16 Mayıs 2017 Salı

Kuveyt'in sıcağında..

Kuveyt'te hava inanılmaz sıcak bugün.Canım sıkıldı dedim iniyim havuz başına.Biraz dolaşmak iyi gelecek ruhuma.Ben sporcu bir insan kapanır mı eve? Durabilir mi kapalı duvarlar arasında? Ne çok gezerdim Katar'da.Doha'yı kimse bilmez benim kadar, bilirim avucumun içi gibi.Sahiller beni söyler, kumaşçılar beni özler, Pakistan'lı inci satan kardeş beni bekler, Suklar alışmıştır selamıma yoksa işleri rast gitmez. Esnaf severdi beni.Kim birşeyler almak ister bensiz gitmezdi.Eski sukların yıkılışı, yeniden yapılması.İslamik müzenin inşaatı.Yoktu hiçbirşey ben gittiğimde.Sonradan yapıldı heryer gözlerimin önünde. Güzeldi yaşantım.Doha'nın en guzel yerindeydi evim.Mavisiyle deniz her ikindin çağırırdı beni resmen, gün batımı bensiz anlamsızdı. Ne şarkılar türküler söyledim kulağa hoş gelen.Müzik benimdi sözde benden..Beste yapmasını bilseydim şimdi Türkiye çalkalanırdı.Hep içimde bir çoşku bir sevinç, hüzün kaplasa da benliğimi, içimdeki çocuk kedere izin vermezdi.Birlikte sahil boyunca sarmaşdolaş kucaklardık yaşama sevincini.
Öfkem bazen dağlara eşit olsa da, kızsam da memleketim de yaşananlara,Corniche'de duruyordu zaman,duygularım karışıyordu dalgalara.
Dönerken uğrardım mutlaka sırayla hepsi yanyanaydı önce Sharaton'a. Bahçesi bahçem insanlar yoldaşım olmuştu sanki.
Four Saisons'da içerdim buz gibi bir limonata,içim açılırdı giderdi tüm yorgunluğum.
Hilton ne çok anım var seninle deniz kabukları toplarken, arıyorsunuzdur beni eminim.
Evimin karşısı,penceremden baktığım zaman bu üç güzel otel gülümserdi komşumuz uyandı diye :)
Her taşın üstünde kalmıştır izim.Her çiçeğe sinmiştir nefesim.
Anılarım tazelendi yine parmaklarım dansederken tuşların üstünde.
Gelelim havuz başına.Zengin ülke burası.İçim acıdı gördüklerime.
Gri çelimsiz küçücük bir güvercin süzüldü geldi kondu havuz kenarına.Bizim güvercinlerimiz etli butlu hepsi gösterişli baba güvercinler.Bu Afrika'lı çocuklar gibiydi üflesem yapışır yere.
Ürkek korkak dolu gözlerle başını bir sağa bir sola çevire çevire yaklaştı iyice.Baktı içemedi geçti merdiven başına.Uzandı birkaç damla havuzun klorlu suyundan içti.Ciğeri yanmış sıcaktan ne olsa içmeye razı hayvancık.Köşeden çıktı sarı beyaz güzel bir kedi.Gördü onu pır uçtu havuzun üstünden.Gözlerime inanamadım dilim tutuldu..O şeffaf incecik kanatları bedeni..Muhteşemdi..Havuzun turkuaz rengiydi tüyleri. Gri gitmiş mavi almıştı yerini. O çelimsiz çirkin güvercin o kadar güzeldi ki alamadım gözlerimi.
Güvercini korkutup kaçıran kedicik geldi şimdi.Kenarlar yüksek akıllı,merdivenlerden indi iki basamak.Nasıl susamış dili dışarda eğilirken havuza. İçti klorlu suyu dura dura yüzünde ekşimsi bir ifade belli tadından hiç hoşnut olmasa da. İçti mecburen.
Bir kızdım insanoğluna.
Sürekli heryer inşaat halinde yapıyorsunuz biryerleri.
Hiç mi düşünmezsiniz garibanları.
Ağzı yok ki bir bardak su istesin çalsın kapıyı, ya da marketten alsın versin parayı.
Bir su kabı koyulsa bir kenara, ya da yapılsa sabit bir çanak.Bu sıcakta içse hayvanlar. Sevapların en büyüğü..Duyarlı olmak empati yapmak gerek vicdan meselesi.
10 dakika içinde gördüklerim üzdü beni.
Hayalimde onları mutlu edecek sevindirecek çanaklar koydum bahçe ortasına.
Kuşların içinde kanat çırparak yıkanışlarını gördüm bir an.
Kediciklerin memnuniyeti geldi gözlerimin önüne.
Mutlu ettim kendimce.
Hayat bu işte.
Hep bir mücadele.

Güzin AVCI
16.Mayıs.2017
Kuveyt

Hiç yorum yok: