30 Nisan 2011 Cumartesi

Apartman yaşamında ölmüyor ruhlar

Belki kimileri katılmayacak bana.
Apartman öldürüyor ruhumuzu diyecekler.
Bence tam tersi.Ben kocaman bir bahçenin içinde müstakil bir evde büyüdüm.Aşağıda amcam-teyzemden doğma sevgili kuzenlerimle birlikte büyüdük keyifle.Beraber yedik,beraber içtik,birlikte gittik okula,birlikte geçirdik hastalıkları.Kimseye ihtiyacımız yoktu,yetiyorduk birbirimize.
Ama büyük şehirlerde öyle değil.İlişkiler kopuk.Selam vermeye korkuyor bazıları.
Çıkar ilişkileri ön planda.Bazılarının birbirinden bile haberi yok.Kimler oturuyor apartmanda bi habersiz.Önemsemiyor,ilgilenmiyor,sabah gidip akşam geliyor evine.
Herşeye rağmen bugün gözlemledim de içime bir sıcaklık yayıldı düşününce.
Karşı komşum çaldı kapımı "canım yoğurdun varsa bir kase verir misin?" diye.
Ayak üstü lafladık epeyce.Asansöre binerken "merhaba" "nasılsınız?" diye sohbet.
Apartmana girerken çıkarken selamlaşma,bazen muhabbet.
Mutluluk veriyor bir gülümseme bile.
En önemlisi de ne biliyor musunuz?
Kapıcı Ahmet'in her akşam aynı saatte kapıyı çalması ve sipariş alması.
Çöpü titizlikle toplaması.
Her sabah gazete ile birlikte sıcacık,mis gibi ekmeğimizi koyması.
Bir villada yaşamak demek bunlardan yoksunsun demek.Kapıyı açtığın anda yüzyüze gelebileceğin bir kimse olmayacak.Gönül rahatlığıyla kimsenin kapısını çalamayacaksın.Çalabilmek için o zili dışarı çıkmak zorundasın.
Ben galiba sessiz,sakin,huzurlu yerleri değil de kalabalık yerleri seviyorum.Sessiz ortam da ruhum ölüyor hissediyorum.Daha doğrusu yalnızlığı hiiiç sevmiyorum.
istiyorum ki hep gelsin misafirler,yenilsin,sohbetler edilsin,keyifle geçsin günler.
Ben kalabalık ailenin çocuğuyum neyleyim. Alışmışım hareketli yaşam tarzına.
Herşey herkesin gönlüne göre olsun.
Sevgiler gül olsun yağsın üstünüze.
Güller açsın gül yüzünüzde,güzel gönlünüzde...!!!

GÜZİN AVCI
30.Nisan.2011
ANKARA

Hiç yorum yok: