30 Nisan 2011 Cumartesi

PELiT Pastanesi..ZAMANE kahvesi..Çukurambar

Yarın PAZAR.
Tatil günü güzel ülkemde.
Süper..dört dörtlük..muhteşem bir KAHVALTI mı yapmak istiyorsunuz?
işte PELİT pastanesi.
Bence şu an Ankara'nın en iyi kahvaltısı Pelit'de.
ne isterseniz,ne arzu ederseniz hepsi orda.Döner bile var kahvaltıda.
Gitmeyenlere tavsiye ederim.
Kaçırmayın derim.
ZAMANE kahvesine gelince.
Bizim mekanımız oldu.
Her günümüzde orda olmak,brunchına katılmak büyük keyif.
Sivas'lı aşçı.Herşey taze,herşey sıcak.
Sunum güzel,ortam güzel.
MUTLUYUM Ankara'mız adına.
Dışardan gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz artık keyifle.
Sevgiler emeği geçenlere.Özellikle Arzu ve Mehmet beye.

GÜZİN AVCI
30.Nisan.2011
ANKARA

Apartman yaşamında ölmüyor ruhlar

Belki kimileri katılmayacak bana.
Apartman öldürüyor ruhumuzu diyecekler.
Bence tam tersi.Ben kocaman bir bahçenin içinde müstakil bir evde büyüdüm.Aşağıda amcam-teyzemden doğma sevgili kuzenlerimle birlikte büyüdük keyifle.Beraber yedik,beraber içtik,birlikte gittik okula,birlikte geçirdik hastalıkları.Kimseye ihtiyacımız yoktu,yetiyorduk birbirimize.
Ama büyük şehirlerde öyle değil.İlişkiler kopuk.Selam vermeye korkuyor bazıları.
Çıkar ilişkileri ön planda.Bazılarının birbirinden bile haberi yok.Kimler oturuyor apartmanda bi habersiz.Önemsemiyor,ilgilenmiyor,sabah gidip akşam geliyor evine.
Herşeye rağmen bugün gözlemledim de içime bir sıcaklık yayıldı düşününce.
Karşı komşum çaldı kapımı "canım yoğurdun varsa bir kase verir misin?" diye.
Ayak üstü lafladık epeyce.Asansöre binerken "merhaba" "nasılsınız?" diye sohbet.
Apartmana girerken çıkarken selamlaşma,bazen muhabbet.
Mutluluk veriyor bir gülümseme bile.
En önemlisi de ne biliyor musunuz?
Kapıcı Ahmet'in her akşam aynı saatte kapıyı çalması ve sipariş alması.
Çöpü titizlikle toplaması.
Her sabah gazete ile birlikte sıcacık,mis gibi ekmeğimizi koyması.
Bir villada yaşamak demek bunlardan yoksunsun demek.Kapıyı açtığın anda yüzyüze gelebileceğin bir kimse olmayacak.Gönül rahatlığıyla kimsenin kapısını çalamayacaksın.Çalabilmek için o zili dışarı çıkmak zorundasın.
Ben galiba sessiz,sakin,huzurlu yerleri değil de kalabalık yerleri seviyorum.Sessiz ortam da ruhum ölüyor hissediyorum.Daha doğrusu yalnızlığı hiiiç sevmiyorum.
istiyorum ki hep gelsin misafirler,yenilsin,sohbetler edilsin,keyifle geçsin günler.
Ben kalabalık ailenin çocuğuyum neyleyim. Alışmışım hareketli yaşam tarzına.
Herşey herkesin gönlüne göre olsun.
Sevgiler gül olsun yağsın üstünüze.
Güller açsın gül yüzünüzde,güzel gönlünüzde...!!!

GÜZİN AVCI
30.Nisan.2011
ANKARA

29 Nisan 2011 Cuma

Bahar gelmedi..güneş depresyonda

Bahar gelmedi ne memleketime ne de gönlüme
Soğuktu nisan ayı, serindi, geçti yağmurla
Küsmüş güneş bizlere nedense
Utangaç,küçük bir kız misali
Saklanıyor kara bulutların ardına ardına
Bunalmıştır YALNIZ başına yaşamaktan kimbilir
Tek başına tepsi gibi havada parlamaktan
Ne yagmur, ne bulut, ne kar ne de fırtına
Bağlamaz hiçbir kuvvet onu
istesin yeter ki
Çıkar tüm ihtişamıyla ortaya
Meydan okurcasına
Açtırır yüreklerde laleler,güller,rengarenk çiçekler
AŞK şarkıları söyletir büyülü sevdasıyla
Sevgili güneş
SEN gülmeyince yüzler de gülmüyor bak
Gönüller neşesiz, evler keyifsiz
Hayal bile kurulmuyor SENSiZ
Yaşanıyor baharlar mevsimsiz
Açtım ellerimi gökyüzüne
Usulca seslendim güzel güneşime tüm içtenliğimle
--" Sen bari nankör olma,
Sevildiğini,özlendiğini,istendiğini UNUTMA..!!!"
Saklama benden ışıltını,sıcaklığını
Ben..ben..AŞIĞIM SANA
Anlasana...!!!

GÜZİN AVCI
29.Nisan.2011
ANKARA

28 Nisan 2011 Perşembe

Gece gözlüm

Hiç durmadan yazabilseydim duygularımı sular seller gibi
Hiç korkmadan..hiç ürkmeden...hiç çekinmeden...
Gümbür gümbür içimden geldiğince
Oysa prangalar vurulmuş ellerime
Zincirle bağlanmış sürgündeki masum yüreğim
Oynamıyor parmaklarım eskisi gibi dansedercesine
Hepsi üzgün,hepsi suskun kahredercesine kaderine

Görmedim gözlerini bugün bakarken bana
Bakıyordun sevgiyle bir başkasına
içim cıııız etti, sızladı talihsiz yüreğim derinden
Boynum bükük, kalbim buruk
Döndüm gerisin geriye GECE GÖZLÜM
Ağlaya ağlaya tüm umutlarımı ardımda bırakarak...!!!

Güzin AVCI
28.Nisan.2011
ANKARA

26 Nisan 2011 Salı

KIBRIS..Yavru VATAN

22 Nisan-25 Nisan arası Girne'deydik.
KIBRIS..yavru vatanımız.
Küçücük ama çok sevimli.Beş parmak dağları,Karaoğlan mesajı," Ayşe tatile çıktı" şifresiyle başlayan savaş geldi aklıma.Heryerinde şehit kanı var.içim burkuldu.
ilginçti gözlemlediklerim.Yazmadan edemeyecegim.
Uçaklar ful dolu.Biri iniyor diğeri kalkıyor.Neden mi ?
Kumarhaneler yüzünden.Biliyorsunuz bizde yasaklandı.Çok da iyi oldu.
Ne ocaklar söndü,ne yuvalar yıkıldı,ne sevgililer,ne eşler ayrıldı birbirinden.
Uçaklar dolu..oteller dolu...kumarhaneler dolu.Uçağımızda da Hürremler doluydu.Kah kah kih kih..neşeli,oynayacakları oyunların heyecanıyla yanıp tutuşuyorlardı.Belliydi hallerinden rahat yaşamları olduğu.Beyleri yoktu yanlarında.Yalnız takılmıştı bu süslü hatunlar.
Sevmiyorum ben o ışıltılı,para tuzağı olan yerleri.Eğlenmek amaçlı gitmek güzel.Ama kendini kaptırırda saatlerinin hepsini orada geçirirsen o hastalıktır işte.Nefret ediyorum elleri titreye titreye oyun oynayan yaşlı teyzelerimden,yaşlı amcalarımdan.Kumar sizin neyinize.Heyecandan kapleri duracak yemin ederim.Deliler gibi,çılgınca oynuyorlar nefes almadan.Bir yandan da yiyip içiyorlar.
Asuman...sevgili ögretmen arkadaşımla gitmiştik birinde grupla.Öğrettim onu.." aman..saat 24.00 de herkes odasına çekilsin tamam mı ? bana destek ol" demiştim..."tamam,merak etme" dedi gülümseyerek.
Saat tam 24.00 olmuş.Bakıyorum Asuman'ın gözünün içine."haydi gidiyoruz" demesini.
Ellerini beline koydu bana bir çıkıştı.
--" Biz buraya oyun oynamaya geldik,tavuk gibi yatmaya gelmedik,sabaha kadar burada kalacağız,sen git yat istersen" dedi ciddi ciddi.
Hayal kırıklığına uğramıştım o kadar üzüldüm ki gittim odama ağlamıştım hıçkıra hıçkıra.
Aklıma geldi gülümsedim.Ne kadar çocuk ruhluymuşum.Utanırdım öyle bir yerde bulunmaktan nedense.Hala da utanıyorum ama şimdi olgunlaştım.Büyüdüm sanki.Her birey kendinden sorumlu.Aşırıya kaçmadığı sürece gönlünü eğlendirebilir diyorum.Haa..ben değiştim mi ? hayır.. hala aynı duygularım.Allah kumar hastalarını ıslah etsin,akıl fikir versin ne deyim.
CRATOS Otelini görmenizi isterim..Tek kelimeyle muhteşem.Böyle güzel bir otel hiç görmedim.Çok yer gezdim, çok otel gördüm ama böylesini görmedim.Kalite akıyor her yerinden,paradan kaçınılmamış,herşey en iyisinden yapılmış,en şahanesi secilmiş özenle.Perdeler de koltuklarda, çoğu yerde Arap ülkelerinin konsepti vardı.
işte böyle.Su gibi akıp geçti 4 gün.
Tadını kimler mi çıkarıyor ?
Almanlar ve italyanlar..Karınca gibi kaynıyordu.Güneşle başbasa havuzun etrafinda keyfince yüzüyorlar,bedava tatil yapıyorlar,güzel yemeklerimizi de doya doya,büyük bir iştahla midelerine indiriyorlar.
Hayatın tadını çıkaranlara ne mutlu...!!! diyorum.
Benim halkımın çoğunluğu ne yazık ki yoksun bu güzel duygudan.
Avrupalı'lar yaşıyor cenneti.
Akıl mı ? paranın gücü mü ? siz karar verin ona da.
sevgiler

GÜZİN AVCI
26.Nisan.2011
ANKARA

21 Nisan 2011 Perşembe

Magandalar olmasa hayatımızda

21.Nisan.2011
Ankara'da pırıl pırıl bir güneş var bugün.
Bakınca pencereden muhteşem yeşillikle güneşin bütünleşmesine tanık olursunuz büyük bir keyifle.
Amaa hele bir adım atın dışarıya. Aman Yarabbim..sanki kıştan kalma bir gün.Güneşe aldanıp da dışarı ince giysilerle çıkanlar griple kolkola dönmüştür eve.Tabii iliklerine kadar da donmuşlardır.Acaip bir soğuk var.Herseye rağmen çıktım evden.
Değerli Asghar hocamızın ameliyatı vardı bugün.Amacım onu ziyaret etmekti.
Gittim, başarılı geçmişti ameliyatı.Ünlü diş hekimlerimizden Reha hocamız yapmış ameliyatını.Sagolsun.
Asghar hocamızı görünce ağzında tamponla çok üzüldüm.Ağlamamak için zor tuttum kendimi.Yazık..günah..çocuk gibi masum uyuyordu.
Arabasına arkadan bir magandanın küt diye vurmasıyla çenesini arabanın direksiyonuna çarpmıştı.Hem dişlerini kaybetti hem de çenesinde problem oluştu.Gel de kızma.Bazılarına insan demek gelmiyor içimden.Hayvan desem hayvanlara hakaret olur.Bu kendini bilmez densiz,terbiyesiz insanların ceza almadan ortalık da dolaşması üzüyor beni.
Adalete teslim edeceksin bir daha yapmayacak,yapamayacak.Yapanın yanına kar kalıyor.
Başkent üniversitesinden çıkan gençleri bir görseniz.Sanki araba değil altlarindaki çocuk oyuncağı.Yarış yapıyorlar etrafa kan kusturarak.Zigzaglar çiziliyor,bir sag şerit,bir sol şerit.Kelle koltukta Allaha emanet gidip geliyoruz.Bu baba parası yiyen, cebi şişkin,zengin,şımarık çocuklara haddini bildirecek kimseler yok ne yazik ki.
inanın bu şehir magandaları olmasa insan daha huzurlu,daha mutlu olacak,daha güvende hissedecek kendini.Yarınlara daha güvenle bakabilecek.
insanın ruh sağlığıyla oynuyor bu şehir eşkiyaları.
Neyse..
Bununla büyük GEÇMiŞ OLSUN hocam...!!!
Acil şifalar diliyoruz AVCI ailesi olarak.
sevgiler

GÜZİN AVCI
21.Nisan.2011
ANKARA

15 Nisan 2011 Cuma

insani değerler kalmadı günümüzde

Saygi,sevgi,insani degerler yok olmak üzere.
Dün günümüz vardı.Kurtuluş lisesinin kibar öğretmenleri ile.
Herbirini de çok seviyorum.Aklı başında,eğitimci,bilgili,güzel insanlar.Ülke sorunlarını dinlemekten,duygularımızı paylaşmaktan,onlarla birarada olmaktan büyük keyif alıyorum.
Dün benim günümdü veee Esen'de geldi.Sevindim.Kolejde çalısıyor hala.
Arabam yoktu.
Armada'da işim vardı hallettim.Çıktım dışarı tam taxiye binecegim,bizim siteden geçen otobüs gelmez mi? Atladım süpermen gibi hemen otobüse gözlerim parlayarak.
Önce bir şok geçirdim.inanın gördüklerime inanamadım.
Genç kızlar oturuyor ön saflarda yaşlı amca ve teyzeler ayakta.
--"Olamaz ya..gençliğimiz bu kadar duyarsız kalamaz...!!!" dedim yüksek sesle.
Hiç umurlarında değil dünya.Başlarını yere eğmişler,biri müzik dinliyor,kulaklarını kapatmış dünyaya,diğeri de sanki makinalı tüfek gibi mesaj yazıyor peşpeşe.
ikisini de dürttüm kibarca.
--"Büyüklerinize saygılı olun lütfen? dedim kızgın bir ses tonuyla gözlerim çakmak çakmak olmuş.
Öğrencilerim gözlerime bakmaya çekinirlerdi saygıdan.Farklıydı benim öğrencilerim.
Buterbiyesizleri anlamak mümkün değil.
--"aaa..görmedik" dedi uzun boylu olan ukala ukala.
--"Başınızı gömerseniz deve kuşu gibi görmezsiniz tabii" dedim sert bir bakış fırlattim.
Amcam da teyzem de teşekkür ederek canına minnet hemen oturdular.
Gençler adına ÖZÜR diledim utanarak her ikisinden de.
TÜRK GENÇLiĞiNi bu cep telefonları ve bilgisayar bozdu.
Telefon ihtiyaç olmaktan çıktı artık sohbet arenasına döndü.Saatlerce bedava konuşmamız var diyerek konuşuyorlar deliler gibi bıkmadan usanmadan.
Ne beyin bıraktı,ne kulak bıraktı bu promosyonlar gençlerde.
Uyuşturdular resmen çocuklarımızı.
Akılları fikirleri telefonda,oyunda,facebookda,chetleşmede,mesaj çekmede.
Boş teneke gibiler.
Ne saygıdan haberleri var,ne sevgiden,ne ülkeden,ne gelecekten.
Günü birlik yaşayıp gidiyor çoğunluk duyarsızca,amaçsızca.
Gel de üzülme...!!!
Gel de sinirlenme...!!!

Güzin AVCI
15.4.2011
ANKARA

insani değerler kalmadı günümüzde

Saygi,sevgi,insani degerler yol olmak üzere.
Dün inanın gözlerime inanam

13 Nisan 2011 Çarşamba

2010 dolu dolu bir yıldı

Çin'den Pekin'den Mustafa kardeş google'dan "tesadüfen bloğumu okuduğunu,çok beğendğini" yazmış.
"Özellikle 2010 daki yazı ve şiirleriniz beni çok etkiledi" demiş.
Evet...çok şey yaşadım 2010 da.
Görmediğimi gördüm.
Tatmadığımı tattım.
Dolu dolu bir yıldı benim için.
Her satırında sevgi,saygı,özlem,hasret,gurbet vardı.
Katar-Ankara-Kuşadası
Sıradan değildi hiçbiri de.
Şimdi de yazmak istiyorum keyifle ama Y A Z A M I Y O R U M işte.
Kollarımda demirden bir pranga asılı sanki.Parmaklarım yürümüyor.
Oysa dansederdi tuşların üstünde.
Nefes almadan yazardım ne yazıyorsam büyük bir heyecanla.
Güneş bir başka güzel doğuyordu gönlüme.
Yüreğim ilkbakar kuşları gibi neşeli cıvıl cıvıldı.
Y O R G U N U M şimdi.
Bir mahkum misali oturuyorum evimde.
KIRGINIM hayata.
KIZGINIM haksızlıklara.
Yenilen HAKLARA...!!!

Güzin AVCI
13.4.2011
ANKARA

11 Nisan 2011 Pazartesi

Paris ve Tunus'tan gelen mail

Haklısınız.
Özür diliyorum.
Yüregim sevgi dolu.
Kızgınlık,öfke yakışmıyor bana.
Binlerce kilometre uzaklarda sıradan,basit yazılarımı okuyorsunuz,
maillerinizle destek oluyorsunuz.
iyi ki varsınız...!!!
Sagolun varolun...!!!

Oysa bazıları canımı acıtmayı çok seviyor nedense.
içim o kadar dolu ki
A N L A T A M I Y O R U M...!!!
Gönlümden geçenleri
Y A Z A M I Y O R U M...!!!
Düğüm olmuş boğazıma bir yumruk
K O N U Ş A M I Y O R U M ...!!!

Güzin AVCI
11.4.2011
ANKARA

10 Nisan 2011 Pazar

Hava gibi parçalı bulutlu GÖNLÜM

Kızıyorum insanlara
Katlanamıyorum yapılan haksızlıklara
Halimiz içler acısı inanın.
Artık bakılmıyor beyinlere.
Bakılmıyor yapılan işlere.
Ne bitirdiği üniversiteye ne de bildiği yabanci dillere.
YAZIK gençlerimize.
Aslan gibi çocuklar kazanıyorlar YAZILI sınavları binlerce ögrenci arasından.
Sıra geliyor SÖZLÜ mülakata.
Haa..iktidar yanlısı değilsen vay haline.
Acımadan,yüzleri kızarmadan, vicdanları sızlamadan eliyorlar SENİ.
Neye göre elendiklerini bile bilmiyor bu çaresiz,umudunu yitirmiş gençler.
Yemin ederim her gece dua ederek yatıyorum.
Üzdüğünüz,acımasızca ağlattığınız,hiç utanmadan hakkını yediğiniz bu gençlerin ahı sizleri hiç ondurmasın inşallah.
Onların döktüğü gözyasının on katını da siz dökün bir şekilde.
Çaldığınız o ruh sağlıklarını,çaldığınız o güzelim hayatları, çaldığınız o mutlulukları, huzurları,
bir daha..bir daha geri verebilecek misiniz bakalım taş kalpliler ?
ALLAH sizleri bildiği gibi yapsın...!!!

GÜZİN AVCI
10.4.2011
ANKARA

Aşkın habercisi..baharın müjdecisi

Havanın hiç tadı yok bugün.
Bazen yağıyor seller götürüyor her yeri, bazen esiyor deli deli ,bazen de bir bakmışınız güneş açmış pırıl pırıl sanki hiç yagmur yağmamış gibi.
Ayların en güzeli NiSAN ayı bence.
AŞKIN habercisi...
BAHARIN müjdecisi..
Severim ben ilkbaharı..severim canlanan doğayı.
KALPLERdeki o tatlı heyecanı...
Ağaçlar çiçek açti rengarenk.Yemyeşil toprak.
Kapıcı Ahmet'in tavuğunun civcivleri bile çıktı,geziyorlar cik cik annelerinin peşinde,öyle tatlı öyle sevimliler ki.Ördekler,tavşanlar,tavuklar,horozlar,köpekler sanki çiftlik apartmanın yeşil alanı.Ne ararsanız bulursunuz aşagıda.
Gerçekten görülmeye deger.
4 mevsimi bir günde,bir arada yaşamak mümkün Ankara'da.
YURT dışında yaşayanlara gönderiyorum bu renkli doğayı,mis havayı.
Çiçekler ölmesin açsın hep renk renk,ruhlar dolsun huzurla,
Özgürce,barış içinde sağlıkla yaşansın tüm mutluluklar ağız tadıyla.
Sevgiler

Güzin Avcı
9.4.2011
ANKARA

1 Nisan 2011 Cuma

NiSAN 1 ŞAKASI

Bazı anılar seneler geçse de unutulmazmış.
Her NiSAN 1 günü aklımıza düşer, gülümseyerek anarız o unutulmaz eşek şakasını.
Kurtuluş lisesi..Rehberlik odasındayız.Can kardeşlerim Setenay ve Belkıs'a dedim ki " haydi bizimkilere Nisan 1 şakası yapalım".
her ikisi de önce itiraz etti sonra "tamam" dediler.
Sırasıyla aramaya karar verdik.Önce ben Belkıs'ın eşi Yavuz'u aradım.Yavuz Doğan şu an Ankara VESTEL bölge müdürü.Belkıs da MEB müfettişi.
--" Yavuz..çok üzgünüm..Belkıs'ın pat diye tayini çıktı, böyle saçmalık olur mu ?şok oldu kızcağız..bir türlü teselli edemiyorum, ne yapıyım söylesene?" dedim.
Nasıl bir ses tonuyla konuştuysam hemen inandı.
--" nereye çıktı tayini ? " dedi..
aglamakli bir sesle " Çinçin baglarında bir lise" dedim.
"Hay Allah" dedi..acaip üzüldü.
Kahkahaları duyunca NiSAN 1 şakası dedik."Alacağnız olsun" dedi kızgınlıkla.
Sıra Taner'deydi.Arayan kişi de Setenay'dı.
O gun de nöbetciydim.Sabahın erken saatinde evden cıkmıştım bir telaşla.
--"Alo Taner..çabuk gel,Güzin başmüdür muaviniyle kavga etti,camları bütün indirdi,sinir krizi geçiriyor,bir türlü teskin edemiyoruz,çabuk çabuk gel" dedi.
Benimki duyar duymaz telefonu kapattigi gibi fırlamıs.
Alo..alo...şaka bile demeye fırsat bulamadı Setenay.Hemen GAMA'yı aradık.
"Nisan 1 şakası,soyleyin ne olur,gelmesin" dedik..dedik ama " çoktan fırladı geliyor,böyle şaka mı olur ? buna eşek şakası denir" diye bir de azar işittik.
Hay Allah..şaka oldu kaka..çıktık okulun bahçesinde bekliyoruz Taner'i..yok..gelen yok..giden yok..deli olduk..hepimiz bahçede bekliyoruz heyecanla.Benim eteklerim tutuştu..Tam 1 saat geçti,yüregimiz agzımıza geldi,eyvah başına birsey geldi dedik.
Megersem arabanin telefonu ile çagırmışlar geri dönmüş,bu sefer de onlar bizi cezalandırmak için söylememişler.Belki Gamayı o bir saat içinde 20 kez aradık.
Cezamızı ağır ödedik.Setenay'ın Muratı kurtuldu şakadan,onu da Belkıs arayacaktı.
Daha sonraki günlerde hiç unutmadılar,hep fırsat kolladılar intikam almak için.
Bugün..günlerden 1 Nisan...
Belkıs'ım da aradı, Setenay'ım da.Aynı anda o unutulmaz NİSAN 1 şakasını düşünmüşüz.Ne güzel günlerdi o günler.
Nice Nisan 1 dileğiyle sevgiler herkese.

GüZiN AVCI
1.Nisan.2011
ANKARA