10 Temmuz 2011 Pazar

Gülümseyelim hayata

Ankara en sıcak günlerinden birini yaşadı bugün. Pırıl pırıl parlayan yakıcı güneş nihayet gösterdi gerçek yüzünü tüm ihtişamıyla.
Ben severim yazı..hele aylardan temmuzsa..hoşuma gider temmuzun güneşi sıcaklığı. Mutluluk verir bana.
Senede bir kezdir beklenir tatil büyük bir özlemle. Masmavi deniz, kum, batan güneş,ay ışığı yakamoz, keyifle yenen yemekler,söylenen şarkılar türküler,eğlenceler,romantik sahneler,dinlenen beyinler,bedenler,atılan stresler...Ayrı tat,ayrı lezzet..Hepsi de güzeldir birbirinden.
Sabahın erken saatlerinde tatlı bir heyecanla çıktık evden..yeğenim Gülin'i götürdüm Ümitköy'e KPSS için. Oradan yıldırım hızıyla Çukurambara ablama.Gülay ablamı Başkent Hastanesine götürmeye dikişlerini aldırmaya.
Bugün cumartesi.Hafta sonu.Çoğunluğun evinde keyif yaptığı, dinlendiği gün oysa.
Başkent Hastanesi..C Blok..1.ci kat. Beyin ve Sinir hastalıkları bölümü.
Tatilde olması gerekirken herkesler orda.Sanki hafta içi.Kabul günü gibi sıra sıra oturmuş her yaştan insanlar.
Kara kara düşünenler,bir an önce sırasının gelmesini sabırsızlıkla bekleyenler, kimi halsiz, kimi dalgın,kimi yorgun bedeni, kimi duygusal gözleri nemli, kimi mahsun düşmüş yere kirpikleri. Kimi umutlu,heyecanlı, kimisi ise korku içinde umutsuzluk sarmış benliğini.Yani vardı ruh halinin her çeşiti.
Düşündüm de salondaki hastaların ve hasta yakınlarının neler hissettiğini ? O sıralardan kısa bir süre önce bizler de geçtik üzüntüyle.
Zamanın acımasız izlerini silmek zordur aslında beyinden ama biz sildik bile çoktan.Çok şükür ablam kurtuldu darısı diğer hastaların başına.
NUR hocam ve ekibi her zaman ki gibi heyecanlı,telaşlı,bir o kadar da emin kendinden, yeni bir ameliyata hazırlanıyorlardı belli ki.
Mesleğinde doruklara çıkmış,isim yapmış uzman doktorlar hepsi de.
Hastalarına yaklaşımları çok farklı...Hastaların duygularını incitmeden, gözlerini korkutmadan, kırmadan, hayal kırıklığı yaşatmadan,nazikce kibarca, insanın içini ısıtan tatlı bir gülümseyişle, etkileyici inandırıcı bir üslupla, olumlu ya da olumsuz anlatıyorlar hastalıklarını hastalarına dobra dobra yumuşak bir ses tonuyla.Tıpkı bugün ablama sıcacık yaklaşımları gibi.Ona moral depoladıkları gibi.
Doğru doktoru bulmak çok önemli. Doktoruna güvenmek daha da önemli. Hasta ilgi bekler,sevgi şefkat bekler.Güçleniyor hasta sevgiyi görünce.
Tedavisi kolaylaşıyor,hayata gülümseyerek bakabiliyor yeniden.Kabulleniyor başına gelen talihsizliği. Bembeyaz bir sayfa açmak, yeniden hayata tutunmak için,kaliteli ve sağlıklı bir yaşama yeniden merhaba demek için emanet ediyor kendisini güvendiği doktoruna. İyileşememe korkusunu atıyor üzerinden ,daha iyi hissediyor kendisini,daha güçlü girebiliyor ameliyata, güvenle bakabiliyor yarınlara.
Tebrik ediyorum Başkent doktorlarını bu yaklaşımlarından dolayı.
Bozulan sağlığımızı altın tepsi içinde bizlere sunan, hayatımıza bambaşka güzellikler katan, yeniden sağlığımıza kavuşmamızı sağlayan , cumartesi pazar demeden,gecesini gündüzüne katan, büyük bir özveriyle çalışan tüm doktorlarımıza minnet ve şükran borcluyuz,CAN borçluyuz.Hepsi de sağolsun varolsun.
Bizler de birşeyler yapalım.
Daha güçlü daha dayanıklı olalım.
Kendimizi önemseyelim,gülümseyelim yaşama.
Bir de hayata güzel bakmasını bilelim.
İnanın hayatımız daha kolaylaşır, daha mutlu daha huzurlu yaşarız böylece.
Her nereye giderseniz gidin, MUTLULUK gölgeniz olsun,adım adım gelsin peşinizden oraya...!!!

Güzin Avcı
9.Temmuz.2011
ANKARA

Hiç yorum yok: