21 Temmuz 2011 Perşembe

Evlat acısı

Ablamda kaldım bu gece.
Sabahın erken saati. Uyandım büyük bir üzüntüyle. Rüyamda şehitlerimizi gördüm. Nur içinde yatsınlar.
Kocaman bir asker aracı.Kapalı dört bir yanı.Kenarlarından bir karış açık her tarafı.
Gencecik,ana kuzuları,oturmuşlar yan yana,sıra sıra,omuz omuza.
Nasıl yalvarıyorlar...
---" yardım et...yardım et...ne olur yardım et...!!! " diye.
Gözlerimi kaçırıyorum, "hangi birinize yardım edeyim,o kadar çoksunuz ki" diyorum içimden. Bir tek asker ses çıkarmıyor,gözlerini kaybetmiş mayında..birden hareket etti asker aracı...uzaklaşırken hala sesleri geliyordu..--"yardım et..yardım et.." uyandım terler içinde.
Yüreğime kocaman bir ateş parçası düşmüştü sanki.
---"Hayırlara çıksın" dedi ablamlar.Gün boyunca çınladı kulağımda haykırışlar.
Saat 18.00..bugün evime erken gidiyim dedim indim aşağıya.Tam arabaya bineceğim,kaldırım kenarında,iki büklüm oturmuş bir amca, dayamış sırtını ağaca. Bugün çok sıcaktı Ankara. Ağacın gölgesinde dinleniyor sandım bir an.
Baktım ağlıyordu sarsıla sarsıla.
Hay Allah...ne oldu aceba?Yaklaştım yanına usulca.
---" iyi misiniz ? " dedim şefkatli,yumuşak bir ses tonuyla.Konuşmadı baktı sadece.
Soluktu rengi.Bembeyaz saçı ve sakalı karışmıştı birbirine.Binlerce ton yükün altında ezilmiş gibi omuzları çökmüştü.Yarı kapalı gözleri kıpkırmızıydı.Gariban biri değildi.Giyiminden belliydi,tertemizdi ütülü beyaz gömleği. gazel yaprak gibi titriyordu elleri,mengeneye sıkışmış gibiydi sanki yüreği,zor alıyordu nefesini.O kadar inceydi ki üflesem uçardı belki.Uzaktan çok yaşlı bir amca gibiydi,oysa orta yaşlarda biriydi.
Kızdım içimden gelip geçenlere..ne kadar duyarsızlaşmışız..bugün bir kez daha anladım bunu ne yazık ki.
Çatlamış dudaklarından acıyla fısıltı halinde dökülen sözler çiviledi beni olduğum yere.
---" Oğlumu kaybettim ben...yarım kaldı hayallerim...!!!"
İçim ürperdi.Ne diyeceğimi şaşırdım.Kelimeler düğüm düğüm dizildi boğazima.
---" başınız sagolsun,çok üzüldüm" diyebildim yutkunarak.
Doğrulmaya çalıştı zoraki, genç yaşta ihtiyar olmuştu sanki.Yüreğini yakan gözyaşlarıyla birlikte çıktı kaldırıma.Çatıldı kaşları, öfke içinde ;
---" ŞEHİT babasıyım , bu can çıkmayınca bedenimden dinmez ACIM..."!!!

Birazcık keyfim vardı.Yüzümdeki sıcacık mana kayboldu birden, Deli fırtınalar esti içimde öfkeyle karışık, adamcağızın acısı çöktü yüreğime.Rüyam buna çıkmıştı işte.
Hayat ne kadar da acımasızdı.Gam-keder-üzüntüdür insanı öldüren.Oğlunun sefasını çekecekken cefa çekiyordu istemeden.Yaşam anlamını çoktan yitirmişti bu baba için,evlat acısı benzemez ki hiç birşeye, tarifsiz acıydı yüreğindeki.
Lanetledim.."Kurşun sıkan eller kırılsın" dedim tüm kalbimle.

Utanıyorum şehitlerimizin adına
Üşüdü parmaklarım zorlanıyor yazarken şimdi
kış soğuğunda kalmışcasına
bu temmuz sıcağında
Daha onlar çocuk...ömürlerinin baharında
En delikanlı çağlarında
Yakışmaz böylesi haince ölüm
Yakışmaz körpecik ana kuzularına kara toprak
Unutmasın hiç kimse
Baksınlar şanlı tarihimize,yakın geçmişimize
Şehitler ölmez VATAN bölünmez
ATAM'ın çocuklarıyız biz
Birimiz ölürüz binimiz diriliriz yeniden yiğitce...!!!

Güzin Avcı
21.Temmuz.2011
ANKARA

Hiç yorum yok: