybı tehlike
ayağımın altından kayarken bant hızla
gözüme ilişti  bir yazı
AFFET
beynime saplandı şimşek hızında bir AFFET
yeniden okumaya çalıştım
haydaa..
hiç alakası yok affetle...
lifefitness
öyle bir yazılmış ki el yazısıyla tıpkı AFFET
hay okumaz olaydım emi ?
görmeseydim de keşke
ateşe atılmış gibi
her adımda beynim bağırıyor acıyla AFFET
kırbaçla dayak yer gibi
sessiz çığlıklar atıyor yüreğim AFFET
beynim durmuyor akıyor
peşpeşe sıralandı özür diliyorum ondan bundan
AFFET...AFFET...AFFET...
Allahım bir günah işlediysem bilmeden AFFET
sevdiklerimin kalbini kırdıysam istemeden  AFFET
incittiysem birilerini farkında olmadan  AFFET
karıncalar görmeden basıp ezdiysem sizi  AFFET
uçan kuşa, esen rüzgara,dağlara,taşlara,ovalara,
denize,gün ışığına, yıldızlara, mehtaba
seslendim uzak diyarlara herşeye
AFFET...AFFET...
kapattım ağzımı sımsıkı nefes almıyorum
düştü gözkapaklarım, düştü enerjim
ahh..beynim bu kadar zulme ne gerek var ?
herkes müzik dinler şarkı söyler
seninkisi eziyet
düşmeden inmeliyim banttan aşağı
derin bir iz bırakmış yüreğimin en derininde
dört duvar arasında yatanlar
vatandaşlar,ögrenciler,askerler,gazeteciler
geçip durdular gözümün önünden birer birer
akıp giden hayat gibi
büyüdü içimde hepsinin çığlığı isyanı
AFFET diye yalvarsa birileri
affederler mi aceba ?
affederler mi adaleti ?
affederler mi canını yakanları ?
affederler mi özgürlüklerini çalanları ?
affederler mi hiç
eşinden,çocugundan,işinden,sevdiklerinden ayrı koyanları ?
bardağı taşıran son damla gibi
yeter be dedim beynime
yeteeer..
içine ettin
in banttan aşağı
spor senin neyine ?

Güzin Avcı
26.temmuz.2013
Doha-qATAr



25 Temmuz 2013 Perşembe

iftar..

nefesler tutulur beklerken iftar saatini
sanki kıtlıktan çıkmış gibi  :)))
heyecan dorukta
gözler yemekte
yemekler masada...
güzel geçmişse günün
yolundaysa herşey
ne güzeldir yenen her lokma
içilen bir tas çorba
manevi huzur sarar benliğini
açar yüzünde cennetin gülleri
dolar ilahi ile yüreğinin en güzel köşesi
yıldızlar iner gülümseyerek
kuşlar öter en şen haliyle
çiçekler eşlik eder ezan sesine
hele bir de..
DOSTLAR varsa yemekte
ağzının tadı da yerindeyse
şarkılar söylenir neşeli
anılara eklenir
güzel bir Ramazan gecesi..!

Güzin Avcı
25.temmuz.2013
Doha-qATAr

24 Temmuz 2013 Çarşamba

duygusalım...

hassas bir dönemdeyim
Ramazanda ben 
hep böyleyim
çeşme var gözlerimde
sanki kurulu makine
hazır bekliyor
her ilahi de
her Yasin de
her Kuran-ı Kerim de
her ezan sesinde
gördüğüm her güzellikte
duyduğum her güzel sözde
iniyor sicim gibi
tepelerden yamaçlara düşercesine...!

Güzin Avcı
24.temmuz.2013
Doha-qATAr

22 Temmuz 2013 Pazartesi

böyle şansın..

dikersin gözünü tavana
asılı kalırsın dakikalarca kıpırdamadan
aklına takılır binbir düsünce
beynin olur pervane
dolaşırsın için perişan
kıvranırsın acılar içinde...
baktığın heryer döner gece siyahına
yazın olur kara kış
sıkışır kalbin
durdurmak istersin
unutmak istersin zamanı
ne istersin ? neler düşlersin ?
ne gelir başına..
boşa koyarsın dolmaz
doluya koyarsın almaz
yüreğin su içer gözlerinden çağıl çağıl
boğulursun öfke denizinde
bağıramazsın da avazın çıktığı kadar
kırıp dökemezsin eline geçen herşeyi
söyleyemezsin içinden geçenleri
çarpamazsın yüzlerine tokat gibi
düşersin karanlık kuyuların en dibine...
isyan edersin kimse duymaz
sitem etsen kaç yazar?
bu can başkaları için yaşadıktan sonra..
kabullenmez yüreğin
atarsın içine ince ince
vurur midene sürgün yemiş gibi
yıkılır güzel hayallerin bir bir
hangi dalı tutsan kalır elinde..!

Güzin Avcı
22.temmuz.2013
Doha-qATAr

21 Temmuz 2013 Pazar

kalemimden dökülür yüreğime..

Bugün muhteşem hava..birkaç günkü nemli havadan eser yok.
Lahana dolması yaprak sarması değmiş yorulduğuma :)
Kaç gündür bardaktan boşanırcasına yağar ya yağmur, öyle ağlıyordu pencereler.
Baktım dışarı..mis gibi hava..pırıl pırıl..inşaatta çalışıyor garibanlar tüm hızıyla.
FANAR karşıda..ışıldıyor en görkemli haliyle.
Açtım pencereyi..ev klimalardan buz tutmuş kutuplar da yaşıyoruz sanki.
O kadar güzel ki..ortalığın aydınlanmasını izledim..Allahım sen ne büyüksün, ne yücesin, sana inanmayanlar taş olsun..Bu kadar mı güzel olur denizin mavisi ?..kaç kişi izlemiştir tan yeri daha ağarmadan denizin bu büyülü rengini..sanki güneş tepeden değil denizin dibinden doguyordu resmen.Bir ayrı parlaklık, berraklık, aydınlık vardı suyun yüzünde..Yatmadım yatamadım bırakıp da bu muhteşem güzelliği..şükrettim oruç ağzımla yaradanıma..
bu gözlerimin görmesini sağladığı için,
bu nefesi bana bağışladığı için,
yeni güne uyandığım için.
Dua okudum içimden geldiğince..saat 7.40 gibi..
içim geçmiş bir an..koltuğun üstünde..belki bir saniye belki birkaç saniye..
Fatih eniştem..canım eniştem..tiril tiril açık renk yazlık giysisi üstünde..hepimiz biraradayız..kimin eviydi bilmem..kapıdan girdi aceleyle..
--" oturmayın....kalkın..işinizi yapın..erken kalkan erken yol alır...." dedi..
hepsi bu kadar..uyandım..ne kadar canlıydı..gerçek gibi..
aradı gözlerim sağımda solumda, sanki evde gibi...
Allah hayırlara çıkarsın.."Oturmayın..birşeyler yapın.kalkın" dedi herhalde..öyle yorumladım.
bir kez daha görmüştüm..Ankara'daki evde..girdi kapıdan aynı hızla..kızdı Gülten ablama..Gülin Ereğli'ye gidiyormuş güya..." çok gevelenme kalk sana emanet iyi bak çocuğa, kalsın burda " demişti.
benim rüyalarım uzun olur oysa..kısacık görüyorum eniştemi...hepsi bir cümle.
Ahh..eniştem..nasıl da kibardın..saygılı, efendi, ağırbaşlıydın..Hiç kırmadın hiç incitmedin bizi..
Ne enişteler vardır bilirim..kimi bağırır, köpürür ağzı, akar salyası, kiminin konuşur yumrukları, havada uçuşur yemek tabakları..hiç görmedim..hiç biz sana saygıda kusur etmedik, sen de hiç incitmedin bizi..Yemin ederim babam gibiydin..aynı sevgi vardı içimde..daha çok gençtin enişte..yaşayacağın güzel günler vardı, emek verdik, yıllarımızı verdik, pekişti sevgimiz saygımız yüreğimizin en derininde..tam çıkaracakken keyfini, gülüp oynayacakken emeklilik dönemini, gezecektik birlikte çok yerleri..suya düştü Taner'in güzel ülkelere götürme hayali..
Kendinden mi..bizden mi..hayattan mı kaçtın birden ? aniden kayıp gittin yıldız gibi..
Ereğli'nin tadı tuzu senmişin be eniştem..bak gelmiyor Ereğli'ye gelmek içimden...
Kaçtı 500 evlerin tadı..sen varken  dayıyorduk sırtımızı baba gibi..
Şimdi istemezler yerine geçenler enişte..35 yıl gibi olur mu yenisi ?
kim tutar.. kim doldurur ki yerini ?
Eminim..hissederim kendimi sığıntı gibi ..
Ne deyim ? kilitlendi dilim..
Ana ocağına ağlarken şimdi de kapandı BABA ocağım..
Yazmak istiyorum bir gün gönlümün kitabını..
canımdan çok sevdiğim ailemin hayatını..
Yüreğim dayanmıyor be eniştem..
Gözyaşı okyanusunda bıraktın beni..
Kalemimden dökülenler ezip geçecek yüreğimi biliyorum
Yine de yazmak istiyorum enişte sensin başkahramanı ..!

Güzin Avcı
21.Temmuz.2013
Doha-qATAr

20 Temmuz 2013 Cumartesi

üzüm gibiydi kara gözleri..

City Center'a girdim markete
yürüdüm sebze reyonuna doğru komutan gibi..
o da ne ? bir çocuk ağlıyor içini çeke çeke..
alış-veriş arabasının içinde..3-4 yaşlarında.
karışmış gözyaşı sümüğüne.
Katar'lı bir bayan..homurdanıyor yüksek sesle
bir yandan da erik seçiyor hırsla.
hiç umursamayan  şapşal bir bakıcı kadın tepesinde
nasıl da ağlıyordu garibim..
üzüm gibiydi kara gözleri
hüzün doluydu umutsuz bakışları
lüle lüleydi kıvırcık saçları
esmer güzeli Katar'lı bir çocuk işte..
suratsız anne..iki seçiyor bir azarlıyor çoçuğu..
çocuk ağlıyor her geçen saniye volyumunu biraz daha yükselterek,
kadın hiddetine devam ediyor aynı şekilde.
bostan korkuluğu istifini bozmuyor dikiliyor sopa gibi.
pes doğrusu..girişecem ikisine de..
içim acıdı..yaklaştım yavaşca..
sevdim esmer tenini..
sevgiyle bütünleşti gözlerimiz.
öyle masumdu..öyle içten baktı ki  bana
kan çanağına dönmüş gözleriyle yalvarırcasına..
acı biber sürmüş gibi gözyaşı tuzundan yanmıştı dudakları
körük gibi kalkıp iniyordu göğüs kafesi
içten  sıcacık elim uzandı
dilimi bilmese de hissetti sevdiğimi
birazcık kesti sesini..
canım benim...parayla satın alınsaydın seni alır çıkardım marketten
kurtarırdım seni bu duygusuzların elinden..
altüst olmuşum sinirlerim tepemde..
Allaha emanet ol minik dedim  katılaşmış bunların yüreği
kıvırcık fırça gibi saçını okşadım sevgiyle
tuttum minicik kara elini sımsıkıca
yürüdüm hızla
ömrünü dört duvar arasında geçiren bir mahkumun
mahsun gözlerini bıraktım ardımda..!

Güzin Avcı
20.temmuz.2013
Doha-qATAR


19 Temmuz 2013 Cuma

Anadolu çocuğuyum ben..

Bu Doha
Sağlık açısından tekin bir ülke değil bence
Belki de deniz çocuğu değilim ben
Büyümedim sahillerde
Anadolu'nun tam göbeğinde
Konya'nın en güzel, en yeşil, en modern ilçesi  Ereğli'de
Doğdum, büyüdüm, geçti çocukluğum liseye kadar
Ordan Ankara, gençlik yıllarım üniversite
Yine denizden uzakta kırsal kesimde
Yaşadım nem nedir bilmeden
Olmaz vallahi
Tüm pencereler söylüyordu gecenin  12.00sinde
koro halinde
"Uzun ince bir yoldayım
yağıyorum gece gece....  "
Ağlıyor pencereler, çeşmeyi sonuna kadar açarsın ya
Boşanıyor gümbür gümbür çağlayanlar gibi
Öyle işte
İnsanı gam duvarı nem öldürürmüş
Bu NEMle
Ne sağlam bina kalır
Ne sağlam insan kalır
Ölür içten içe..!

Güzin Avcı
19.Temmuz.2013
Doha-qATAr

18 Temmuz 2013 Perşembe

gurbet güzelim...

neler gördü neler gözlerin
nelere şahitlik etti yüreğin
susma gurbet güzelim susma yeter
tutma içinde, dök kaleminle satırlara..

yüreğimin derinliğinde büyüdü isyanım
kavga ettim kendimle silahşörler gibi
sessiz kaldım,sarsıldım, attım içime
razı olmadı benliğim bu sessiz kalışlara
kolay kolay teslim olmaz onurlu yüreğim
şans verdim, iyi davrandım hoşuma gitmese de
dayanmam gerekti dayandım sabırla insanlıktan çıkmışlara
öfkem doruklarda gezdi,gönlümce gülemedim vara yoğa
tökezlemedim, düşmedim,bükülmedim, kaldım dimdik ayakta
sarsa da alevler bedenimi, ateşten kim korkar?
avuçlarıma gömüldü tırnak izlerim ,karıştı ter damlalarına
göstermedim yüzümdeki derin acı izlerini
kiracı gibiydim koyamadım güvenli bir yere yüreğimi
soluk alıp vere vere geçirdim o zor günleri
geçti güzelim senelerim neşesiz hüzünle dopdolu
dolaştım senelerce aklım karışık ıslak gözlerle buğulu
esir alamadılar zihnimi
hevesimi tıkadılar boğazıma yumru gibi
huzurumu çaldılar çok günler
emdiler yarasa gibi içimdeki yaşam enerjimi
uykudayken öldüm çoğu kez geceleri
tokat yemiş gibi uyandım soluk soluğa
lavanta kokulu parlayan güne
güneşli bir sabaha güle oynaya diyemedim merhaba
yıldırımla vurulmuşa çevirdiler güzel gönlümü
içime sızı verdiler, bu utançla dolu aşağılık yaratıklar
sarıldıkça ben  insanlığa onlar uydu şeytana
olmasaydı pırıl pırıl güneşin görkemli ışıltısı
olmasaydı denizin mavisi, göz kırpmasaydı aydede
yıldızlar inmeseydi dizi dizi peşpeşe
saf temiz ruhumu öldürürlerdi belki
yumuşak kalbim katılaştı çelik gibi...
su akar taş kalır ya geriye
bende de iz bıraktı hem de derinlerde
çakmak çakmak oluyor gözlerim aklıma geldikçe
yüzbin kere gelsem de dünyaya
yine de affetmem bu iki ismi...
kolay olmuyor unutmak
anılar aklımda capcanlı dün gibi taze
atamadım kıçlarına bir tekme
saçlarını kökünden sökemedim birkez
besbelli kalmış içimde ukte...
ahdettim..öyle dayanılmaz bir duygu var ki içimde
zamanı gelince görecekler biline...
susmak zorunda kaldım bu hepsinden acıydı
aklıma geldikçe beliriyor gözümde koca bir yaş damlası...!

Güzin Avcı
18.Temmuz.2013
Doha-qATAr






17 Temmuz 2013 Çarşamba

dokunmayın yüreğime..

dokunmayın bugün bana
durgunum, süzgün gözlerim
bıçak açmıyor ağzımı
ezik içim, lal olmuş dilim
yaralı ruhum nedense
ne deniz ne güneşin güzelliği
süslemiyor hiçbirşey hayalimi
ağır yüreğim külçe gibi
gönlüm kırgın sanki
hazin bir şarkı çalıyor içimde döne döne
dokunsanız ağlayacak yosun yeşili gözlerim...
bağrımda bir sancı var
şahlanmıyor duygularım
garibim kimsesizim miniciğim...
sımsıkı yapışmışım telefona
cana hasret sese özlem gibiyim...
inecek sanki yüreğime bu sessizlik
haydi toparlan
pes etmek yok aciz gibi
hele ağlamak
hiç yok bu mubarek günde..!

Güzin Avcı
17.Temmuz.2013
Doha-qATAr

16 Temmuz 2013 Salı

yok böyle birşey..

gecenin 12.oo si..
tam kalktım yatmak için..
bir baktım pencereye..
"hay maşallah yağmura bak.." dedim sevinçle
nasıl yağıyor inanılmaz güzellikte..
boydan boya pencereler, sicim gibi iniyor ip şeklinde..
birkaç dakika sonra istedim ev havalansın..
mis gibi toprak kokusu yayılsın..
açtım pencereyi..hazırlanmışım derin bir oohh..çekmeye..
O da ne..! yağmur yok dışarda..
Bismillah..bu ne ya..?
ürperdi içim korkuyla..
megersem yağmur değilmiş yağan NEMmiş..
olur mu böyle bir manzara ?
hevesim kaldı kursağımda..
ne duygularla açmıştım oysa pencereyi
kapattım dehşetle korku filminde gibi
gecenin 4.30 su..hala yağıyor aynı şekilde
dedim ki sabaha göl olacak rezidansın önü
kalktım 8.00 de..ilk işim koşmak oldu pencereye
açtım perdeyi..kamaştı gözlerim..
haydaaa..şoktayım yine..
şaka gibi..
pırıl pırıl bir güneş gülümsüyor tüm güzelliğiyle
bir damla eser yok geceden..
anlatsam inanmaz kimse görmeyince
tek delil mi?
yol yol kirlenmiş pencereler...!

Güzin Avcı
16.Temmuz.2013
Doha-qATAr

15 Temmuz 2013 Pazartesi

felekten gün çalanlar..

En sevdiğim oda mı?
Yatak odası
Ayaklar altında deniz
Karşımda Hilton oteli plajı
Yüzenler eğlenenler
İzliyorum hatunları
Yok bir abayalı Katarlı
Hepsi yabancı Avrupalı
Mübarek Ramazan'da
Müslümanlar evde onlar denizde
Umurlarında değil dünya
Çıkarıyorlar günün keyfini...!

Güzin Avcı
15.Temmuz.2013
Doha-qATAr

kim tutar beni :)

Bulutlu hava
Güneş gizlenmiş yok görünürde
Aklım sahilde
Deniz kabuklarında
Gitsem mi gitmesem mi ?
Taner Arabistan'da
Ya başıma birşey gelirse?
Kayaların arasından çıkarsa bir yılan karşıma?
Tek korkum bu işte
Yoksa...
kim tutar beni evde  :)

Güzin Avcı
15.temmuz.2013
Doha- q ATA r

14 Temmuz 2013 Pazar

gece vakti..

gece vakti
içimi tırmalayan
bu sancı
neyin nesi?
açlık mı?  ülser mi? şeker mi ?
nedir derdi ?
bilemedim ki ..
açamıyorum gözlerimi
bırak beni
ne olur
uyuyum şimdi ..!

Güzin Avcı
14.temmuz.2013
Doha-q ATA r

yağmur..

tek tük yağmur attı
kirletti camları
yağsaydı ya şakır şakır
içim yanmazdı..!

daha dün
garibanlar
örümcek adam gibi
tırmandılar gökdelene
sıcaklık 45 derecede
temizlediler
yazık oldu
boşa giden emeklere..!

Güzin Avcı
14,Temmuz.2013
Doha-qATAr

eskidim yar..

Yaşamak güzel şey yanındaysa yaralarını saran sevgili
Omuzuna sıcacık dokunuş bile bedeldir bir ömre
Hayat seni sil baştan yazabilseydim keşke
Böyle laf olsun diye izin vermezdim ömrümüzü tüketmene
Görmezden gelirdim yeminle beni öfke deryasında yüzdürenleri
Etkilenmezdim çokşeyden gazlı biber yemişcesine...!
Haykırsam bu ıssız bu karanlık gecelere sensizliği
Duyar mısın bilmem Doha ?
Duyar mısın sessiz çığlıklarımı uzaklardan ?
Görür müsün suspus olmuş yüreğimi kuytu köşelerde ?
Bir çırpıda dökülür duygu yüklü sözcükler yüreğimdem yağmur misali
Gönül gözüyle sevdiceğim bak yağıyorum yine sessizce...!
Şefkatli kollar sarmıyor karanlık gecelerimi
Şarkılar üzüyor beni katlanıyor özlemim ikiye
Gülmüyor gönlüm yanımda sen olmayınca
Ruhumu gömmüşüm toprağa uzaklaşmışım güzelliklerden
Umurumda değilsin diye bağıramıyorum dünyaya yarınlara
Her batan gün gibi kayboluyor,
teker teker ümitlerimle birlikte ölen hücrelerim..
Sürgünde beynim, tutsak yüreğim
Küskün gönlüm, yorgunum tükenmişim...!
Yokken sevgili..atmıyor yüreğim, duruyor zaman
Güneş bile saklanıyor kara bulutların ardına utanırcasına
Kaç mevsim, kaç ay,kaç gün, kaç saatler geçecek böyle ayrılıkla
Boğazımda düğümlenen isminle, dilimde şarkı olan sevdanla
Eskidim yar, dalından düşen kuru yaprak gibi
Sarardı benzim,soldu can alıcı yeşil gözlerim çizgi kaldı geriye..
Silsen silinmez kederim, sığmaz göğüs kafesime yüreciğim
Bir daha döner mi bilmem eski tazeliğine özlemlerim
Sebepsiz değil bu isyanım bu serzenişlerim
Mubarek günde olmasaydı gidişler, bitsin hayırlısıyla bekleyişler
Yanıp sönsün Doha'nın ışıkları sevincinden selektör gibi
yıldızlar parlasın, ay kıskansın seni
Kaybolup giden güneş misali,
hergün ölsem de yeniden tek başıma
Kolay kolay pes etmem de
Vazgeçmez de gönlüm biran bile sevdamdan
Bir yol var ki sevgiliye uzanan, hepsi ona çıkar
Hayal değil gerçek olsun dönüşler çok geçmeden
Susmasın yürekler kanat çırpsın mutlulukla...!

Güzin Avcı
14.Temmuz.2013
Doha-qATAr













13 Temmuz 2013 Cumartesi

üzülme..

Ruhumdaki fırtınalar döndü kasırgalara
Hortum oluştu içimde şaşırdım yaşananlara
Oysa..yaşamak o kadar güzel ki
Gönül gözüyle sevdiceğin yanındaysa...!

Üzülme
Dönüp bakma bile ardına
At gitsin azgın dalgalara
İzin verme huzurunu çalmasına..!

Sil gözyaşlarını
Kucak aç kücücük mutluluklara
Geç kalmadın yolun başındasın daha
Bir daha hüzünlenmesin yüreciğin
Olmasın hiçbirşey umurunda
Sarıl sımsıkı hayata
Yürü mutluluğa..!

Güzin Avcı
13.Temmuz.2013
Doha-qATAr

( Taner bugün Arabistan'a gitti,sağsalim git gel güzelim)

12 Temmuz 2013 Cuma

vurdu beni

ne hasret
ne özlem
ne gurbet
ne memleket meselesi
midem unutturdu
güzel olan herşeyi
yere vurdu beni

Güzin Avcı
12.Temmuz.2013
Doha-qATAr

11 Temmuz 2013 Perşembe

midemle sırtım elele..

Bir ayrı telaşlanır heyecanlanırım iftarı hazırlarken..hiç yorulmam..hiç üşenmem de..isterim ki herşey olsun masada..ahh..klima..ne istersin benden bilmem ki..mutfakta..sağlı sollu iki taraftan vurdu beni..açtık orucu..Allah kabul etsin..insanın canı istemiyor bile..ne acıktım ne de susadım gün boyu..Rabbim veriyor sabrını..karnım doymuş tam keyf zamanı.
Daha üstünden geçmedi bir saat.
Aman Allahım..o nasıl bir mide sancısı öyle ?
Midem vurdu sırtıma..
İkisi birleşti sanki..sözleşmiş gibi..beni öldürmeye niyetli..
Benim başıma Kurtuluş lisesinde de gelmişti  Ramazan ayında..Okulda açardık orucumuzu..dersteyken bir 10 dakika ara verilirdi, açsın öğrenciler diye..
Hiç unutmam aceleyle bir tost yemiştim birinde yanında bir bardak ayranla..
hay yemez olaymışım..tam 3 gün 3 gece..nefes alamamıştım midemden..sırtımla sirtaki oynar gibi, top ayaklarında paslaşır gibi..ağrıdı sancıdı durdu günlerce.
Fazla aç kalmayı mı sevmiyor midem? yoksa soğukla açlık birleşince mi geliyor başıma bütün bunlar? bilmiyorum..bildiğim birşey varsa o da sahurda yediğim iki lokma ile duruyor olmam.
Su bile içemez mi insan ? içilmiyor kardeşim içirtmiyor bu yumruk kadar midem.
Dilerim iyi olurum akşama.. Grand Hayat Otelde Türk gecesi var bu gece..
Görünen köy klavuz istemez..
Galiba bu gidişle..
tadına değil uzaktan bakacağım mahsun mahsun güzel yemeklere..

Güzin Avcı
11.Temmuz.2013
Doha-KATAR

10 Temmuz 2013 Çarşamba

KATAR'da ramazan..

Ramazan geldi hoş geldi..temmuz ayında zor geldi :) diyenler fazladır tahminime göre.
geçen yıl ne çekmiştim tek başıma.
evi taşımıştım yavaş yavaş oruç ağzımla.
Rahime'den Allah razı olsun çağırıyordu iftara, konuyordum hazır masaya..
ohh..ne güzel..çeşit çeşit yemekler,meyveler,tatlılar..
içim yanıyordu sıcaktan önce soğuk su..içiyordum kana kana.
burda öyle değil işte..Var bir durgunluk..heyecan yok..
Ramazan pidesi yok mis gibi, kendim yapıyorum ekmeğimi...
top sesi yok..davulcu yok..
komşudan arkadaştan gelen içi dolu tabak yok..
yok..sadece sensin sanki oruç tutan..
hepsi yabancı..coğu hristiyan..
iyi ki televizyon var diyeceğim o da yok..
niye mi ? burda hava erken  karariyor, uymuyor iftar saatleri..
onun için durgun bence Ramazan..
ahh..babamın zamanı
yazsam bile yaşamayan anlamaz ki beni..
anılarda kaldı, tadı damağımda
heyecanı içimde, hüznü gözlerimde
yaşıyoruz Katar'da Ramazanı
işte böyle..!

Güzin Avcı
10.Temmuz.2013
Doha-KATAR

9 Temmuz 2013 Salı

hayırlı Ramazanlar

Bir ayrı dokunur gurbet elde EZAN sesi
Tarifi imkansız duygular sarar benliğini
Çöker yüreğinin üstüne kocaman bir YALNIZlık hissi
Özlersin tüter burnunda eski günler
Buruktur bayramlar
Hüzünlüdür RAMAZAN sevinci
Ne mutlu bize ki
Dinimiz islam müslümanız hepimiz de
Şu mubarek güzelim günlerde
Güzel güzel oruç tutup ibadet etmek varken
Bakın MÜSLÜMAN ülkelere
Kan var, şiddet var,kin var,nefret var,gözyaşı var,ÖLÜM var heryerde
Vuruyor kardeş kardeşi acımasızca
Geliyor oyuna düşüyor birbirine
Bu kadar da akılsız toplumuz işte..!
Sofranız bereketli olsun..
Fakirleri ağırlayıp sevindirmeniz onları MUTLU etmeniz dileğiyle...
RAMAZAN ayı MUBAREK OLSUN hepimize...!
 Sevgiler

Güzin Avci
9.Temmuz.2013
Doha-KATAR

7 Temmuz 2013 Pazar

sıcacık güneşli temmuz ayında..

Hayal bile edemeyeceğiniz bir yer var düşlerimde
Güven verici bir ortam
Kardeşlik var,birliktelik, dayanışma var
Kuşlar şarkı söylüyor,çicekler açmış her renkte
İnsanlar mutlu, huzurlu, sevgi içinde...
Açıyorum TVyi
Ne hayal dünyam kalıyor, ne zevkim ne de moralim
Kanalı değiştirmek zorunda kalsam da
gördüm ya o hoşuma gitmeyen görüntüleri
Ürperdi içim
Keskin bir dil kullanabilsem keşke
Terbiyem müsade etmiyor
Arıma boğulmadan, utanmadan haykırabilsem içimden geçen sözcükleri
Pirinç şarabı içmişcesine başım dönüyor üzüntüden annem
Taksim'de eli palalı biri
Sallıyor palayı rasgele
Bağırıyorum nefesim yettiğince
Hele genç bir kıza tekme attı
Bayılacak gibi hissettim kendimi
Sersemledim sanki tekmeyi ben yemişim gibi
İçim eridi yeminle
Yarın senin anana,bacına, karına kalkarsa o eller
Razı olur musun serseri ?
Umurunda mı insanlık öküzün elinde pala
Saçlarım diken diken
Nabzım Ramazan davulu
Gözlerim şimşek
Nefes alışım azgın bir boğa
Ter basıyor avuçlarımı
Boncuk boncuk iniyor  sırtımdan
İçimde kopuyor fırtınalar gökgürültülü
Dişlerimin gıcırtısı
Diken batmış gibi acıyor etim
Titriyor ellerim, yaralı ruhum
Hüzün yerleşti gözlerime parlamıyor eskisi gibi
Dondu yüzümdeki tatlı gülümseme
Hiç hoşuma gitmiyor görüntüler
Karabasan gibi ateşten beterler
Sıcacık güneşli temmuz ayında
Yaralı kumru gibi duygularım altüst olmuş
İçimi çeke çeke ağlıyorum ülkem adına
Ağlıyorum düştüğümüz durumlara
Ağlıyorum ziyan olan hayatlara...!

Güzin Avcı
7.Temmuz.2013
Doha-KATAR



6 Temmuz 2013 Cumartesi

mistik Uzak Doğu

kalıyor insanın aklı mistik Uzak Doğu'da
havası..insanları..rahatlığı..masajı..gün batımı..balıkları..
ekose etekli heykeller..uçurtmalar..balonlar..sörfler..mevsim yağmurları..
riski göze alıp okyanusun derinliklerine dalmalar..tapınaklar..adacıklar...
kokonat..pomelo..mango..ananas..çeşit çeşit tropikal meyvalar..
tuhaf hissediyorsun kendini..garipsiyorsun..etkileniyorsun çoğu zaman..
ay ışığı..sevgililer..sahilde el ele gezenler..güneş doğana kadar  sohbet edenler..
kokuyor romantizim...melankolik ortamlar...tılsımlı geceler..
birbirinden güzel tropikal içecekler.. çaylar.. kahveler..
okyanusun çılgınlığı.. azgın dalgalar..muhteşem manzaralar..göz alıcı güzellikler..
soluğu kesiliyor bazen insanın çakarken şimşekler...
Bali'liler..sevinç düzeyleri hep yüksek..coşkulu.. hemen hepsi iyimser ..
yoksullar ama herşeye reğmen hepsi mutlular..parlıyor gözleri..
hoşlanıyorsun adadan..hissediyorsun oralı gibi ilginç duygular..
ne kavga ne küfür var..sakinler..yok erkeksi tavırlı insanları..
meşhur kaskları..motorları..peşpeşeler..akıp gidiyorlar caddelerde..
doğal kadınları..süslü püslü değil...yumuşak ..boşa değil erkeklerin bayılması..
utangaç hiç değiller.. güler yüzlü...sıcak kanlılar...göremezsiniz asık suratlı...
telaş etmeden..soluk almadan..keyifle çalışıyor kızlı erkekli garsonları..
spalarda...hoş bir hava..güzel kokular...üstüne siniyor yasemin kokusu..
ne baş ağrısı ..ne ayak ağrısı...ne adale ağrısı..geliyor insanın tatlı uykusu..
denize yansıyan güneşin pırıltıları...mum aleviyle aydınlanan sahil görüntüsü..
ne yorgunluk kalıyor..ne stres..yayılıyor yüzüne hoş bir gülümseme..
deniz kabuğu...çiçeklerin mis kokusu...yürekler hepsi çoşkulu..
mutluluğun yolu mu ?
yapın bir
mistik Uzak Doğu...!

Güzin  Avcı
6.Temmuz.2013
Doha-KATAR


5 Temmuz 2013 Cuma

ne gaz ne toma...

ne GAZ ne TOMA
başım belada klimayla
dışarı cehennem ateşi
ev  SİBİRYA..

ne güzeldi BALİ
ağrımadı hiçbir yerim..
yerindeydi keyfim..

Doha'da..
çekiyor sağ ayağım mıknatıs gibi
sızlıyor ince ince
atınca dışarı kendimi
kesiliyor sesi  :)))

onu beşi bilmem
bildiğim birşey var kardeşim
başım büyük belada
bu körolası klimayla...!

Güzin Avcı
5.temmuz.2013
Doha-Katar

4 Temmuz 2013 Perşembe

en quittant cette ville...

Doha brule
La chaleur de l'asphalte me tape au visage
Si le vent soufflait soudain
Et le soleil se cachait
Et que quelgues gouttes de pluies tombaient
Pour que les oiseaux chante de joie
Les fleurs fassent la fete
Que les nuages me fassent un clin d'oeil avec amour
Pour que la mer se met a chanter
En quittant cette ville
Je suis triste
Mon coeur brise
les larmes aux yeux
Je crie de toute mes forces
La vie.. JE  T'AİME..!
J'ai  la nostaljie  de mon pays
En laissant mon Bien aime
Je m'en vais ce soir..! (cette nuit )

Güzin Avcı
4. juillet. 2013
Doha-QATAR



giderken bu şehirden...

Doha yanıyor
Vuruyor yüzüme asfaltın sıcak ateşi
Bir rüzgar esse aniden
Saklansa güneş
Yağsa birkaç damla yağmur
Kuşlar ötse sevinçten
Çiçekler bayram etse
Göz kırpsa bulutlar sevgiyle
Şarkılar söylese deniz
Giderken bu şehirden
Üzgünüm
Buruk kalbim
Ağlıyor gözlerim
Bağırıyorum tüm gücümle
Hayat.. Seni seviyorum..!
İçimde memleket hasreti
Ardımda sevgili
gidiyorum bu gece..!

Güzin Avcı
4.Temmuz.2013
Doha-KATAR

( Bugün Gülin'in doğum günü..nice MUTLU YILLAR teyzem..Gülten ablam herkesi 500 evlerde toplamış..beyaz kirazlar,kaysılar hepsi olmuş.Reçel yapmışlar,ardından da güzel bir mantı yemişler.Akşamda Ali abimde mangal yakacaklar,ardından pasta kesecekler.Taner yarın geliyor Libya'dan..güzel komşum Mehtap da bugün gidiyor Gürkan'ı ardında bırakarak.
Ondan esinlendim yazdım bu iki satır şiiri  :))

3 Temmuz 2013 Çarşamba

güzel gündü..

günün güzelliği yansıdı yüzüme
yansıdı yüreğime
Sevgi-Gamze-ben
3 silahşör sabah kahvaltısı yaptık keyifle
Gamze bıraktı eve
Mehtap'la birlikte
pişirdik krepleri
canlarım geldi peşpeşe
güzel Sevgim Nur'la birlikte
İsviçre'den öğrenci
Neslihan katıldı birlikteliğimize
güzeldi sohbetler
güzeldi içilen çaylar kahveler
ardından Libya'dan
geldi sonunda güzel haber
bir Otel ihalesi
alındı nihayet
TEBRİKLER..!
haydi hayırlısı
darısı
KATAR'a olsun Taner  :)

Güzin Avcı
3.Temmuz.2013
Doha-KATAR

2 Temmuz 2013 Salı

yolculuk var yine..

Sabahın erken saati..
Uyandık telaşla..
Hazır valizi akşamdan
Yine yolculuk var
Hem de çook uzaklara
Bali yorgunluğu bitmeden
LİBYA'ya uçtu Taner
Haydi hayırlısı
Güzel haberlerle gel
Değsin bu gidip gelmeler
Süslensin alınan bir ihaleyle
Yorgunum dostlar şarkısı
Dönüşssün eğlenceye
Yüzler gülsün
Şenlensin gönüller
Bekliyoruz dört gözle
Müjdeli haberler..!

Güzin Avcı
2.Temmuz.2013
Doha-Katar
Selin izin almış,Rahime,Mahmut eniştem hepsi Ereğli'de :)

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Sharq Village..Doha

Bugün
Temmuzun ilk günü..severim temmuz ayını nedense..AŞK kokar bu ay..sezonun en yüksek ayı ,güneşin en güzel zamanı ,okulların tatil olması, izinlerin en çok bu ayda alınması..
deniz kokusu yasemin kokusu yayılır burnuma Temmuz denilince..
yaz aşkları meşhurdur tatillerde..çok şarkılar şiirler yazılmıştır,besteler yapılmıştır bu ayda.
KATAR'da..Doha'da..insan hissetmiyor hangi ayda yaşadığını..
Aylar hepsi benziyor birbirine..farkeden sadece sıcaklık artışı o kadar.
Bizler gibi KIŞ mevsimi yok..kar yok..çamur yok..yakacak giyecek sıkıntısı yok..lahana gibi kat kat giyinme derdi yok..kalorifer yandı yanmadı,gaz bitti bitecek derdi yok.
Nisan yağmurları yok..40 ikindi yağmurları yok..kimsenin evinde şemsiyesi yok..botları yok, çizmesi yok..kabanı yok..paltosu yok..
Doha'da..yaz kış çalışıyor klimalar soğuk ayarda..yani bu ülkede ÜŞÜDÜM diyen yok..!!!
Temmuzun ilk günü..güzel başlamak gerek bu güzel güne.
Sharq Village süper güzel otel..oldukça geniş bir alana yapılmıştı ben souqlarda otururken.
Salonu gerçekten muhteşem..sunum güzel..huzur veriyor insana çayını kahveni yudumlarken.
Ruhun dinleniyor,yüzünde tatlı bir gülümseme yayılıyor,stres atıyorsun farkında olmadan.
Six Senses SPA bölümü muhteşem..kız gezdirirken oda oda..kaydı gitti beynim taa eskilere..
Çiftliğimize..evimize..tavanı kabuğu soyulmuş dizi dizi ağaçlardan oluşu, o gaz lambaları, kilimler, kazanlar, maşrapalar, hamam tasları, sürahiler, ibrikler, çanak çömlekten testiler..eski sandıklar,demir kulplu kapılar, hangi birini yazıyım..otantik..mistik..Anadolu ezgisi var her bir köşesinde..
Bir an kendimi çiftlikte annemi babamı hissettim yanımda.Ne yalan söyleyim burkuldu içim..özlediğimi hissettim geçmiş günleri..sızladı burnumun direği, sızladı yüreğim ince ince.
dedim ki sevgili arkadaşıma " Gamze buranın iç mimarı bizim Ereğli'li olmasın.. ? "
Denize sahili olması, havuzunun tertemiz bakımı, odaları, bahçesi, hele hurma ağacından sarkan hurmaları..herşeyiyle farklı..
Çiceklerden yayılan koku ile çim kokusu, denizden gelen yosun kokusuyla birleşince farklı bir
aramo kokusu yayılıyor ortaya gizemli bir o kadar da çekici..
LİLİ..benim vazgeçilmez iki çiçegimden biri..beyazı daha çok seviyorum pembesinden..gözüm dinlendi,ruhum dinledi,böylesi güzellikler dururken neden her yerde kan var, şiddet var anlamış değilim, hiç de anlamayacağım galiba bu hırsa yenik düşen insanları..!
Paranız olur da yolunuz düşerse bir gün Doha'ya ..kalın bir gece Sharq otelde..o kadar Arap aile vardı ki çevre ülkelerden, çıkarıyordu güzel otelin tadını..!!!

Güzin Avcı
1.Temmuz.2013
Doha-qATAr

30 Haziran 2013 Pazar

Doha yanıyor sıcaktan

Doha..
Kendi güzel,Emir'i güzel,nüfusu küçük barındırdığı insan sayısı büyük,zengin mi zengin Doha..
Bir o kadar da sıcaksın be güzel Doha.Üstünde bir duman bulutu gibi nem tabakası var şu an.
Baba Emir yerini törenle oğluna teslim etti.Oğlu henüz 32 yaşında.Maşallah deyim..şanslı delikanlılardan biri işte.Güzel eğitim almış,özenle yetiştirilmiş,halkına ülkesine hizmet için iş başında.Kendi gibi gençlerden de bir kabine kurmuş.Yakışır bence.
Koltuğa yapışıp da kalkmayanlar Baba Emir'i örnek alsınlar.Gençler daha akıllı,daha aydınlık beyinleri.Geleceği daha iyi görebiliyor,yerine göre gözü daha kara,boyun eğmiyor onurumuzu zedeleyecek isteklere,meydan okuyabiliyor delikanlılığın verdiği güçle.
Ben ne kadar onurlu bir eğitimciydim düşünüyorum da..
Bir öğrencinin değil beni istemediğini sadece sözle değil bakışlarından hissediyim, yemin ederim belli etmeden terkederdim o sınıfı, adımımı bile atmazdım o sınıfa bir daha.
Beni istemeyeni ben hiç İSTEMEM..!
Tahrir meydanı halkla dolup taşıyor.İnsanlar yatıp kalkıyor meydanlarda.Demek ki istenmiyorsun amca..Bırak..ölümlü dünyada tek o mudur yapılacak iş? azıcık onurlu olun yahu? Beddua almaktan korkmaz mısınız ? ufacık bir can yandığında, bir kan aktığında beddualar gökyüzüne yükseliyor dalga dalga..O ağıtlarda, o gözyaşlarında hep kahır var, beddua var, yazıktır günahtır çocuklarınız var,eşiniz aileniz var.Değmez..yapışmayın ne var o koltukta? nedir sihiri? anlamadım ki..
Şimdi ki Ankara İL Milli eğitim müdürü olan Kamil Aydoğan benim müdürümdü,müdür muavini olmamı istemişti.Teşekkür etmiştim.Emine olsun ben yardım ederim demiştim.Çok iyi bir yönetici olurdum.Çünkü disiplin benim için hep birinci sırada yerini aldı.Disiplinin olduğu yerde  başarı vardır,saygı da vardır,sevgi de...Eğitimciliğimin yanında, bir de A.Ü. egitim fakültesi YÖNETİM bilimini bitirdim,farklı düşüncelerim vardı,hedeflerim vardı..Ama baktım kariyer için eşimi üzeceğim,ihmal edeceğim,değmez dedim,vazgeçtim...İnsanlar halkın mutluluğu için, üzmemek için birşeylerden vazgeçmeli bence.
Nerden geldim buraya Doha'nın sıcaklığını yazıyordum oysa :)
Dün bir ara City Center'a gittim..gerçekten de yanıyordu Doha.
Allah sahada çalışanların,yol yapanların,inşaat tepelerinde ter akıtanların yardımcısı olsun.
Bizler klimalı evlerde hissetmiyoruz bile, onlar kavruluyor cehennem ateşinde.
Bir EKMEK bir lokma YEMEK için..yaşam savaşı veriyor.
Dünyanın düzeni bu,kimi rahat kimi zor şartlarda yaşıyor, ömür bir şekilde tükeniyor işte.
Herşeyin hayırlısı olsun..!

Güzin Avcı
30.Haziran.2013
Doha-KATAR

29 Haziran 2013 Cumartesi

Denpasar havaalanı...BALİ'ye hoşçakal derken...

Bali Denpasar havaalanı..verdik valizlerimizi..oohh..kurtulduk yükten..
Elimizi kolumuzu sallaya sallaya frişopu gezme zamanı dedim sevindim ama dolaştıkça kayda değer alacak bir hediyelik eşya göremedim ne yazık ki..oysa burası ahşabıyla ünlüdür..göze hitap eden güzel eşyaları seviyorum,çirkin hepsinin yüzüde.Nasıl bu kadar çirkin yapılır kadın yüzü anlamadım.Almadık hiçbirşey içimize sinmeyince.
Katar havayollarının cafesinde dinlendik birşeyler yedik.
İlk darbeyi burda yedim, kız yanlış yazınca ben ücretle girmek zorunda kaldım içeri..
Anons yapıldı KATAR yolcuları çağrıldı, Bali'ye veda vakti, işte gitme saati geldi.
Ben geçtim,Taner geçti.Elimdeki normal bayan çantam polisin elinde kaldı.
Genç,aslan gibi bir Endonezya polisi..sevimli de..
-" ne var bu çantada? " dedi.."birşey yok..!"  dedim önce.
Açınca alışveriş merkezinden aldığımız krem çantasını gösterdi.
Doğal bir şekilde " aaa. kremmm.." dedim gülümseyerek
O hiç gülmedi."Bunları geçiremezsiniz" dedi sadece.
Haydaaa..en isteyerek,en severek aldığım kremlere el koyuyor polis göz göre göre..
-"Taner kurtar ne olur,tatlı dille ikna et,hostese veriyim de,pilota veriyim de,birşeyler de,al elinden " dedim..uzun bir konuşma sonucu polis telsizle çağırdı, geldi Katar havayollarından sorumlu bir genç.Durumu anlattı Taner. "Tamam ben tüm sorumlulugu kabul ediyorum" dediği halde
--"HAYIR..YASAK..geçiremezsiniz" dedi..keçi gibi inatçı..bırakmıyor elinden..
kocaman kocaman kutular..küçük olsa üzülmeyeceğim..
hay Allah..aldı gidiyor polis..
Taner sinirlendi, öfkeyle aldı elinden poşeti...açtı kapaklarını kremlerin..bütün gücüyle çöp kutusuna boca etti..hem döküyor hem söyleniyor bana..Polis dondu kaldı..ben şokta...Aklım çıktı başına bir iş gelecek diye..öfkesinden aldım nasibimi.."Bu tür eşyalar valize koyulur,öğren bunları tamam mı..!" diye..haklısın güzelim ne suçum var benim..sen de yanımdasın uyarsaydın ya..başıma gelmişti ama o parfüm ve deoderanttı..kremin yasak olduğunu bilmiyordum ilk kez öğrenmiş oldum şimdi.
bilsem küçük valize yerleştirmez miydim hay Tanerim dedim içimden  :((
Öyle üzüldüm ki.. bari bir kezcik sürseydim elime,ya da kücücük bir kaba alsaydım azıcık..
Uçağa binerken elimde değil sicim gibi yaş indi gözümden...bir krem için ağlanır mı ? ağlanmaz tabii..yapılan muamele gücüme gitti..bu inatçı Bali'li  polisi hiç unutmayacağım..
Yerime oturunca  kızdım kendime.."sağsalim inmek nasip olsun,uzun bir yolculuk seni bekliyor hay Güzin, unut gitsin"dedim polisi de kremi de..başladım duamı okumaya.
300 kişilik dev bir uçak ve ful dolu.Haydi hayırlısı..hayırlı yolculuklar herkese.
Singapur Changi' de indik bir saat  de orayı dolaştık,güzel havaalanı.
Ama insanlara işkence bence..
in..bekle,tekrar kontrolden geç,git uçaktaki aynı yerine otur...
cok şaçma bence..
13 saat süren yolculuk bitti sonunda...
Çok şükür indik sağsalim..
Yorgun uykusuz bir şekilde sıcacık Katar'a MERHABA dedik uyku sarhoşluğuyla.

Güzin Avcı
29.Haziran.2013
Doha-KATAR

Bali-Endonezya..şimşekler uyutmadı beni

Gece yarısı gök gürlemesiyle fırladım yataktan..ne oluyor ? diye..
Nasıl bir şimşek çakıyor,ardından bomba patlaması gibi gökgürültüsü yırtıyor gece karanlığını.
Beni en çok korkutan görüntü bu işte..buna yağmur sesi ve dalga sesini de ekleyin..
Uyur mu Güzin böylesi bir gece de..bekledim korku içinde sabahı..nihayet gök gürlemesi kesildi, ama yağmur tüm şiddetiyle devam etti yağmaya..Otelin havuzunda yağmur altında havuz keyfi yapan 3 japon güzeli genç kız manken gibi, 2 avrupalı çığlık çığlığa yüzdüler,yağmurla dans ettiler sanki..çaktırmadan çektim resimlerini :)
Haydi bunlar genç ya çocuklara ne demeli?
anladılar herhalde bugün güneş çıkmayacak,dalga geçiyorlar yağmurla belli ki..
Taner yazışmalarına devam etti uzun süre..yoruldu maillerden güya tatilde..
Randevu aldı otelin masaj salonundan..bugün dönüyoruz artık son kez masaj olmazsa ayıp olur :)
O kadar temiz, o kadar hijyen, öyle güzel ki herşey..elimizin altında böylesi güzel bir yer dururken,biz aceba nerde en güzel spa?  diye dergilerden bakarak,insanlardan sorarak,en güzel spayı aradık nedense..hani elinin altındaki kaliteli eşinden haberi olmaz bazı kocaların,eli oynaşta gözü dışarda olur,komşunun tavuğu kaz görünür ya gözüne,hep bir arayış içindedir,kaybedince de hata ettiğini anlar ama iş işten geçmiştir artık.. bizimki de ona döndü..vallahi billahi bilseydim deneseydim gitmezdim başka yere..gerçi hepsinde de ayrı bir güzellik,ayrı bir gizemlilik,farklı bir sunum var.
Ayyu..gencecik..bir cocuk annesi..ben ne kadar kücükler diyorsam da, bir soruyoruz yaşını 30 üstü..hem de 3 cocuk annesi çoğu..bu Uzakdogulu'lar göstermiyorlar yaşını..
EKMEK yok hayatlarında..tuzsuz, yağsız lapa pirinç var sadece..
TATLI yok, çoğu bilmiyor bile tadını..dondurma ve meyve onların en güzel tatlısı..
Bizim lüks otellere gidin,baklavasından pastasına kadar binbir çeşit tatlı vardır reyonda.
Bir de ne ilgimi çekti..dişlerinin güzelliği..sormustum türkçe konuşan Arsini'ye.."biz sudan başka birşey içmeyiz..!" demişti bana..çook da ucuza çalışıyor her biri.
2 Türk lokantası varmış.. Kuta'dan epeyce uzakmış yeri..uzak olmasa gidecektik trafik çok yoğun olduğu için göze alamadık onca yolu..çok merak ettim ama..aceba neler vardı lokantada? kimdi sahibi ? kimdi işletmecileri ? hangi şehirdendi? neden BALİ ? akıllılarmış vesselam :)
Hazırlığımızı yaptık..valizleri hazırladık..Odayı boşalttık.
Çarşı işini bugüne bırakmıştık ama çıkamıyoruz yağmurdan çarşıya..
En iyisi dedik alışveriş merkezi..Sharaton'un bitişiği..çok güzel bir yer..herkes burda..
Ayyu'dan aldığımız isimle geldik kremleri almaya..üst katta MARTHA TILAAR shop..aynı zamanda spa..kızlar bekliyor müşterileri sevimli mi sevimli, güler yüzlü,hepsinin güzel dişleri meydanda..hiç asık suratlı kız görmedim inanın..cıvıl cıvıl neşeli her biri..o muhteşem kremlerden aldık..yasminli olan..süpeer..çok sevindim aynısını bulmamıza.
Bu şehre ait özel birşeyler almak istiyordum çarşıya inebilseydik keşke..hatıra olurdu.
Geçenlerde Jimbaran dönüşü şöför bizi götürdü tüm hediyelik eşyayı burda bulabilirsiniz..dedi..indirdi bir magaza önünde..teklif ondan geldi..herşey vardı ama hiç beğenmedik,bize hitap eden çokşey yoktu..BALİ yazan iki tişört aldık adamcagız bekledi kapıda üzülmesin diye.Kimbilir belki de anlaşmalı bir yerdi.
Oturuyoruz her zamanki yerimizde..kızlar fır dönüyor..neşeli,fıkır fıkır hepsi de..
Koşarak sahile baktım bir daha..güneş batmak üzereydi..çektim yine muhteşem birkaç resim..etrafımı çevirdi gençler..TÜRK lirası istediler koleksiyonları için..yoktu..KATAR riyali dagıttım ben de..bayanlardan birisi bir bilezik hediye etti..sevdiler beni..ben de onları sevdim..gariban iyi insanlar.
Otelin yerel elbisesi ile danseden iki güzel kızı da videoya aldım Eda'mız için.
( bu elbiseyi Sevgi beğendiğini yazmıştı alalım istedik, 1.5 saatlik uzaklıkta bir şehirdeymiş yeri.)
Gülin'e inanılmaz derecede benzeyen Hintli güzelin resmini çektim.
Birazdan araba gelecek saat 19.00 da..
Bizi havalanına götürecek..uçağımız 22.30 da.
vee..geldi taksi..
hoşcakal Bali..hoşçakal Sheraton..!
Teşekkürler ev sahipliğiniz için :)

Güzin Avcı
28.Haziran.2013
BALİ-Endonezya


27 Haziran 2013 Perşembe

Bali'ye günboyu yağdı yağmur..

Her zaman diyorum " benim ülkem cennet, kıymetini bilen yok" diye.
Ne zaman yağmur yağsa, ardından yayılır mis gibi bir toprak kokusu,
çok geçmeden çıkar pırıl pırıl bir güneş tüm ihtişamıyla..
Hiç yağmamış gibi kurur her yer,
ağaçlar yıkanır, caddeler yıkanır,kaldırımlar yıkanır,çimler, çiçekler yıkanır,
doğa ile birlikte tüm canlılar  bayram eder el ele..benim bile içimdeki o büyümeyen masum çoçuk düşen her damlada  sevinçten bağırmak, havalara zıplamak ister her seferinde.
Bali..güzel Bali..mavi ve yeşilin iç içe olduğu Bali..
Sabahın erken saati denizde  dalga ne durumda diye açtım balkon kapısını.
Baktım yağmur yağıyor..ıslanmış bambu koltuklar..hava da kara kara bulutlar dolanıyor.
Dalgalara gelince dünden daha da beter.
Kayınvalide gelin kıza sinirlenir de, eve gelince doldurur ya oğlunu geline karşı..
sorgu sual etmeden köpürür  ya evin erkeği..
Bu dalgalar aynı geçimsiz kaynana- oğula benziyor inanın..sürekli kavga halinde..Hiç mi yorulmazsın mübarek.. Neyin nesi bu kadar hırçınlık? Bu öfke  bu kızgınlık neden? Yemin ederin tsunami şeklinde gelecek alıp götürecek önüne ne gelirse öyle bir ürkütücü görüntüsü var.
Yağmur ise gün boyu yağdı durmaksızın..Yüzmeye gelenler yüzemedi gönlünce,seyrettiler sadece okyanusun hiddetini, bari güneşlenselerdi ya bugün ondan da mahrum kaldı herkes mecburen.
Otelin güzel şemşiyesini aldık,sahilde yürüdük epeyce.Satıcılar üzgündü iş yapamamaktan.
Eğer böyle olmasaydı bugünden için geçen günkü tur ile anlaşmıştık..Gamze'nin mutlaka görmemizi tavsiye ettiği  TANAH  LOT  TEMPLE tapınağına gidecektik..deniz yükselince tekneyle gidiliyormuş,deniz çekilince yürüyerek  tapınağa.Çok ilginç..ordanda Kintamani Volkano dağını ziyarete gidecektik,her an faaliyete geçebilirmiş volkanik bir dağ demişti..sırada birkaç önemli yer daha vardı..sabah çıkıp akşam geç vakte kadar çok yer gezecektik.YAĞMUR sağ olsun bütün planlarımızı altüst etti..iptal ettik turu..kısmet olmayınca olmuyor işte.
Bu havada en iyisi masaj..yapacak başka şey yok bu havada.
Otelin ilerisinde Alam Kulkul ( Butigue hotel) müthiş güzel,yemyeşil,çiceklerin arasında,sakin,huzurlu, kaliteli, pahalı ama değer bir yer..Jamu SPA girdik içeri..mis gibi..oohh..be..
Rili.. Kibar cici bir kız.. Şimdiye kadar ki masajcıların en profesyonel olanı.. Sağolsun omuzlarım yumuşadı odun gibi katılaşmıştı stresten. Mükafatını güzel bir bahşişle aldı haketti Rili.
Akşam yine Taner tutturdu illede Menega Cafe..
haydaa..ne var bu balıkçıda..atladık bir taksiye..(150.000 Rupi..)ye..
biz 200.000 rupi veriyorduk bahşişle birlikte..
indik Menega cafeye..bizimki dört köşe :)
Şakır şakır yağan yağmurun altında kuyrukta yer bekleyenleri görseniz inanamazsınız gözlerinize..Mari sağolsun Taner abisini görünce koştu geldi heyecanla,diğerleri bekleye dursun hemen ayarladı en güzel masasını, aldı siparişini keyifle.
Kalite, iyi hizmet, canlı balık seçimi haklı olarak müşteriyi kuyruğa diziyor böyle..Ne yağmur dinliyor insan ne de yaş..ıslanmayı göze alanlar dışarda bile yiyordu balığnı yağmur altında,kimi oturarak,kimi elinde tabak..ne ballısın be Menega cafe..helal olsun sana.
O anda gözüme ilişti..o da ne..?kocaman oldu gözbebeklerim..nutkum tutuldu, nefesim kesildi heyecandan.. deniz epeyce çekilmiş..sanki sahile kamyon kamyon beyaz taşlar dökülmüş gibi..süper bir görüntü var..Deniz kabukları bunlar ..! diye bir çığlık attım..koşarak gidip dolaşmak istedim aralarında,toplamak istedim büyük bir heyecanla, ama izin vermedi Taner..
--" otur oturduğun yerde bu yağmurda mı..?"  :(
Aklım kaldı orda..ben mi yedim masaya gelenleri, yemek mi beni yedi bilemedim düştü enerjim.
Gözlerim tropikal meyveleri arıyor, bizim manavlardaki meyvelerimiz gibi çeşit çeşit, renk renk dizsin tezgaha.. Yok işte..Sahilde satıyor satıcılar ama göz okşamıyor.Mısır dikkatimi çekti haşlama ya da közde pişirme, peynir ekmek gibi çok satılıyor..tabii kokonat ilk sırada koruyor yerini buranın simgesi.. En ilginci de bu kadar ağır bir meyve sepetini başının üstünde taşıyan kadınlar..
Kumda yürümek kolay değildir ama alışmış bu zavallılar başlarında meyve sepetiyle yürümeye.
En çok kokonat..suyunu iç,içini ye..mango da tercih edilen meyve..yine de çok yok beklediğim kadar.
Allahtan Otelin meyve reyonu zengindi neyse ki :) aldım nasibimi :)
Bazı tropikal meyveler, papaya, meşhur Kokonat  eminim özleyecek beni :)
Herşeye rağmen tatil güzel,
yeni bir yer görmek daha da güzel...!
hele bu Uzak Doğuysa eğer..!

Güzin Avcı
27.Haziran.2013
BALİ-Endonezya

26 Haziran 2013 Çarşamba

BALİ'de..AĞAÇa saygı..

Bali...
Endonezya'nın 16.000 adasından sadece biri.Kulaklarıma inanamadım 16.000 ada.
Vay canına.. Okyanusun ortasında bir ülke ve bu ülkenin en şanslısı balık şeklindeki BALİ..
Ne çok turist var..heryer turist kaynıyor karınca gibi.
En çok Avrupalı, Japon, Çinli, Avustralyalı, Arap veee  her milletten.
İlgimi en cok ne mi çekti bu yemyeşil şehirde..
AĞAÇa saygı..
Bir tane yüksek bina göremezsiniz..
Neden mi ?
KOKONAT yani Hindistan cevizi ağacının boyunu geçmeyecek şekilde yani 4 kata kadar izin veriliyormuş.Düşünsenize koca ülkenin her yeri müstakil ev görüntüsünde villa gibi.
Sheraton oteli..giriş ve 3 kat üstü..toplam 4 kat..sahilin hemen karşısı..çarşı içi..
Muhteşem yeri..
Biz de  insana değer verilmiyor ki ağaca değer verilsin...!
Gözlerim doldu yutkundum.
GEZİ parkındaki ağaçlar kesilmesin diye çocuğuyla, kızıyla, torunuyla,, oğluyla, yaşlı, genç, öğrenci her kesimden her insan toplandı masumca ağacına yeşiline sahip çıkmak için.
Pravakatör oldular, suçlandılar, örgüt üyesi muamelesi gördü coplandılar, dövüldüler acımasızca, tazyikli sularla beyinleri betonlara çakıldı, biber gazlarıyla zehirlendiler yetmiyormuş gibi hakarete uğrayıp suçlandılar.
Bir kez daha
UTANDIM...!!!!
30 milyon nüfuslu bir ülke burası.
Turizm cenneti..
İsteseler bu cennet ülkeye gökdelenler dikmezler mi?
Dikmiyorlar işte.. Yeşili, doğasını koruyor, ağacına saygı duyuyor,
Ağacına değer veriyor, TAŞ yığınlarının arasında kaybolmasına müsaade etmiyor.
Helal olsun..! Avuçlarım patlayıncaya kadar alkışladım içim kan atlayarak.
İnsanların çoğu fakir ama hepsinin yüzünde tatlı bir gülümseme var, gözlerinin içi gülüyor hepsinin de, gerçekten seviyorlar  yaşamı.
Huzur ne kadar önemli insan hayatında,insanın yüzüne vuruyor yansıması.
Bir masaja ihtiyacım var....
"üzüntüm depreşti milletim adına " dedim vee kendimi
3 çocuklu gariban Mina'ya attım...süper .. ayak uzmanı sanki..
Ellerin dert görmesin, tuttuğun altın olsun Mina kardeşim..!
mümkün olsa da götürebilsem ya bir Mina Türkiye'me,
ne güzel olurdu değil mi? :))))

Güzin Avcı
26.Haziran.2013
BALİ-Endonezya

Dalgalar korkutuyor beni..

Bali..
Gercekten cok guzel..
Hep 27 derece..hiç değişmedi sıcaklık geldiğimiz günden beri aynı..
Katar yanıyordur simdi ateş gibi.
Katar deyince..haberlerde izledik.
Katar Emiri koltuğu oğluna devretmiş "helal olsun..! " dedik izleyince haberleri.
Tatilmiş Katar'da  bugün resmi yerler..
Bugün de tur ayarlamıştı Taner, çok yorucu oluyor diye vazgeçtik bugün, trafik yoruyor insanı.
Yollar dar, bir de arabalar kadar mobiletler var yolda,başı kasklı kızlar,oğlanlar,her yaştan insanlar motor seli halinde akıyor trafikte.
Taner uzun süre mailleriyle uğraştı, ben indim sahile.
Biraz midye kabuğu toplayım, Körfez kabuklarımın yanına okyanus kabuklarını da ekleyim istedim.
Med-cezir olayı inanılmaz..
Bir bakıyorsun dalgalar taaa sahilin içinde..bir bakıyorsun çekilmiş iyice..
Hala dinmemiş azgın dalgalar..yine de iyi..topladım birkaç tane güzel kabuk..
Korkuyorum bu devasa dalgalardan.. tsunaminin küçüğü bunlar..
Hele geceleri geliyor ya dalgaların sesi gümbür gümbür uçak sesi gibi odaya..
Aklım çıkıyor Tayland Pouget Adası'nda yaşananları görmüştüm gittiğimde..
Hala atamamışım üstümden etkisini.
Yani denize giremedim ağız tadıyla dalgaların yüzünden  :)
Havuzu da ben sevmiyorum :( çoluk çocuk oldu mu havuzda iğreniyorum.
Otelin en üst bar kısmı,DJin oldugu yer..muhteşem..tam resim çekme yeri.
Gün batımı ve sahil ayaklarınızın altında..O kadar kalabalık ki otobüs otobüs öğrenci geliyor sahile.
Gün batımı inanılmaz güzel.. Muhteşem tek kelimeyle..
Bol bol resim çektim fotocuları aratmayacak profesyonel bir şekilde.
Yine keşif turuna çıktık çarşıya dogru, güzeldi mağazalar.
Akşam yemeği Kuta'nın en iyi balık lokantasını ögrendik,çarsının içinde,inanılmaz kazıkdı, yedik döndük kürkçü dükkanına.
Otelin cafesi heryerden güzel sanki, cok rahat minderleri,yuvarlak bambu geniş koltukları yatak gibi..uzanıyor insanlar kahvesini yudumlarken,birşeyler içerken..tam yorgunluk atma dinlenme yeri.
Taner birde nargilesini çekti gün bitti.
5 saat öndeyiz Türkiye'den.
Gülten ablam Ankara yolunda kızlarla beraber, haydi hayırlısı.
Sevgiler herkese

Güzin Avcı
25.Haziran.2013
BALİ'-Endonezya

Bali..KUTA..Ömrümün yarısı gitti

Olmaz..olamaz..böyle dalgalar..dev gibi..peşpeşeler..
Öfkelenirsiniz birisine..burnunuzdan soluyarak düşersiniz ya  peşine..
Öyle kızgın, öyle heybetli.. Öyle  hiddetli.. öyle öfkeli işte.
Sörf cenneti burası bu dalgalar tam onlara göre..Bayram yapıyorlar sevinçten dört köşe hepsi de..dalgalarla  alay edercesine  çıkarıyorlar  keyfini.
Yürek ister böylesi bir durumda okyanusa girmek.
 O kadar büyük ki sahil.. Hem enine hem boyuna..
Görmeyince inanamaz insan. O dev dalgalar geliyor insanların yattığı  yere kadar..hızla çekiliyor birden,ardından hemen başka bir dev dalga geliyor..bir değil,iki değil,üç,beş,yedi...bembeyaz bir çizgi halinde sanki çizilmiş gibi..sıra sıra dalgalar..
Cocuklar oynuyor çığlık çığlığa.
Nefesim kesilmiş izlerken Taner girdi denize..
Epeyce boğuştu dalgalarla, resmen dayak atıyor insana çarptıkça beyaz köpükleri.
Birkaç dakika sadece, baktım yok Taner dalgalarla boğuştuğu yerde.
Allahım deli olacam..kaşla göz arası kayboldu birden..nerde ?
Bakıyorum .. talan ediyorum denizi..çevreyi.. heryeri..yok..yok..
saga baktım yok..sola baktım yok..
Sahil güvenliğe söylemek zorunda kaldım panik içinde,yarım saat geçtikten sonra..
Ne kadar acıydı tarif edeken. :(
Anonslar yapıldı, ben ağlıyorum, herkes toplandı başıma..
 Koşarak otele girdim  deli danalar gibi baktım belki odadadır diye bir ümitle.
Oysa odanın anahtarı bende,çantada yanımda..
Sheraton Otel sahil kenarında..karşıda hemen...
Burası KUTA..turistik tatil beldesi...en önemli semti..olmaz böyle şey diyorum kendi kendime..aklıma geliyor 2002 yılındaki İslamik grubun burda bomba patlatıp 202 kişinin ölmesine sebep oluşu..bu Kuta..Kuta..yoksa..yoksa..Allahım korktuğum başımıza gelmesin ne olur..!!!
Yok.. burda da yok işte.. gözyaşlarım sağnak yağmura dönüştü..aklımı oynatmak üzereyim.
şaşkın, üzgün, çaresiz, aklımdan güzel birşey geçmiyor artık..
Telsizle ulaşmışlar ben cebelleşirken otelde..
girdim kapıdan sahile nefes nefese..otelde yok demek için.. hepsi OLEY diye alkışladılar .. "Yürüyormuş korkma " dediler sevinçle..Bu sefer mutluluktan ağlamaya başladım..
Geldi günün kahramanı gülerek, "bakıyordun Güzin, gittiğimi gördün ya " dedi.
Görseymişim keşke..bu kadar korkmaz,ortalığı ayağa kaldırmazdım.
Allahıma binlerce şükürler olsun..!dedim iki gözüm iki çeşme ..! Sarıldım boynuna hıçkırarak.
Meşhur olmuşum :) görünce hepsi birşeyler söyledi..
Ağlayan Türk güzeli :) kolay kolay unutmazlar beni :)
İyi insanlar Bali'liler.. sıcak kanlılar...hepsi de güzel ingilizce konuşuyor..
Başımda beklediler, üzülme burda birşey olmaz diyerek teselli ettiler...
Allah düşmanıma yaşatmasın..!
Allah gurbet ellerde sevdiğimizle  imtihan etmesin bizi..!
Binlerce kez dua ettim..
döndük otele kalamadım sahilde daha fazla, tirtir titriyordu bedenim..!

Güzin Avcı
24.Haziran.2013
BALİ-Endonezya

Bali..Kaplumbağa adası...

Şehri biraz tanıyalım istedik.
Taner bir turla anlaştı.
Sabah geldi özel bir araba.8.30 da aldı bizi,biri rehber diğeri şöför..klimalı güzel bir araba.
Trafik cok yogundu, yarım saat gittik uzun uzun sohbet eşliğinde..
İlkönce başka bir sahile geldik..indik arabadan..süper bir sahil..
Aman Allahım..! vızır vızır tekneler..balonla uçanlar..sörf yapanlar,inanılmaz kalabalık..
olay olurda toplanır ya ahali.. öyle bir kalabalık..igne atsanız düşmez yere.
teknemiz geldi..okyanusun ortasında tekneden paletlerle, gözlükle suya atlamak..okyanusun tam ortasına,, dalma işlemi anlayacağınız.:)
Teknede bir ben kaldım, atladı herkes keyifle,güvenli bir gönüllü bekçilik ettim eşyalara çaresizlikten.. Ben kim okyanusa atlamak kim?
Dalmayı ben de isterdim, kimbilir ne muhteşemdir okyanusun dibi..korkuyorum işte.
İngiliz genç güzeller güzeli kız atlamasıyla çıkması bir oldu nefes nefese..ya nasılmış ? :)))
Ordan kaplumbağa adasına geçtik..yine insan seli..nasıl da büyük kaplumbağa onlar öyle.
Çok üzüldüm bakıcı cocuk kaplumbağayu kollarından sürüye sürüye getiriyor kumun üstüne, turistler büyük bir ilgi ile resim çekiyor..o kadar ağır ki, o ağır gövdeyle kumlardan büyük güçlükle suya geri dönüyor, hooop yine çekip geliyor gülerek, işkence ediyor garibime.
Havuzlarda çeşit çeşit,büyüklü küçüklü,kimi bembeyaz kimi siyah kamlumbağalar..
Yine her çeşit hayvanlar hayvanat bahçesi gibi..
Kobra ile resim çektirenler :(((
gider miyim  o tarafa? hiç işim olmaz..! en güzeli tropikal içkiler..
sıcak kanlı insanlar hizmet veriyor..istedim bir kokonat, korkmaktansa içtim suyunu afiyetle.
Ardından meşhur tapınak..vee maymun adası..
Kızın gözlüğünü çalan maymun mükemmeldi..Zor ikna edip aldılar gözlüğü. Hele kadının çantasının sapını kapıp da parça parça eden maymun izlenmeye değerdi ,süperdi tek kelimeyle.
Ayin  vardı tapınakta..Güzel güzel yemekler getirmişler hatunlar şık kıyafetler içinde,
Tanrıları yesin diye sunuyorlardı büyük bir özenle.Nasıl ki bizde camiye girerken başörtü verilir başı açıklara,burda da şortluların bacağı gözükmesin diye örtü verdiler. Taner mavi, ben mor etek giydik saygı gereği :) Bali'nin o/o 90 nına yakını Hindu gerisi budist,hristiyan,müslümanmış.
Tekrar bindik arabaya..epeyce yol gittik..geldik muhteşem bir koya..manzarası süperdi tepeden.
Julia Robert film çekmiş burda...oofff..bu ne yaa..! nereye gitsen insan seli..
Kimi yüzüyor,kimi güneşleniyor,kimi kayalıklarda ağaç dallarındaki maymunu besliyor.
Taner atladı hemen suya..ben tedbirli..yüzsün gelsin bakalım beğenecek mi felsefesi..haydaa..hızla geliyor suda yürüyerek..hayrolaa. upuzun sopa gibi kıpırdamadan yatan büyük bir yılan görmüş meğersem..apartopar çıktı sudan.
iyi ki girmemişim :(
Turun içinde olan, masaj salonuna gitmeye geldi sıra.. atladık yine klimamı arabamıza..
Muhteşem spa..oooo..mükemmeldi tek kelimeyle plingli masaj.
Son durak akşam yemeği..Menega Cafe'de yine..
Beklediler bizi, yemekten sonra getirdiler otele.
Güzel ve yorucu bir gündü..
Cennet gibi yemyeşil bir ülke.
12 ay turist varmış, kış yok tam benlik :) en yüksek sezon ağustosmuş..
Sevdim burayı vesselam.

Güzin Avcı
24.Haziran.2013
BALİ-Endonezya


25 Haziran 2013 Salı

Bali jimbaran'da Menega Cafe ..

Deniz güzeldi ama bana göre değildi..Dalgaları görünce vazgeçtim hemen.
Burası dünyanın tüm sörfçülerinin toplandığı bir yer.. İnanılmaz büyük bir sahili var..
İnanılmaz güzel kumu var.. Bu kadar uzun ve genişliği olan bir sahil görmedim hiç.
Okyanus adı üstünde.. Hint okyanusu :)
Yazarken bile ürkütüyor içimi.
Gel-git yani med-ceziri gözüyle birebir görmek isteyen mutlaka gelsin buraya.
Sahildeki cocuk şemsiye ve şenzlongları ayarlayan Müslüman adı Ümran..
Aradı Müslüman arkadaşı Müslüm'ü geldi aldı bizi.
Gamze güzel arkadaşım mutlaka sahilde MEnega cafe de balık yiyin demişti.
Jimbaran semtindeymiş..güzel bir semt, sahil kenarı.. Bulduk Menega Cafeyi.
Aman Allahım.. Bu da ne ?  Bu nasıl izdiham?
Her çeşit balık var, denizdeki tüm canlılar kavanozda,canlı canlı,seçip sipariş veriyorsun..ben bakamadım bile..Taner seçti balıkları..ben koştum sahile..Restoranlar, sahile kumların üzerine koymuşlar masalarını..renk cümbüşü var burda...dalgalar dövüyor sahili tüm hışımıyla... insanlar resim çekiniyor sevinçle..karşıda Denpasar havaalanı..hemen kıyıda..uçaklar iniyor peşpeşe...sanki havalanına inmiyor iniyor okyanusa...muhteşem bir görüntü..muhteşem bir manzara..sıra sıra masalarda insanlar, çalgıcılar eşliğinde, mum ışığı altında keyifle yiyor balığını..tropikal meyve suları tepsiler dolusu bardak bardak taşınıyor masalara..romantik..büyüleyici..inanılmaz ..lezzetli herşeyi..
Hindistan cevizi kabukları yakılıyor balık pişerken.. duman altı..kimin umurunda..
Güneş batıyor inanılmaz güzellikte..
Dev bir Hindistan cevizi geldi önüme içtim suyunu kana kana..
Herkes memnun ki ,dumanaltı olmasına rağmen oturuyor keyfini çıkarıyor gecenin.
Şans herkese gülmüyor diğerlerinde yok böyle kalabalık..
Tüm sahil lokanta olmuş  işte, hizmet veriyor turistlere..
Para basıyor  BALİ  para..!
Helal olsun diyorum ne deyim..!
Bugün Tamer'in mevlidi var diye Mukaddes teyzemi aradım, Sıtkı'yı aradım, Ali abimi, ablamları aradım kimse çıkmadı meğersem çekmiyormuş telefonlar.Onlar da bize ulaşamıyormuş.
Duamı okudum gurbetlerden.
Nur içinde yat kardeşim vakitsiz ölümünün  acısı hiç çıkmıyor içimizden.
Yaşasaydın,açsaydın Bali'ye bir lokanta yakışırdı sana...!

Güzin AVcı
23.aralık.2013
Bali-Endonezya