30 Temmuz 2011 Cumartesi

Hayalin benimle...

Elimde sigaram
Masamda içki kadehim
Aklımda SEN
Gözlerimde hayalin
Dalıp dalıp gidiyorum uzaklara
Arıyor gözlerim kaybetmeden ümidini sabırla...

Bir köşeden çıksa diyor
içimden bir ses yalvarıyor adeta
Çalsa diyorum telefonum
Çalsa da duysam sesini
Bir arasa bir sorsa
içten bir ses tonuyla
alsa üzgün gönlümü...

Yazsa diyorum
Mektup gibi bir mail
Alsa aklımı başımdan
Hoplatsa yüreğimi yerinden...

Neler istiyor ?
Neler düşlüyor bu deli gönül ?
Hepsi masumca..hepsi hayali...
SEN...SEN..olmasan da yanımda
Varlığın yetiyor inan bana...!!!

GÜZİN AVCI
30.Temmuz.2011
ANKARA

28 Temmuz 2011 Perşembe

Yorgunum

Yorgunum sevgili günlük
Çok yorgunum
Yüküm ağır
Uykusuzum günlerdir
Direncim tükeniyor hızla
Tek sığınağım yüce Allahım
Bir de...
çocuksu masum yüreğim
Herşeye...herşeye rağmen
sıcacık gülümseyebiliyor
içtenlikle bu zor hayata...!!!

Güzin AVCI
27.Temmuz.2011
ANKARA

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Sevgili günlük

Dün bu zamanlar inanılmaz gökgürültülü, sağnak bir yağmur vardı Ankara'da.Şimşekler dev spotlar gibi aydınlatıyordu evin içini.
Hiçbirşeyden korkmam ben korkarım şimşekten bir de bomba gibi patlayan yıldırım düşmesinden.Sabaha kadar yağdı yağmur nisan yağmurlarını aratmaksızın.
Blog sayfam benim günlüğüm oldu.Çocuğum gibi.
Bazen üzüyorum onu sitemli,kahırlı yazılarımdan dolayı.
Amaaa...bugün mutluyum günlük...Sana güzel haberler yazacağım keyifle.
Gülay ablamın RANDEVU günüydü bugün.
--"Nur hocam görecek, bakalım ne diyecek ? " heyecanı vardı herkeste.
Telefonlar susmadı ardı ardına.
--" ne oldu ? doktor bey ne dedi? söyle Allah aşkına ? "
kapattım telefonu sonunda.
Nur yüzlü hocam geldi.Ameliyattan çıkmıştı bir iki saat önce.Allah kolaylık versin hepsine.Ne kadar zor bir meslek ? bir o kadar da kutsal...saygım sonsuz her birine.
Gülay ablamı inceledi,koridorda yürüttü sakince,fiziksel kontrolünü yaptı.
Sevgi ve güven veren yumuşak ses tonuyla:
--" Maşallah..iyisin , bol bol yürüyüş yap artık..en az 25 dk " dedi.
Gönüllerimize su serpildi.Tüm yorgunluklar gitti az da olsa üstümüzden.
Çok şükür yüce Rabbime...bugünleri bağışladığı için bizlere.
Mutlulukla döndük evimize.
sevgiler hepinize.

Güzin AVCI
25.Temmuz.2011
ANKARA

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Güzellik mi zeka mı sizce ?

Devlet kapısı

PTTye gittim bugün Yenişehir'e.
1 lira verdim, kimliğimi gösterdim, imza karşılığında kapalı zarf içinde " devlet kapısı şifremi " aldım. :)))
Tüm kamu kuruluşlarına internet aracılığıyla girebilmem içindi. Merak ediyorum bazen trafik cezam var mı yok mu ? diye hız yaptığım zaman.
Merdivenlerden iniyordum koşar adım.
---"Güzin hocam.."..diyen tatlı bir sese doğru yöneldim.
Rüzgar çarpmışa döndüm birden.Gözlerimi alamadım. Durdum..bakakaldım deniz mavisi gözlerine.Muhteşem bir güzellik duruyordu karşımda. " Canım hocam" diyerek sarıldı heyecanla.Sıcacık, içten bir sevgiyle kucakladım ben de kendisini.Radar gibi beynim hangi öğrencimdi sorusuna yanıt aradı yıldırım hızıyla.
--"Hiçbir öğrencimi unutmazdım nasıl oldu da bunu unuttum" diye de kızdım kendime.
Bıyıkaltı,esrarlı,gizemli bir şekilde gülümsedi bana kibarca.
--" hocam size hayrandım,mavi lens taktım,saçları mı da boyattım,ben de sarışın modasına uydum,ben Ebru" demez mi ?
Hay Allah..bir insan bu kadar mı değişir ?
Sarışın, dünya güzeli, alımlı, dikkat çekici bir genç kız duruyordu karşımda.Güzel,uyumlu ve kaliteli giyinmişti özenle.Tek omuzu askılı bluzu dikkat çekiciydi..Yaz güneşi gibi parlıyordu ışıl ışıl..Tablo gibi büyüleyici bir görüntü sergiliyordu, vücudu da kusursuzdu.Lise önlüğünün içinde masum bakışlı,siyah saçlı bir kızdı oysa .Annesi ile arası iyi değildi.Çok emek vermiştim aralarını düzeltinceye kadar. Ne diller dökmüştüm günlerce.Gençlerin ruh sağlıkları çok önemliydi benim için.Bazen öfke krizine girer saatlerce ağlardı. İnanılmaz üzülürdüm yaşadıklarına.
---" Sıcaktan bunaldım, gel Mado'da bir dondurma yiyelim " dedim, keyifle kabul etti.
Başbaşa oturduk iki saate yakın. O anlattı ben dinledim sabırla.
Bazen şaşırdım, bazen sevindim, bazen endişelendim anlattıklarına.
Geçen yıl evlenmiş severek isteyerek.Ama yolunda gitmemeye başlamış evlilik..Kendisi çalışıyor iyi bir yerde ,işinden çıkarılan mağdur işsiz bir koca.Kavgalar,tartışmalar,beklentiler düşünülenden fazla.
Bazen nasihat ettim dinledi suçlu gibi...Öyle bir bakış baktım ki gözlerine o anladı ne demek istediğimi. Güzin hocası yine aynıydı okuldaki gibi sert,disiplinli,taviz vermiyordu işte.
Olgunlaşmamıştı sevgili öğrencim henüz.Hataları vardı,sorumsuzca vardı davranışları..
Hoş değildi yalnız başına tatile çıkması,eşini kaile almaması.
Evlilik saygı,sevgi,özveri ister...sabır ister..İşinden oldu diye boşanmak istemek doğru değildi.
Bilmem ne kadar yararlı olabildim kendisine. Kızgın ve öfkeliydi ses tonum son sözlerimde.
Ayrılırken tuhaf bir duygu hissettim yüreğimde. O güzellik buhar oldu sanki karıştı gökyüzüne.
Gurur duymak istiyor insan her bir öğrencisiyle. Böylesi mutsuz ve mantıksız konuşmalar etkiliyor insanı derinden.
Acımakla karışık değişik bir duygu alıyor sevginin yerini.
"Allah güzellik vereceğine birazcık da AKIL,FİKİR verseydi keşke " dedim sessizce bakarken gidişine...!!!.

Güzin AVCI
23.Temmuz.2011
ANKARA

21 Temmuz 2011 Perşembe

Evlat acısı

Ablamda kaldım bu gece.
Sabahın erken saati. Uyandım büyük bir üzüntüyle. Rüyamda şehitlerimizi gördüm. Nur içinde yatsınlar.
Kocaman bir asker aracı.Kapalı dört bir yanı.Kenarlarından bir karış açık her tarafı.
Gencecik,ana kuzuları,oturmuşlar yan yana,sıra sıra,omuz omuza.
Nasıl yalvarıyorlar...
---" yardım et...yardım et...ne olur yardım et...!!! " diye.
Gözlerimi kaçırıyorum, "hangi birinize yardım edeyim,o kadar çoksunuz ki" diyorum içimden. Bir tek asker ses çıkarmıyor,gözlerini kaybetmiş mayında..birden hareket etti asker aracı...uzaklaşırken hala sesleri geliyordu..--"yardım et..yardım et.." uyandım terler içinde.
Yüreğime kocaman bir ateş parçası düşmüştü sanki.
---"Hayırlara çıksın" dedi ablamlar.Gün boyunca çınladı kulağımda haykırışlar.
Saat 18.00..bugün evime erken gidiyim dedim indim aşağıya.Tam arabaya bineceğim,kaldırım kenarında,iki büklüm oturmuş bir amca, dayamış sırtını ağaca. Bugün çok sıcaktı Ankara. Ağacın gölgesinde dinleniyor sandım bir an.
Baktım ağlıyordu sarsıla sarsıla.
Hay Allah...ne oldu aceba?Yaklaştım yanına usulca.
---" iyi misiniz ? " dedim şefkatli,yumuşak bir ses tonuyla.Konuşmadı baktı sadece.
Soluktu rengi.Bembeyaz saçı ve sakalı karışmıştı birbirine.Binlerce ton yükün altında ezilmiş gibi omuzları çökmüştü.Yarı kapalı gözleri kıpkırmızıydı.Gariban biri değildi.Giyiminden belliydi,tertemizdi ütülü beyaz gömleği. gazel yaprak gibi titriyordu elleri,mengeneye sıkışmış gibiydi sanki yüreği,zor alıyordu nefesini.O kadar inceydi ki üflesem uçardı belki.Uzaktan çok yaşlı bir amca gibiydi,oysa orta yaşlarda biriydi.
Kızdım içimden gelip geçenlere..ne kadar duyarsızlaşmışız..bugün bir kez daha anladım bunu ne yazık ki.
Çatlamış dudaklarından acıyla fısıltı halinde dökülen sözler çiviledi beni olduğum yere.
---" Oğlumu kaybettim ben...yarım kaldı hayallerim...!!!"
İçim ürperdi.Ne diyeceğimi şaşırdım.Kelimeler düğüm düğüm dizildi boğazima.
---" başınız sagolsun,çok üzüldüm" diyebildim yutkunarak.
Doğrulmaya çalıştı zoraki, genç yaşta ihtiyar olmuştu sanki.Yüreğini yakan gözyaşlarıyla birlikte çıktı kaldırıma.Çatıldı kaşları, öfke içinde ;
---" ŞEHİT babasıyım , bu can çıkmayınca bedenimden dinmez ACIM..."!!!

Birazcık keyfim vardı.Yüzümdeki sıcacık mana kayboldu birden, Deli fırtınalar esti içimde öfkeyle karışık, adamcağızın acısı çöktü yüreğime.Rüyam buna çıkmıştı işte.
Hayat ne kadar da acımasızdı.Gam-keder-üzüntüdür insanı öldüren.Oğlunun sefasını çekecekken cefa çekiyordu istemeden.Yaşam anlamını çoktan yitirmişti bu baba için,evlat acısı benzemez ki hiç birşeye, tarifsiz acıydı yüreğindeki.
Lanetledim.."Kurşun sıkan eller kırılsın" dedim tüm kalbimle.

Utanıyorum şehitlerimizin adına
Üşüdü parmaklarım zorlanıyor yazarken şimdi
kış soğuğunda kalmışcasına
bu temmuz sıcağında
Daha onlar çocuk...ömürlerinin baharında
En delikanlı çağlarında
Yakışmaz böylesi haince ölüm
Yakışmaz körpecik ana kuzularına kara toprak
Unutmasın hiç kimse
Baksınlar şanlı tarihimize,yakın geçmişimize
Şehitler ölmez VATAN bölünmez
ATAM'ın çocuklarıyız biz
Birimiz ölürüz binimiz diriliriz yeniden yiğitce...!!!

Güzin Avcı
21.Temmuz.2011
ANKARA

Kırılan kalp düzelmez asla

Bilkent Real'e gittim biraz nefes almak için.Ben girerken içeri ismi lazım değil psikopat hatun çıkıyordu kapıdan.Karşı karşıya geldik, kaçırdım gözlerimi kötü enerjisinden nasibimi almamak için.
Kırılan kalp kolay kolay düzelmiyor zaman geçse de aradan.
İnsanı insan yapan bir takım güzel erdemler vardır. Bu hatun yoksundu hepsinden.
Doha...KATAR'ın başkenti..dünyanın en zengin şehri..rüya gibiydi ışıltılı geceleri..çiçekleri ..sahili..zaman zaman özlüyorum görkemli evimizi, muhteşem sitemizi. Gurbet-hasret-özlemdi tek eksiğimiz..Mutlulukla,çoşkuyla dolu dolu geçerdi günlerimiz.Tek kelimeyle eğlenceliydi seviyordum bu özgür,modern,güvenli şehirde yaşamayı.
Bu hasta kişilikli,psikopat hatunun kıskançlığı yüzünden yoruldu gönlüm, çalındı bazı günler enerjim.

Bugün..esirgedim senden...Allahın selamını bile vermedim haketmediğin için.
Acıdım bir kez daha zavallılığına ardından.

Güzin Avcı
20.Temmuz.2011
Ankara

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Dolunay etkiler beni....

Bugün evimdeyim.
Ay dolunay, en güzel, en muhteşem hali, kocaman tepsi gibi, salonun içinde sanki.
Benim vazgeçilmezim..sıcak yaz günlerimin can simidi..mutluluk kaynağım sevgili dondurmam..kocaman bir kase aldım yanıma.
Dayadım sırtımı orta sehpaya,uzattım ayaklarımı.Ruhum bedenim arınsın,temizlensin istedim tüm olumsuzluklardan,stresten,yorgunluktan.
Terapi gibi geldi bana ayın ışığı,hanımeli kokusu yayıldı birden ruhuma. İçim huzurla doldu.
Öyle bir transa geçmisim ki karanlık dönüstü masmavi gökyüzüne.Sanki parlayan ay değil günesti. içim ısındı yasam enerjisiyle.
Ahh....bir beste yapabilsem tatli bir melodi ve sözler döküldü yüreğimden,hem acıklı hem melankolik,hem de hos geliyordu kulağıma.

""Sana dünyayı bagıslayabilseydim keske
Belki inanırdın sevdigime
Gönül gözüyle sevdim ben seni
Hic terketmedi kalbim bir saniye bile ..!!! ""

Düsündüm de ne kadar yorgun bedenim, zor bir sürecten geciyoruz su günlerde. Çollerde susuzluktan kavrulmus insanlar kadar bitkin haldeyim.
Oysa yaz ne güzel.Dinlenme mevsimi.
Kapattim gözlerimi..Ayın etkisiyle kalbimin ritmik sesi aldi götürdü beni romantik bir yaz gecesine.Dalgalarin sesi,kıyılarla kavga edisi geldi gözlerimin önüne.Seviyorum ben doğayı,seviyorum yasamayı.
Burada..ATAM'in baskenti Ankara'da bile guzel yaz....
Her aksamüstü günesin batısını izliyorum bazen icim buruk bazen neseli.
Her sabah uyandiğimda keyifle aciyorum penceremi sukrediyorum Yaradanima.
Hep diyorum gececek bu zor gunler..Beden yorgunlugu gelip gecici nasil olsa, onemli olan zihinsel yorgunluk olmasın yeter ki...kaygı,stres,endise olmasın icinde,duygular donusmesin kavgaya yuregimizde.

Gulay ablama gelince..hala eski zihniyette.Degismeli bana gore bir an once.Hayata farkli bakmali,hak eden kisilere deger vermeli,,hayat daha canli,daha anlamli,daha guzel olmali gozunde,dengesini biran once kazanmali,yurumeli,kosmali yeniden saglıkla mutlu yarınlara.
Tatli hayallerdir insani tutan ayakta.
SEVGİdir zihni,bedeni,ruhu dinlendiren, guc veren , destek veren canimiza.
UMUDUMUZ asla kaybolmasın, askin tatli buyusu heyecanlar hep kalsin yuregimizde..
Enerji dolu, saglıklı yasama her zaman diyebilelim MERHABA...!!!

Güzin AVCI
15.Temmuz.2011
ANKARA

Dolunay etkiler beni...

Bugün evimdeyim.
Ay dolunay, en güzel, en muhteşem hali, kocaman tepsi gibi, salonun içinde sanki.
Benim vazgeçilmezim..sıcak yaz günlerimin can simidi..mutluluk kaynağım sevgili dondurmam..kocaman bir kase aldım yanıma.
Dayadım sırtımı orta sehpaya,uzattım ayaklarımı.Ruhum bedenim arınsın,temizlensin istedim tüm olumsuzluklardan,stresten,yorgunluktan.
Terapi gibi geldi bana ayın ışığı,hanımeli kokusu yayıldı birden ruhuma. İçim huzurla doldu.
Öyle bir transa geçmisim ki karanlık dönüstü masmavi gökyüzüne.Sanki parlayan ay değil günesti. içim ısındı yasam enerjisiyle.
Ahh....bir beste yapabilsem ...
tatli bir melodi ve sözler döküldü yüreğimden,hem acıklı hem melankolik,hem de hos geliyordu kulağıma.

""Sana dünyayı bagıslayabilseydim keske
Belki inanırdın sevdigime
Gönül gözüyle sevdim ben seni
Hic terketmedi kalbim bir saniye bile ..!!! ""

Düsündüm de ne kadar yorgun bedenim, zor bir sürecten geciyoruz su günlerde. Çollerde susuzluktan kavrulmus insanlar kadar bitkin haldeyim.
Oysa yaz ne güzel.Dinlenme mevsimi.
Kapattim gözlerimi..Ayın etkisiyle kalbimin ritmik sesi aldi götürdü beni romantik bir yaz gecesine.Dalgalarin sesi,kıyılarla kavga edisi geldi gözlerimin önüne.Seviyorum ben doğayı,seviyorum yasamayı.
Burada..ATAM'in baskenti Ankara'da bile guzel yaz....
Her aksamüstü günesin batısını izliyorum bazen icim buruk bazen neseli.
Her sabah uyandiğimda keyifle aciyorum penceremi sukrediyorum Yaradanima.
Hep diyorum gececek bu zor gunler..Beden yorgunlugu gelip gecici nasil olsa, onemli olan zihinsel yorgunluk olmasın yeter ki...kaygı,stres,endise olmasın icinde,duygular donusmesin kavgaya yuregimizde.

Gulay ablama gelince..hala eski zihniyette.Degismeli bana gore bir an once.Hayata farkli bakmali,hak eden kisilere deger vermeli,,hayat daha canli,daha anlamli,daha guzel olmali gozunde,dengesini biran once kazanmali,yurumeli,kosmali yeniden saglıkla mutlu yarınlara.
Tatli hayallerdir insani tutan ayakta.
SEVGİdir zihni,bedeni,ruhu dinlendiren, guc veren , destek veren canimiza.
UMUDUMUZ asla kaybolmasın, askin tatli buyusu heyecanlar hep kalsin yuregimizde..
Enerji dolu, saglıklı yasama her zaman diyebilelim MERHABA...!!!

Güzin AVCI
15.Temmuz.2011
ANKARA

13 Temmuz 2011 Çarşamba

keşke dönebilsem bir yıl önce bugüne

Tatlı bir heyecanla inmiştik bugün bu saatlerde
Kuşadası Nazilli sitesine
Evimiz muhteşemdi, sıfırdı denize
Güneşin batışı, dalgaların sesi
İnanılmaz güzeldi kumu sahili
Ay ışığı yakamoz mest ediyordu beni
Etkilenmiştim harika manzaradan
Yazmıştım keyifle AŞK şiirleri
Gençler,aşıklar,canlı müzik
her yaştan insanlar herşey güzeldi
Daha dün gibi
Gözlerimin önünde, aklımda hepsi
Anlatılmaz özlemim bir bilseniz içimi
Komşularımız mükemmeldi,çok sevmişlerdi bizi
Karşılıklıydı sevgimiz anıyoruz hasretle şimdi
Mümkün olsaydı keşke
Ablam olmasaydı böyle
Yine olurduk 3 ay birlikte
Bu yıl kısmet değilmiş
İnşallah başka sefere.
Kucak dolusu sevgiler
İYİ TATİLLER hepinize...!!!

Güzin Avcı
13.Temmuz.2011
ANKARA

10 Temmuz 2011 Pazar

Gülay ablama..gülsün gözlerin

AŞK yaşanır mı acı çekmeden ?
Hasta iyileşir mi SABRETmeden ?
YAŞAM kolay değil
Artısıyla eksisiyle mücadele etmeden

Yüreğin okşanıyor arandıkça
Herkesler seviyor, tutuyor seni eller üstünde
Biliyorum
Duygusallık bürüdü tüm benliğini
Zaman zaman güzel sözler bile
Bıçak olup saplanabilir o hassas yüreğine

Önemli olan dünyadan kopmamak, hayata sımsıkı sarılmak değil mi ?
Depresyondan uzak MUTLU yaşamayı kim istemez ki ?
Yer gök dua üstüne
Sığın Yaradanıma, kaldır ellerini mavi gökkubbeye
Peş peşe et duanı, işte sana MUTLULUK kaynağı

Olma yorgun,olma durgun ağlamaklı
Bırak artık sızlanmayı
AŞK YAĞMURLARI çiselesin ılık ılık içine
Gözlerin gülsün, dudaklarında olsun tebessüm
Olmasın içinde ne keder ne de hüzün
Koş,yürü,şarkılar söyle,danset hayalinde çiçekli bahçelerde
Öyle hayaller kur ki muhteşem olsun, olsun düğün tadında
Yeniden hayat bulsun canın, gelsin duyguların yerine
Bundan sonra da AL AKLINI BAŞINA
Ağlayan olma ağlatan ol daima....!!!

Güzin AVCI
10.11.2011
ANKARA

Vurdumduymaz değilim

Vurdumduymaz değilim hayat
Yenik düşüyor sana omuzlarım
Yüküm ağır kaldıramıyorum bazen
Dayanmıyor yorgun bacaklarım

Hassas yüreğim pes etmek üzere
Hani dikti kuyruğum benim her zaman her yerde?
Ezik şimdi yüreğim
Yenik ablamın kaderine.

Geçecek bu zor günler geçecek
Kara bulutlar gidecek ak günler gelecek
Güneşler doğacak, nur yağacak,ayın şavkı vuracak gül yüzümüze
Çicekler açacak, şarkılar söylenecek yeniden gönül bahçemizde...!!!

Güzin AVCI

Gülümseyelim hayata

Ankara en sıcak günlerinden birini yaşadı bugün. Pırıl pırıl parlayan yakıcı güneş nihayet gösterdi gerçek yüzünü tüm ihtişamıyla.
Ben severim yazı..hele aylardan temmuzsa..hoşuma gider temmuzun güneşi sıcaklığı. Mutluluk verir bana.
Senede bir kezdir beklenir tatil büyük bir özlemle. Masmavi deniz, kum, batan güneş,ay ışığı yakamoz, keyifle yenen yemekler,söylenen şarkılar türküler,eğlenceler,romantik sahneler,dinlenen beyinler,bedenler,atılan stresler...Ayrı tat,ayrı lezzet..Hepsi de güzeldir birbirinden.
Sabahın erken saatlerinde tatlı bir heyecanla çıktık evden..yeğenim Gülin'i götürdüm Ümitköy'e KPSS için. Oradan yıldırım hızıyla Çukurambara ablama.Gülay ablamı Başkent Hastanesine götürmeye dikişlerini aldırmaya.
Bugün cumartesi.Hafta sonu.Çoğunluğun evinde keyif yaptığı, dinlendiği gün oysa.
Başkent Hastanesi..C Blok..1.ci kat. Beyin ve Sinir hastalıkları bölümü.
Tatilde olması gerekirken herkesler orda.Sanki hafta içi.Kabul günü gibi sıra sıra oturmuş her yaştan insanlar.
Kara kara düşünenler,bir an önce sırasının gelmesini sabırsızlıkla bekleyenler, kimi halsiz, kimi dalgın,kimi yorgun bedeni, kimi duygusal gözleri nemli, kimi mahsun düşmüş yere kirpikleri. Kimi umutlu,heyecanlı, kimisi ise korku içinde umutsuzluk sarmış benliğini.Yani vardı ruh halinin her çeşiti.
Düşündüm de salondaki hastaların ve hasta yakınlarının neler hissettiğini ? O sıralardan kısa bir süre önce bizler de geçtik üzüntüyle.
Zamanın acımasız izlerini silmek zordur aslında beyinden ama biz sildik bile çoktan.Çok şükür ablam kurtuldu darısı diğer hastaların başına.
NUR hocam ve ekibi her zaman ki gibi heyecanlı,telaşlı,bir o kadar da emin kendinden, yeni bir ameliyata hazırlanıyorlardı belli ki.
Mesleğinde doruklara çıkmış,isim yapmış uzman doktorlar hepsi de.
Hastalarına yaklaşımları çok farklı...Hastaların duygularını incitmeden, gözlerini korkutmadan, kırmadan, hayal kırıklığı yaşatmadan,nazikce kibarca, insanın içini ısıtan tatlı bir gülümseyişle, etkileyici inandırıcı bir üslupla, olumlu ya da olumsuz anlatıyorlar hastalıklarını hastalarına dobra dobra yumuşak bir ses tonuyla.Tıpkı bugün ablama sıcacık yaklaşımları gibi.Ona moral depoladıkları gibi.
Doğru doktoru bulmak çok önemli. Doktoruna güvenmek daha da önemli. Hasta ilgi bekler,sevgi şefkat bekler.Güçleniyor hasta sevgiyi görünce.
Tedavisi kolaylaşıyor,hayata gülümseyerek bakabiliyor yeniden.Kabulleniyor başına gelen talihsizliği. Bembeyaz bir sayfa açmak, yeniden hayata tutunmak için,kaliteli ve sağlıklı bir yaşama yeniden merhaba demek için emanet ediyor kendisini güvendiği doktoruna. İyileşememe korkusunu atıyor üzerinden ,daha iyi hissediyor kendisini,daha güçlü girebiliyor ameliyata, güvenle bakabiliyor yarınlara.
Tebrik ediyorum Başkent doktorlarını bu yaklaşımlarından dolayı.
Bozulan sağlığımızı altın tepsi içinde bizlere sunan, hayatımıza bambaşka güzellikler katan, yeniden sağlığımıza kavuşmamızı sağlayan , cumartesi pazar demeden,gecesini gündüzüne katan, büyük bir özveriyle çalışan tüm doktorlarımıza minnet ve şükran borcluyuz,CAN borçluyuz.Hepsi de sağolsun varolsun.
Bizler de birşeyler yapalım.
Daha güçlü daha dayanıklı olalım.
Kendimizi önemseyelim,gülümseyelim yaşama.
Bir de hayata güzel bakmasını bilelim.
İnanın hayatımız daha kolaylaşır, daha mutlu daha huzurlu yaşarız böylece.
Her nereye giderseniz gidin, MUTLULUK gölgeniz olsun,adım adım gelsin peşinizden oraya...!!!

Güzin Avcı
9.Temmuz.2011
ANKARA


Ankara en sıcak günlerinden birini yaşadı bugün. Pırıl pırıl parlayan yakıcı güneş nihayet gösterdi gerçek yüzünü tüm ihtişamıyla.
Ben severim yazı..hele aylardan temmuzsa..hoşuma gider temmuzun güneşi sıcaklığı. Mutluluk verir bana.
Senede bir kezdir beklenir tatil büyük bir özlemle. Masmavi deniz, kum, batan güneş,ay ışığı yakamoz, keyifle yenen yemekler,söylenen şarkılar türküler,eğlenceler,romantik sahneler,dinlenen beyinler,bedenler,atılan stresler...Ayrı tat,ayrı lezzet..Hepsi de güzeldir birbirinden.
Sabahın erken saatlerinde tatlı bir heyecanla çıktık evden..yeğenim Gülin'i götürdüm Ümitköy'e KPSS için. Oradan yıldırım hızıyla Çukurambara ablama.Gülay ablamın dikişlerini aldırmak için Başkent Hastanesine götürmeye.
Bugün cumartesi.Hafta sonu.Çoğunluğun evinde keyif yaptığı, dinlendiği gün oysa.
Başkent Hastanesi..C Blok..1.ci kat. Beyin ve Sinir hastalıkları bölümü.
Sanki hafta içi.Kabul günü gibi sıra sıra oturmuş her yaştan insanlar.
Kara kara düşünenler,bir an önce sırasının gelmesini sabırsızla bekleyenler, kimi halsiz, kimi dalgın,kimi yorgun bedeni, kimi duygusal gözleri nemli, kimi mahsun düşmüş yere kirpikleri. Kimi umutlu,heyecanlı, kimisi ise korku içinde umutsuzluk sarmış benliğini.
Düşündüm de salondaki hastaların ve hasta yakınlarının neler hissettiğini ? O sıralardan kısa bir süre önce bizler de geçtik üzüntüyle.
Zamanın acımasız izlerini silmek zordur aslında beyinden ama biz sildik bile çoktan.Çok şükür ablam kurtuldu darısı diğer hastaların başına.
NUR hocam ve ekibi her zaman ki gibi heyecanlı,telaşlı,bir o kadar da emin kendinden, yeni bir ameliyata hazırlanıyorlardı belli ki.
Mesleğinde doruklara çıkmış,isim yapmış uzman doktorlar hepsi de.
Hastalarına yaklaşımları çok farklı...Hastaların duygularını incitmeden, gözlerini korkutmadan, kırmadan, hayal kırıklığı yaşatmadan,nazikce kibarca, insanın içini ısıtan tatlı bir gülümseyişle, etkileyici inandırıcı bir üslupla, olumlu ya da olumsuz anlatıyorlar hastalıklarını hastalarına dobra dobra yumuşak bir ses tonuyla.Tıpkı bugün ablama sıcacık yaklaşımları gibi.Ona moral depoladıkları gibi.
Doğru doktoru bulmak çok önemli. Doktoruna güvenmek daha da önemli. Hasta ilgi bekler,sevgi şefkat bekler.Güçleniyor hasta sevgiyi görünce.
Tedavisi kolaylaşıyor,hayata gülümseyerek bakabiliyor yeniden.Kabulleniyor başına gelen talihsizliği. Bembeyaz bir sayfa açmak, yeniden hayata tutunmak için,kaliteli ve sağlıklı bir yaşama yeniden merhaba demek için emanet ediyor kendisini güvendiği doktoruna. İyileşememe korkusunu atıyor üzerinden ,daha iyi hissediyor kendisini,daha güçlü girebiliyor ameliyata, güvenle bakabiliyor yarınlara.
Tebrik ediyorum Başkent doktorlarını bu yaklaşımlarından dolayı.
Bozulan sağlığımızı altın tepsi içinde bizlere sunan, hayatımıza bambaşka güzellikler katan, yeniden sağlığımıza kavuşmamızı sağlayan , cumartesi pazar demeden,gecesini gündüzüne katan, büyük bir özveriyle çalışan tüm doktorlarımıza minnet ve şükran borcluyuz,CAN borçluyuz.Hepsi de sağolsun varolsun.
Bizler de birşeyler yapalım.
Daha güçlü daha dayanıklı olalım.
Ankara en sıcak günlerinden birini yaşadı bugün. Pırıl pırıl parlayan yakıcı güneş nihayet gösterdi gerçek yüzünü tüm ihtişamıyla.
Ben severim yazı..hele aylardan temmuzsa..hoşuma gider temmuzun güneşi sıcaklığı.

7 Temmuz 2011 Perşembe

Gönül HEKiMi olsam..kalemim de olsa AŞK kalemi

Aşkın yaşı yoktur vuramazsın kilit
Girer kapıdan izin almadan aniden
Ne engel tanır ne de başka birşey
Pozitif bir elektrik çeker seni
Esiri olursun, dönersin yıldırım çarpmışa
İçin bir hoş olur
AŞK sarhoşu olursun aniden
Bir ateş düşer içine
Kendinden geçersin tatlı bir sevgi seliyle
Dakikalarca konuşmak istersin sevdiğinle
Yazmak istersin hiç durmadan delicesine
Yakar ateşi
Arar gözlerin gözlerini
Çocuklaşırsın, kıpır kıpır eder yüreğin
Kalbin hükmeder beynine
Umurunda değildir boğulsanda AŞK denizinde
Erir için, özlersin derinden
Ruhunun gıdası olur hayali
Herşey daha güzel daha anlamlıdır
Gözlerinin içi bir başka güler
Kızarır yanakların,parlar gözlerin
Titrer bedenin özlemle
Görmesen birgün AŞK ACISI sarar içini
Çorak çöllere döner yüreğin
Onsuz ölürsün sanki
Nefes almak senin neyine ?
Adı AŞK işte
Yanmak da var bu ateşte
Söyleyin AŞK yaşanır mı acı cekmeden
Dilinin ucuna gelir söylemek istersin
Söyleyemezsin yüzüne sevdiğini
içinde yaşarsın herşeyi
HASRET ATEŞİ alev alev sarar benliğini

Gönül hekimi olsam
YARALI yüreklere şifa sunsam
AŞKIN gözyaşlarına esir olmadan
Çöl yalnızlığında kaybolmadan
Gönüllerin anlatamadığını
Hiç utanmadan, hiç çekinmeden
KALP KALEMİmle anlatsam...yazsam...yazsam....!!!

GÜZİN AVCI
7.Temmuz.2011
ANKARA

6 Temmuz 2011 Çarşamba

BAŞKENT Hastanesi gecesi...

Ayakta alkışlamak gerek boylesi hastaneyi

Karanlik cokunce huzunde cokuyor insana. Dramatik sahnelere sahit olabiliyorsun hastane odasinda..Her katta, her odada hastalar dunyadan kopmama cabasinda.Tek istekleri var o da iyilesmek.Eski sagliklarina yeniden kavusmak,hayata yeniden tutunmak.
O kadar degerli doktor var ki hastanede. İnsan gurur duyuyor her biriyle.
Bugun nobet sirasi ben de..Gozlemledim gece yarisi hastaneyi.
Disarda hayat durmus durumda..herkesler tatli uykuda..Oysa hastanede hic de oyle degil,cogunluk ayakta.Beyaz melekler kosturuyor bir saga bir sola.Sanki gunduz gibi.Hic uykusuz kalmamislar gibi. Hepsinin yuzunde tatli bir tebessum,calisiyorlar buyuk bir memnuniyetle.
Kimi hasta yakini kapida.Kimi uzgun,kimi mahsun,kimi aglamakli.Paylasmak isterdim aslinda,dertlerine ortak olabilseydim keske.
İyi hissetmedim kendimi, yaklasmadim bile.
Gecenin gec saatleri..pes pese telas icinde girip cikanlar..Ameliyat ekibi..Yine bir hastayi hayata dondurme seferberligi.
--"Kolay gelsin,Allah yardimciniz olsun,bol sans hepinize...dualarim sizinle guzel insanlar" dedim sessizce.
Ne kadar kutsal ve zor bir meslek Yarabbi..Eli opulecek insanlar tum doktorlarimiz .
Ulkemde kiymetleri bilinmiyor, hakettikleri verilmiyor ne yazik ki.
Biz egitimciler insan yetistirdik ama onlar can veriyorlar cikmak uzere olan cana.
Ablam derin uykuda ben nobetci asker elim tetikde bekliyorum sabirla.Huzur icinde uyuyor ablam derin derin, Nur hocam sayesinde huzurla.
Duygusal,melankolik bir ruh hali icindeyim.Yarali bir yavru kus gibi yalniz ve kimsesiz hissediyorum kendimi.
Dokunsalar aglayacagim hickira hickira.O denli dolu cocuksu masum yuregim.
Sabahin ilk isiklari ile birlikte basladi heyecanli tatli bir kosusturma .. piril piril temizlendi odalar koridorlar,degistirildi carsaflar.Dagitildi ozenle dort dortluk kahvaltilar.
Adi hastane...ama 5 yildizli otel sanki.
Ayakta alkislamak gerek boylesi guzel bir hastaneyi.
BASARILARINIZ daim olsun...!!!
Yolunuz acik olsun...!!!
Buyuk ATAM'in Başkenti gurur duyuyor sizlerle...!!!

Guzin AVCI
6.Temmuz.2011
ANKARA

5 Temmuz 2011 Salı

Prof.dr.Nur Altınörs..Başkent Hastanesi..Ankara

Ümitlerin tükendigi anda mucize yarattiniz

Degerli hocam,

Kalemim titriyor yazarken bu satirlari.
Cok buyuk ümitsizlikle, yikilmiş olarak girdigim hastane kapisindan, bugün ruhum beynim arinmiş tum karanliklardan, cikabiliyorum artik dişari keyifle sayenizde..
Hala gonlum huzunlu,hala yuregim buruk,atlatamasam da yasadigim travmayı..
Geçti diyorum kabus dolu gunler ...şimdi Başkent Hastanesinin penceresinden yureklice, basim dik, onurla, gururla bakabiliyorum gelip gecen insanlara, kapı onunde bekleyen hasta yakinlarina.
Her seferinde,her gelisimde ACI gercekler vuruldukca yuzume biliyorsunuz aglayarak ayrıldım hastaneden. Sokaklarda yankilandi hickiriklarim, yagmur oldu akti gozyaslarim. Yuregimin taa derinliklerinden kopup gelen, inanilmaz bir aciydi hissettigim.Gozlerimi kaldirip bakamiyordum gokyuzune..parlayan aya,yildizlara.Yasaklamistim guzel olan herbirşeyi kendime..Yagan bahar yagmurlarini,acan rengarenk cicekleri bile..Gonul bahcem tarumar olmus kusmustu hayata...kirilmisti bir kere bu guzel yaşama.
10 Mayistan beri elimiz yuregimizde yasadik endiseyle...bekledik kongre donusunuzu buyuk bir umitle.
O zor gunlerimde beni teselli eden tek sey vardi o da gelen haberlerdi.

--"Ankara BAŞKENT Hastanesinden Prof.dr NUR ALTINORS....Beyin ve sinir cerrahlarinin en iyisi...!!! "

Gercekten de buyuk arastirmalar sonucu tum yollar NUR hocamda kesismisti. Hic kuskumuz yoktu.Ablam emin ellerdeydi. inandik guvendik hepimizde.Nur hocam tereyagindan kil ceker gibi cekip cikaracakti o korolası tumoru.
Nur Altinors nadir bulunan,degerli kisilerden biriydi.
Anlatti herbirseyi.Nice canlara can vermis,umut mesalesi olmustu hastalara.Yureginin temizligi yuzune yansimisti adeta piril piril.Kurtardigi hayatlar,aldigi dualar yuzunden okunuyordu saf ve duru bir sekilde.Allaha olan inanci,insanligi,efendiligi mukemmeldi tek kelimeyle.Masallah..Allah nazardan esirgesin bu degerli hocamizi.

29.Haziran.2011 Carsamba
O sancili bekleyiste gecmedi saatler gulmedi yuzler. Endise,korku,umut hepsi ic ice...tum sevenler birlesti yurekten, Nur hocama,ekibine,ablama dualar ettik butun ictenligimizle. Kendimiz disarda yuregimiz onlarlaydi.
Ablam bicak altinda,biz bicak sirtinda bekledik sabirla...gozlerimiz ekranda..buz gibiydi usuyen ellerimiz, titreyen bedenlerimiz..
Hava griydi..bulutlarin ardindan arada sirada goz kirpan gunes bile yitirmisti anlamini..Surusunu kurda kaptiran cobanin, depremde herseyini yitiren bir insanin caresizlgi vardi bu bekleyiste.Tanklar geciyordu beynimden buyuk bir gurultuyle ugul ugul...Zaman gectikce kalbimiz daraliyor nefes almakta zorlaniyorduk tunelde kalmiscasina.

Allahima bin sukurler olsun mujdeli haber geldi sonunda.Ablam cikmisti ameliyattan sag salim basariyla.
4.5 cm tumorun hepsini cikarmis hocam hem de hic bir sinire dokunmadan mucize bir sekilde.
Kuruyan umut agacimiz yeniden yesermisti buyuk bir mutlulukla.Solan ruhumuz yeniden can buldu Nur hocamin nesteriyle.Buyuk caba harcanarak,emek verilerek, ozveriyle gerceklesmisti ameliyat.

Bayram sevinci yasatti Nur hocam ve ekibi.
Var mi dunyada yasamak ve nefes almak gibisi ?
Elleriniz dert gormesin Nur hocam.
Ameliyatta emegi gecen tum ekibinize, sag kolunuz dr . Serhat beye ve dr. Fikret Sahinturk'e, binlerce kez TESEKKURLER.
iyi ki varsiniz...!!!
iyi ki memleketimin muhtesem doktorlarisiniz...!!!
Gurur duyuyorum sizlerle...!!!

Saygilar,sevgilerimle

Güzin AVCI
5.Temmuz.2011
ANKARA